Nos Agor Ut Memor - II

2.4K 72 4
                                    



Hastanenin toplantı salonları ilk bakışta alalede bir toplantı salonu gibi görünse de ayrıntılardan burada yaşam ve ölüm konuşulduğunu anladım. Oturduğu büyük masanın etrafında dünyanın birçok yerinden cerrahlar ve onkologlar bulunuyordu. Kendi aralarında konuşuyorlardı, Japonlar diğerlerinden üç kişi daha fazlaydı.

Odada iki çıkış bulunuyordu. Ben onların girdiği kapıdan girmemiştim.

Doktor Kolun benim İngilizce bildiğimi elbette düşünmediğinden konuşulanları önce özetledi. Kanserle ilgili araştırmaların dünyada geldiği noktayı kısaca anlattı. Bunları anlatmasının ardında beni sakinleştirmeye yönelik amaçlar sezdim. Çünkü bana yapılacak operasyon muhtemelen oldukça riskliydi.

"Risk şu aşamada çok kafanı meşgul etse de, aslında daha ciddi bir konumuz var. Beyninde yapacağımız işlemler normal bir beyin ameliyatından çok daha farklı olacak. Kanserin normal bir hastalık olmadığını biliyorsun, senin kanserin de normal bir kanser değil Selah. Yapacağımız operasyon da dünyada insan üzerinde ilk defa denenmiş olacak. Operasyonun detaylarını anlatmadan önce, neden bu deneyi yaptığımızı anlatayım.

"Normalde beyinden kanserli dokuyu cerrahi müdahale ile almak kanser içerilere yayılmış ise imkânsızdır. Sende durum içeriye yayılmaktan da öteye geçmiş, epifiz bezi ile iletişime geçmiş. Beynindeki kanserli hücrelerin sanki senin parçanmış gibi epifiz ile konuşuyor ve onu garip bir biçimde durmadan tetikliyor. Bu da senin şizofreni eğilimlerinin nedeni, ilaçları bu yüzden alıyorsun. İşte bu nedenle beynini açıp kanserli kısmı alamayız Selah. Riskli olsa bile alamayız, çünkü kanser çoktan vücudun tarafından kabul edilmiş. Kanseri oradan almak seni anında öldürecektir.

"Şanslısın ki genetik bilimi ilerliyor ve bize yeni çareler sunuyor. Epifiz bezinin kanserli hücreleri neden gerçek kabul ettiğini öğrendik. Buna bir gen neden oluyor. Biz de operasyon ile bu gen ile oynayacağız. Kanserini senden almak yerine, onun kanserli olduğunu ona unutturacağız. Beyninin bir parçası olarak orada seninle kalacak." diye uzun uzun anlattı Kolun. Araya girmek zorunda hissettim.

"Peki neden bana bunları bu kadar ayrıntılı anlatıyorsunuz? Çizdiğiniz tablo güzel görünüyor. Hemen operasyona başlayalım?" dedim. Kolun sanki gözlüğü varmış gibi eliyle düzeltti ve;

"Ancak..." dedi. İşte toplantının asıl kısmı burada başlıyordu. "Ancak" diye başlayan ve her şeyi yeniden düşünmeme sebep olacak cümleyi kurdu...

"Ancak buna rağmen seni kaybedeceğiz." dedi.

İlk başta bunu neden dediğini anlamadım.

"Ölecek miyim?" diye sordum.

"Vücudun ölmeyecek." dedi.

"Beynim mi ölecek?" diye üsteledim, neler saçmaladığını bir türlü anlayamamıştım.

"Bak Selah, beynin veya vücudun ölmeyecek. Bitkisel yaşam gibi bir duruma da girmeyeceksin, vücudun tamamen eski işlevlerine devam edecek. Beynin de öyle. Ancak sen olmayacaksın.

"Bunu bir hafıza kaybı olarak görmek mümkün ancak daha fazlasından bahsediyorum Selah. Bu operasyon sadece hafızanı kalıcı olarak kaybetmenden fazlasını alacak senden. Beyninde sana dair, yani Selah'a dair hiçbir şey kalmayacak. Sadece anıların ve geçmişin değil, tüm kimliğin operasyondan sonra gidecek." dedi Doktor Kolun.

"Yani sıfırdan mı başlayacağım?" diye sorduğumda;

"Tam değil. Sıfırdan başlayan sen değil, başka biri olacak." dedi.

Her Şey Ölmesi Gerektiği GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin