2.Bölüm

95 8 2
                                    

Multimedya da Almila var. İyi okumalar :)                                           

"Emre'cim hadi gel bakalım akşam yemeği hazır." Küçük kardeşimi kucağıma almış mutfağa sokmaya çalışıyordum.Ancak her zamanki gibi ağlıyordu.Onun bu durumu beni çok üzüyordu ancak elimden hiç bir şey de gelmiyordu. Emre'yi küçük yatağına yatırıp mutfakta masayı hazırlayan babamın yanına gittim.

"Baba Emre yine yemek yememek için direniyor. Ne yaptıysam getiremedim."  Babam bana bakıp derin bir nefes aldı. Biliyorum her şeyle başa çıkmaya çalışıyordu. Hem benim şu ergen tavırlarımla ilgileniyor, Hem Emre ile ilgileniyor,  Hem de işe gidiyor,  yemek hazırlıyor ,temizlik yapıyordu. Ama artık bende depresyondan kurtulup babama yardım etmeliydim. Hiç kolay değildi annemin ölümünden sonra toparlayamamıştım. Psikologlara gittim, kendimi odaya kapattım, yemek yemedim, Emre ile ilgilenmedim, en kötüsü de sanki babamın suçuymuş gibi ona sürekli tavır yaptım durdum, babama hiç yardım etmedim. Ama babam hiç sesini çıkarmadı. Her şeyi kendi yapmaya çalıştı. Artık bu ergen tavrıma son verip güçlü olmalıyım. Babamın yanında durup ona yardım etmeliyim.

"Baba ben özür dilerim sana hiç yardımcı olamadım. Ama sana söz veriyorum bundan sonra her dediğini yapacağım. Sana yardım edeceğim." Babam bunu duyduğuna sevinmişe benziyordu. Geldi yanıma ve kocaman güvenli kollarıyla bana sarıldı. 

"Canım biliyorum çok zor dönemden geçiyorsun." Hemen babamın kollarının altından çıkıp yüzüne baktım.

"Baba sadece ben değil ki sen de Emre de zor dönemden geçiyorsunuz. Ve ben bu zor döneminizde yanınızda durmadım. Çocuk gibi hareketler yaptım. Ama bundan sonra hep yanınızda duracağım. İyi ki varsın baba." Babamın gözleri dolmuştu. Onu hiç ağlarken görmedim. Ama gözlerinin dolduğunu sürekli görebiliyorum. Annemi çok özlüyor anlıyorum. 

"Sen de iyi ki varsın kızım" dedi ve arkasına dönüp gözlerini sildiğini anlamam uzun sürmedi. 

"Evet şimdi bana yardım etmek istiyorsan salatalığı hazırla ve sofrayı kur. Ben kardeşinle konuşup onu buraya getireceğim." dedi ve mutfaktan çıktı. Ben de arkasından kocaman gülümsedim. Keşke annemde yanımızda olsaydı birlikte sofrayı kurardık. 

Salatalığı hazırlamış sofrayı kurmuştum. Babam da kucağında Emre ile birlikte mutfağa geldi. Emre'yi sandalyesine oturttu. Yemekleri koymak için yanıma yaklaştığında onu durdurdum.

"Baba sen otur ben hallederim." dedim ve babamı sandalyeye doğru ittirdim. Çorbaları tabaklara doldurmaya başladım. Mis gibi sebze çorbası kokuyordu. Yemeğimizi afiyetle yedik.

Babam ve Emre salona geçmiş televizyondan çizgi film izliyorlardı. Bende hemen sofrayı topladım, bulaşıkları makineye yerleştirdim. Minik adımlarla arkalarından ilerliyordum. Onlar filime dalmışken koltuğun arkasından üstlerine zıpladım. Emre'yi gıdıklamaya başladım. Hem kahkahalarla gülüyor. Hem de çığlık atıyordu. Birden Emre'nin üzerinden havaya kaldırıldım.

"Sen benim minik aslanımı nasıl gıdıklarsın şimdi görürsün sen" Babam beni koltuğa yavaşça bırakmış ve gıdıklamaya başlamıştı. Çok fazla gıdık alan bir yapıya sahiptim o yüzden bağıra bağıra kahkaha atıyordum. Gözümden yaş gelene kadar güldüm. En sonunda babam da durmuştu.

"Baba ablamın canını yaktın bak nasıl da ağlıyor." Emre'nin o yanlış telaffuzu ile ona doğru döndüm. O kadar tatlıydı ki. İlk doğduğu zamanlar Emre'yi hiç istememiştim annem ve babamı hep kıskanmıştım. Ama iyi ki doğmuş onu gerçekten çok seviyorum.

"Yok ablacım ağlamıyorum babam çok gıdıkladığı için gülerken gözümden yaş geldi." Deyim yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdum. Babama baktığımda gülen yüzüyle bizi izlediğini fark ettim. Bende ona kocaman gülümsedim. 

"Baba ben odama çıkıyorum duş alıp yatacağım. İyi geceler size." deyip bornozumu aldım ve banyoya girdim. Suyu sıcağa ayarlayıp kendimi duşakabinin içine attım. Sıcak su vücuduma değerken şimdiden rahatladığımı hissettim. Hiç bir şey düşünmemeye çalışarak uzun bir süre duşta kaldım.

Duştan çıkıp odama geçtim ve gar dolabımın kapağını açtım. Gözüme annemle bir örnek aldığımız mickey mouseli pijamalarım takıldı. Hemen alıp üzerime giydim. Hava sıcak olduğundan saçımı kurutma gereği duymamıştım. Kendimi yatağa attım. Elime telefonumu alıp rastgele bir müzik açtım ve babamın rahatsız olacağını düşündüğüm için kulaklıkarımı da kulağıma geçirdim. Yanımda ki komidinden Kahraman Tazeoğlunun Bukre adlı kitabını alarak okumaya başladım. Kitabın yarısına gelmiştim gözlerimden uyku akıyordu ki kapım tıklatıldı. Gel diyerek seslendim. Babam kucağında Emre ile yanıma yaklaştı.

"Almila Emre bu gün seninle uyumak istedi.Sorun olmaz değil mi ?" 

"Baba ne sorunu tabi ki benimle uyuyabilir." Babam bu lafımın üzerine Emre'yi yanıma yatırdı. Bende telefonumu ve kitabımı komidinin üzerine bıraktım. Babam ikimizinde alnından öperek iyi geceler diledi ve odadan çıktı. 

Emre'yi kendime doğru çektim.Ve annemin bana emanet ettiği oğluna sıkıca sarıldım.Uyumadan önce Emre'ye söylediğim sözler 

"Bunlar da geçecek kardeşim. Sana çok iyi bakacağım. Seni hiç yalnız bırakmayacağım. Söz veriyorum ne pahasına olursa olsun ayaklarını iyileştireceğiz. İyi geceler kardeşim."di.


Evet arkadaşlar hepinize merhaba umarım hikayemi beyenmişsinizdir. Bu arda hepinize hayırlı ramazanlar dilerim. Votelerinizi ve yorumlarınızı merakla bekliyorum. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın. Hepinizi öptüm :**





MUTLU SONSUZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin