4.BÖLÜM

58 8 1
                                    


Bütün hayatımın geçtiği bu şehir, annemle anılarımız olduğu bu şehir, küçüklüğümden beri yaşadığım bu şehir, ve binlerce hatıramın olduğu bu şehir, yaşadığım kötü veya iyi 17 yılımı tamamladığım bu şehirden gitmeye hazır değildim. Sanki gidersem annemi burada bırakacakmışım gibi hissediyorum. Sonuçta annemin lanet mezarı burada onu nasıl bırakabilirim ki?
Düşüncelere dalmışken Derya ablanın sesi ile ona doğru döndüm.

"Evet Almilacım bu gün nasılsın?"

"Her zamanki gibi boş ve ruhsuz. " Yüzümden hiç okunmayan duygularım ile soğuk bir cevap verdim.

" Peki neden böyle hissediyorsun?"Derya ablaya alaycı bir ifade ile baktım. Benimle dalga mı geçiyordu?

"Sence neden böyle hissediyorum Derya abla? Annesi ölen birinin nasıl olmasını beklerdin?"dedim kahkaha atarken sanki çok komik bir şey varmış gibi deli gibi kahkaha atıyordum.

"Benim aciz bir insandan farkım yok anlıyormusun? Anlayamazsın kimin çok güzel giden hayatı bir ayda boka benzer ki. Annem öldü yok artık yanıma asla gelmeyecek, kardeşimin belki bundan sonra yürüyemeyecek, babam dersen bu bir aydan beri etrafa yalandan saçma gülücükler atıyor. Ama geceleri onun içinde geçmek bilmiyor, bunu anlıyorum. Ve şimdide İstanbul 'a taşınma faslı çıktı. Nasıl Derya abla hayatımı beğendin mi? O kadar aciz bir durumdayım ki arkadaşlarım bile bana acıyan gözlerle bakıyor." Uzun bir konuşma sonrasında derin bir nefes aldım. Gözlerimin dolduğunu ve Derya ablanın bana yeniden acıyan gözlerle baktığını biliyordum. Göz yaşlarımın akmasını istemediğim için kafamı tavana doğru çevirdim. Sanki çok uzun bir yolda hızlı bir şekilde koşmuşum gibi derin ve sık nefesler alıp veriyordum. Derya abla tekrardan konuşmaya başlamıştı.

"Almilacım biliyorum canın çok yanıyor. Elimde olsa anneni geri getirirdim. Ama ecel bu ne zaman geleceği belli olmaz. Şimdi şöyle düşünelim. Annen bulutların üzerinde oturmuş. Üzerinde çok güzel bembeyaz bir elbise var. Seni oradan izliyor. Ne yaptığını görüyor.Şu an annene ne demek isterdin? Bunları sesli bir şekilde bağırarak söyle. " Derya abla bunları derken defterine de notlar alıyordu.

Kafamı tavana çevirdim ve annemi beyaz bir elbiseyle hayal ettim.

"Annecim seni çok özledim. Geri gelmeyeceğini her hatırladığımda kalbime bir ağrı saplanıyor nefes almaktan korkuyorum. Ne zaman gözlerimi kapatsam o güzel yüzün aklıma geliyor. Masmavi gözlerini çok özlüyorum annecim. Ama ben senin kızınım güçlü bir kız. Belki düşündüğüm gibi çok güçlü değilim. Sürekli ağlıyorum ama elimden bu kadarı geliyor. Kardeşimi bana emanet ettin merak etme annecim ona çok iyi bakacağım. Kardeşime sahip çıkacağım. Babam seni çok seviyor anne. Bunu sakın unutma. Bende seni çok seviyorum. İstanbul'a taşınacakmışız babam orada daha iyi bir iş bulmuş ve kardeşim orada daha iyi fiziksel tedavi alacakmış. Burdan gitmek istemiyorum annecim. Seninle anılarımıza arkamı dönmek istemiyorum. Zaten çoğu anımızı bile hatırlayamıyorum, sanki beynim silinmiş gibi. Seni sürekli ziyaret edeceğim anne. Seni burada bırakıp gideceğim için özür dilerim. Ve bunca hayatımda beni prenses gibi yetiştirdiğin için teşekkür ederim annecim. Seni çok seviyorum. İlerde tekrardan görüşmek dileğiyle... " Kendimi o kadar rahat ve arınmış hissediyordum ki. Sanki anneme ölmeden önce bunları söylemişim gibi hissediyordum. Korkmadan ağlamadan bağırarak konuşmuştum. Cümlemi bitirdiğimde kan ter içinde kaldığını hissettim. Başımı Derya ablaya çevirdiğimde bana gülümseyen gözlerle bakıyordu.

"Seninle gurur duyuyorum Almila. Senin gerçekten anneni üzdüğünü düşünmüyorum. Sen çok iyi bir evlatsın. Eminim annende böyle düşünüyordur. Almila biliyorsun bu seninle son seansımız. Ne zaman dolup taşacağını hissetsen bu gün yaptığın gibi başını yukarı kaldır ve içinden ne geliyorsa annen ile konuş."
Derya abla sarılıp vedalaştım ve son seansımı da bitirdim. Hastanenin çıkışına doğru giderken yine o boy aynası çarptı gözüme. Aynanın karşısına geçtim ve kendimi bir hafta önceki gibi incelemeye başlamıştım. Değişmiştim.İnsan bir haftada nasıl değişir bilmiyorum. Ama yüzümdeki o morluklar azalmıştı. O günkü gibi hala donuk bakışlarla baksamda kendimi daha iyi ve dinç hissediyordum.

MUTLU SONSUZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin