Multimedya ; güneş.
Yumuşak ve büyük olan yatakta, esneyip karşımdaki tanımadığım bir ablaya baktım. Muhtemelen benden 2 yaş falan büyüktü. Tahminim öyleydi.
"Güneş hanım, aysel hanım sizi akşam yemeğine bekliyor. Hazırlanmalısınız." Dedi. Kesin burada bir çalışandı bu.
"Tamam, ben hazırlanıp geliyorum hemen." Dedim. O odadan çıktıktan sonra, bir kez daha esneyip yataktan kalktım.
Aynalı komidinin karşısına geçip kendime bir baktım. Canavar gibi görünüyordum resmen. Elimi yüzümü yıkamam gerekiyordu. Lavaboya gitmek için kapıya yöneldim.
Bir sağ bir sola baktım. Karşıdaki odadan hiç ses gelmiyordu. Belkide demir şimdi uyuyordu. Ya da aşağıdaydı. Tam sola doğru gidecekken yine çalışan çıktı karşıma.
"Bir şey mi arıyordunuz?" Diye sordu. "Evet, lavabo nerede acaba?" Diye sordu Gülümseyerek, "odanızda lavabo var zaten." Dedi ve gitti.
Ben nasıl düşünememiştim odamda lavabo olduğunu. E yani olur tabii, zenginlerdi sonuçta. Evde büyüktü. 1 tane lavabo olcak hali yok ya.
Tekrar odama girerek etrafa baktım. Lavabo oradaydı işte. Ben bunu sabahtan beri nasıl fark etmemiştim?
Lavaboya girerek elimi yüzümü yıkadım, kuruladım. Çıktıktan sonra kıyafet dolabına yöneldim. Aysel hanım mı almıştı bu kıyafetleri. Çoğu elbiseydi. Ve bavulumdakiler de burdaydı. Ama ben yerleştirmemiştim. Heralde çalışan yerleştirmişti
Altıma mavi kot şortumu giydim. Üstünede üstünde bir kız olan tişortümü giydim. Şimdi elbise falan giymezdim. Ayrıca ben elbise sevmezdim ki.Saçlarımıda tarayıp hemen aşağıya indim. Beni beklemelerinden rahatsız oluyordum sanki.
Salona geldiğimde yemek masasında demir de vardı. Aysel hanım bana gülümseyerek baktı. "Rahat yattın mı tatlım?" Dedi.
"Evet, gayet rahattı." Dedim.
Bende yemek masasına, demirin karşısına geçerek yemeğimi yemeye başladım. Masa çok sessizdi. Çatal ve bıçağın tabağa çarpma sesi dışında başka ses yoktu.
Arada demire bakıyordum. Bana bir göz ucuyla bile bakmıyordu. Yüzünü her şeyini inceledim. Gözleri biraz küçük gibiydi. Oda yataktan benkm gibi yeni kalkmışa benziyordu. Daha düzeltmemiş olsada gayet havalı duruyordu. Burnu büyük değildi. Kısaca yüzü mükemmeldi.
"Seni okula yazdırdım güneş. Yarın sabah sekizde hazır ol. Sekiz buçukta ders başlıyor. Demirin arabasıyls gidersiniz okula. Sınıfın demirle aynı." Dedi. Nasıl yani? Demirle aynı mıydı yani?
Demir bir anda öksürdü. Yemek boğazında kalmış olmalıydı. Su içtikten sonra aysel hanıma dönüp, "ne? Anne ben bunla-"
Aysel hanım tekrar demirin sözünü keserek, "onun adı bu değil demir. Onun bir adı var, güneş. Ayrıca bu konuyu konuşmuştuk." Dedi."Anne zaten spor odamı mahvettin. Ona birşey demedim. Bari, okulda rahat bırakın." Dedi. O anda nihat bey bu kavgaya dahil oldu.
"Demir, o senin kardeşin sayılır. Böyle konuşman hiç hoş değil." Dedi nihat bey.
"Hayır baba,Üvey kardeşim." Diye düzeltti niaht beyi demir.
Demir sinirle masadan kalkıp yukarı çıktı. Bu beni biraz üzmüştü. Sanki odasını zorla almış gibiydim. Daha doğrusu çalmış gibi. Bundan rahatsız olmuştum.
"Güneş, sen sakın alınma tamam mı tatlım. O şimdi biraz sinirli bir sebepten dolayı. O yüzden her seferinde sana patlıyor." Dedi. Ben de gülümseyerek, "önemli değil. Okur böyle şeyler. Ben doydum, size afiyet olsun." Diyerek masadan kalktım.
