Nos Agor Ut Memor - I

2.4K 69 2
                                    



Odadakilerin hepsi yüzüme bakıyorlardı. Sanki elime içinde ürküten bir oyuncak bulunan hediye kutusu vermişler de patlamasını bekliyor gibiydiler. Suratları değil ama içleri heyecanla sarsılıyordu. Testin bu kadar kolay ve ilginç olması beni de heyecanlandırmıştı.

"Bu tanrının adını ve yerini söyleyin." dedim.

İşte bunu dediğim anda gülümsemesini kimse gizleyemedi. Karşımdaki gizemli adamın elleri sonunda durdu, ağzının önünde birleşti.

"Bu tanrı tek kişiden oluşmuyor Hançer. 6 farklı insanın uzun süredir oluşturmak için uğraştıkları bir tanrı bu. Bu kişileri öldürürsen tanrı da ölecek." dedi.

Bunu görünce elleri tekrar oynamaya başladı. Hızlıca koltuğunun yanında bulunan çantadan bir dosya çıkarıp bana uzattı.

"Burada gördüklerin birincil hedefler." dedi.

"İkincil hedefler de mi var?" diye sordum. Bu sırada dosyayı inceliyordum. Üst düzey şirket yöneticileri, muhasebeciler bulunuyordu. Normal bir işe benziyordu. Daha önce birçok şirket yöneticisini öldürdüm.

"İkincil hedefler şu an belli değil, dosyayı biraz daha yakından incelersen hepsinin Cortie isimli yeni kurulmuş bir şirketin yönetim kurulunda olduklarını fark edeceksin. Görevin bu yönetim kurulunun tamamını ortadan kaldırmak." dedi.

"Anlaşıldı. Hedefler hakkında verebileceğiniz tüm bilgi bu dosyada mı?" diye sordum.

"Şimdilik öyle, sen infaza başladığında hedefler can güvenlikleri için harekete geçecekler, bu olduğunda onlar hakkında daha fazla bilgi alacağız, bu bilgileri seninle paylaşacağız." dedi. Bu formal, yerinde bir konuşma halini alınca rahatlamıştım. Beynime girmeye çalışıyorlar gibi hissediyordum.

"Hastalığının sana engel olduğu durumları yakından takip edeceğiz. Başına gelen ve gelebilecek olan şeylerle tarikat değil, bizzat biz ilgileneceğiz Hançer." dedi. Çok ayrıntıya girmesini istemiyordum. Şimdilik sadece işi halledecektim. Bu yüzden dosyayı aldığımı belli edecek biçimde ona gösterdim ve yerimden hafifçe doğruldum.

"Kurallarını biliyoruz, bu yüzden senden bu işe ilişkin fikirlerini istemiyorum Hançer. Ama istemek zorunda kalacağım, hastalığın arttıkça kişiliğin ve olaylara bakış açın değişecek." dedi. Bunu demesine gerek yoktu. Bu tip saçmalıklarla vakit kaybediyorduk, artık buradan çıkmak istiyordum.

"Geldiğin için teşekkürler, hastaneye kadar sana eşlik etmek isterdik ancak sanırım hastaneden kaçtın. Sıkıntı için özürlerimizi sunarız. Umarım hastanede sana yapacakları operasyon başarılı geçer." dedi. Kapıya doğru yönlendiğimde evdeki diğerleri yolumu açıyordu, ceketimi bana uzatan biri bile vardı. İçeriden adamın sesini duymaya devam ediyordum. İçeriden bağırarak;

"Doktor Kolun'un diyeceği her şey gerçek, hastalığın konusunda ona güvenebilirsin." dedi. Duraklamadan bana açılan kapıdan çıkıp merdivenlerden hızla inerek binadan çıktım.

İlaçlarımı almalıydım, çünkü renklerde bozulmalar ve seslerde kristalleşmeler oluyordu.

**********************

Sema ile nasıl tanıştığımı anlatayım sana. Sonuçta bu defteri sana ulaştıran o oldu. Benim kimsem olmadığının farkındasın değil mi Selah? Benim kimsem yok. Şansım yaver giderse de bu şekilde kalacak. Hastanede o zor dönemlerimde benim yanımda olmakla görevli bir hemşirenin merhametini, çocukluğumda göremediğim merhametin yerine koyduğumu biliyorum. Bunu bilerek tuzağa düşmenin de keyfine varıyorum Selah.

