Allah insana dayanamayacağı acılar vermez diyorlardı. Soruyorum size, neden katlanamıyorum artık onu görmemeye? Her gün evinin önünden geçip canın acımaması olur mu? Dokunamıyorum. Sanki buralarda bir yerde nefes alıyor ama yaklaşamıyorum. Adım attığım her gün ondan uzaklaşıyorum. Kabullenmek de bana göre değil. Yine uğraştım bütün gün ona ulaşmak için. Yanlış adımlar attım onu görmek için. Özlem benliğinden çıkmıştı artık. Tamda "senlik" olmuştu. Görmedin... Duymadın...
Sen hayatımdaki tek erkek sensin diyen kızı çok ama çok üzdün.
Bir kitap okudum dün. İnsanlar eğitilse bile çoğu şeyi kendi iradesiyle yapar. Hata yapan insanlar illa eğitimsiz insanlar olmak zorunda değil diyordu. Bende kendimi "kendi irademle" üzdüm. Kalıplaşmış çoğu bilgiye, etrafımdaki çoğu kişinin beni unuttuğuna kanaat getirmesine rağmen.
Ben kendi yangınımı kendim çıkardım. Ama küllerimden yeniden doğmak istediğimi bilmiyordun.
Değiştim ben senin için. Gün olur, gelir beni görürsün diye sildim bütün yaşam tarzımı. Sevmediğin şeyleri yapmaz, dinlemediğin müzikleri dinlemez oldum. Anlamaya çalıştım seni. Bende bir problem vardır görüşmek istemiyorsa dedim, kendimi sıfırladım. Ben senin için çaba sarf ettim. Görmedin uğraşlarımı. Zerrin senin tabirinle seni elde etmek için her şeyi yaptı.
Peki, sen hiç çaba sarf ettin mi benim için?
Ben senden hiçbir şeyde istememiştim oysaki "senden başka"... Bana seni gösterseler, bir kere sarılsam dünyanın en mutlu insanı dalında dünya birincisi olurdum. Mutluluğu hak etmiyorum diyecek kadar acizim şu aralar. Herkese karşı dik, umursamaz duran Zerrin ... Kendi kabuğuna çekilmiş seni bekliyordu. 1 Mart'ı bekliyordu. Gelmeyeceğini biliyorum ama insan hayalleri olmadan yaşayamaz işte. Tek dileğim, gözümün içine baktığında nasıl hasretlik çektiğimi görmen.
Seni annenden çok seviyorum.