Aysel hanımın "bir lokma atsaydın ağzına." Dediğini duymamazlıktan gelerek odama çıktım. Ben ne halt edecektim şimdi. Beni istemiyordu işte. Daha haberi bile yokmuş aynı sınıfta olduğumuza.
Bu mevzuyu daha fazla düşünmek istemiyordum. Elime telefonumu alıp, hazal'ı aradım. Hazalda benim en yakın arkadaşımdı. Ve şu anda burda, beni evlatlık aldıklarını bilmiyordu. Şimdi söyleyecektim.
"Alo? Naber güneş? Napıyosun? İyi misin?" Dedi o tatlı sesiyle.
"İyiyim hazal. Sana bir şey söylemem gerekiyor." Dedim.
Tabii onun meraklılığı var birde.
"Söyle, dinliyorum." Dedi.
"Beni evlatlık aldılar." Diye hızlıca söyleyip, dudağımı ısırdım.
"Anlamadımm?" Dedi.
"Hazal bak ben burda iyiyim tamam mı sakın endişelenme. Hem yetimhanaye gitmekten iyi mi?" Dedim.
"Güneş, ben zaten biliyorum." Dediğinde gözlerimi kocaman açarak ona merakla soru yağmuruna tuttum.
"Nasıl yani?kimden öğrendin? Kim söyledi? Ne zaman öğrendin?" Diye sordum.
"Dur biraz sakin ol. Apartmandan öğrendim. Sedef abla balkondan seni bavulunla çıkarken görmüş. Bir sarı saçlı kadının yeni aileniz dediğini duymuş. Sedef abladan öğrendim yani." Dedi.
"Ee yeni ailen nasıl? Üvey kardeş falan var mı?" Dedi tekrar.
"Yeni ailem iyi. Okulada yazdırmışlar beni. Ve ayrıca bir üvey kardeşim var. Yani üvey abim. Ve ondan nefret ediyorum. Baya da yakışıklı ama bir o kadar da uyuz."dedim.
"Üvey abi ha? Hıı, üvey abilerle ve evlatlık alınan kızlar çoğunlukla sevgili oluyorlarmış." Dediğinde sinirlendim.
"Hazal." Dedim 'a' harfini uzatarak.
"Tamam ya, ne kızıyorsun? Altüstü bir sevgili de-"
"Ben sana bir şey dicem şimdi bak. Neyse ha bu arada seninle artık aynı okulda ve aynı sınıfta değiliz. O yüzden ben gideceğim okulun adını öğrenip sana söylüyorum. Sen de gidip annene yalvarıyorsun. Sonuçta zenginsiniz kızım. Yazlığınız falan var." Dedim. Evet hazallar zengindi.
Tek biz fakirdik heralde.
Güzel.
"Tamam kanka, o iş bende. Sen şu lkulun adını falan söyle gerisini hallederiz."dedi.
Tamam dedikten sonra telefonu kapatıp aşağıya indim. Sonra vazgeçip tekrar yukarı çıktım. Şimdi okulun adını sormak için onların yanına gidemezdim. Utanıyordum işte.
En iyisi demire sormaktı. Demirin odasının kapısını çaldım. "Şey, birşey sorabilir miyim?" Dedim.
İçerden hiç ses gelmiyordu.
Kapı bir anda açılınca korktum. Geri çekildim hemen. Benden bin kat uzun demire kafamı kaldırarak baktım.
"Ben okulun adını sorucaktımda." Dedim çekinerek. Gerçi bu gıcıktan neden çekiniceksem.
"Sorma tamam mı? Sorma bana hiç bir şey." Diyerek kapıyı yüzüme kapattı.
"Aman, kabat bende zaten. Sana bir şeyde soramıyoruz. Uyuz!" Diye bağırdım. Cevap vermedi. Somurtarak odama geri girdim.
Hazalı arayarak öğrenemediğimi ve yarın öğrenip ona söyliyeceğimi söyledim. Oda bir kaç ititrazdan sonra kabul edip telefonu kapattık.
Yatağıma uzanıp derin bir nefes aldım.
Artık bu demire katlanacaktım.
Ne yapalım başka?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Abim
Teen FictionAilesini trafik kazasında kaybeden Güneş, yeni bir hayata gözlerini açıyor. Yeni bir aile, yeni bir anne, yeni bir baba, yeni bir abi... Her şeye yeni bir sayfa açıyordu... Demir ve Güneş'in macerası daha yeni başlıyordu. Nefretle başlayan bu aşk, i...