Ben kanserim.

Artık yapacağım bir hata kalmadı. Muafım artık.

Sema bana ilk defa sağlık dışı bir konudan soru sorduğunda yalandan verdiğim hızlıca cevaba üzülüyorum. Hayatım insanların suratlarına yalan söyleyerek geçmiş. Sema bunu hak etmeyecek bir pozisyonda. Ancak sadece kendi adıma değil, birçok neden ötürü bu yalanı söyledim. İçimden bu soruya doğru bir yanıt da verdim.

"İnsan hayatın değerini böyle zamanlarda anlıyor, ne ile geçirmek isterdin hayatını?" diye sormuştu bana.

"Marangoz olmak isterdim." demiştim, hiç tereddütsüz. Yalanın daniskası, ağzımdan kaba ve çokça çıkmıştı. Sema çok zeki ve öte biri sayılmaz Selah, yalanımı yakalayacak kadar incelikli bir aklı da yok. Onu aşağıladığımı düşünüyorsun.

Şimdilik haksız değilsin, olacaksın.

Kimse bir konuda sonuna kadar haklı kalamaz.

Ben hayatımı gerçeği arayarak geçirmek isterdim Selah.

Sema benim bir yalancı olduğumu biliyordu bence. İşte bu güzel bir kamuflaj Selah, bunu anlamalısın. Tüm dünya yalancı olduğu için insanlar yalancılara karşı bir önlem almayı bırakmış. Bu sayede ben ve benim gibiler insanların arasında rahatça dolanabiliyoruz. Sema benim yalanlarımı muhtemelen geçmişimdeki ufak tefek pürüzleri gizlemem için söylediğimi düşünüyordu. Halbuki yalanlarım o kadar büyük ve görkemli ki, suikastların ertesinde beni yakalamalarına rağmen benim bir suikastçı değil, aktivist bir seri katil zannediyorlar.

Bu yüzden Sema veya sen bu defteri okurken her cümlede benden şüphelenmeniz gerekir.

Tüm o hakkımda söylenenlere rağmen Sema neden sana bu defteri getirme zahmetine girdi? Benden neden nefret etmedi? Peki senden neden çekinmiyor? Sema özel bir insan, yalanlarıma rağmen beni anlamış, gerçekten özel olduğunu bildiğim bir insan. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum, onu çok sevdiğimi kendisine ilet.

Böyle bir hayata sahip olmasam belki ona yakınlaşabilirdim.

Ama ben beyninde kanser bulunan bir kiralık katilim Selah. Bu dünyada yakınlaşmak isteyeceğin son insan ben olabilirim. Sema'nın da bunu anlamasını isterdim. Bunu ona açıklayacağını biliyorum.

Garip.

Çünkü seni hiç tanımıyorum, neler yapabileceğin hakkında bir fikrim bile yok. Belki de defter sana çok erken ulaştı. Henüz bazı şeyleri anlamıyor olabilirsin.

Saçmalıyorum.

Hastane hayatıma geri dönelim. Günahkâr ile görüşmemden sonra elimde dosya ile hastaneye kimse görmeden girmeyi başardım. Hatta odamda dosyaları saklayabileceğim bir yer bile ayarladım. İlaçlarımı aldım ve dinlendim. Hastanede yetkililerin ve doktorların benim Houdini gibi kaybolmuş olmamdan dolayı paniklediklerini biliyordum.

Onlara nereye gittiğime dair bir açıklama yapmadım. İşte Sema'nın yüzündeki ilk kuşkuyu o zaman görmüştüm.

Doktor Kolun bunun tekrarlanmasını istemediğini kibar bir dille bana belirtti. Hastalığım ile ilgili yapılacakların henüz bitmediğini, hatta başında olduklarını söyledi. Sonunda bana yapılacak operasyonu anlatacakları toplantıya girdim.

 Sonunda bana yapılacak operasyonu anlatacakları toplantıya girdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her Şey Ölmesi Gerektiği GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin