Bölüm 4

248 2 1
                                    

Amy

Hayat başıma yıkılmıştı sanki. Gitmişti. Ne yapacaktım onsuz? Kendime kızıyorum. Hemde çok. Niye izin verdim ki gitmesine? Salak, ben! Onu seviyorum. Yanlış anlamayın arkadaş olarak. Yalnız yürümem gerekecekti şimdi. Kimsesiz. Tek arkadaşım değildi belki ama beni anlayan tek insandı. Şimdi yok. Hayatımda koca bir boşluk hissediyorum. Daha önce neden harekete geçmedim? Neden ona soğuk davrandım ki? Al işte Amy, olan oldu. Ağlamaya başladım. Değerliydi benim için. Bütün dünya bir yana o bir yana. İnanın, onu seçerdim. Neden arkadaş kalmadım ki? Bencilim ve aptalım ben. Bir şans, son bir şans istiyorum hayattan. Lütfen, lütfen bir iksir bul bana ve baştan başlayalım. Her şeye. Başım dönüyor. Kendimden geçtiğimi hissediyorum. Son konuşmamız aklımda. Böyle mi tasarlamıştım son konuşmamızı? Farklıydı hatta tem tersiydi. Aslında, asla tasarlamamıştım çünkü düşünmemiştim bir sonu olduğunu. Kötü bir sözcük son. Bitti demek. Şanslar, hayat, ümit, sevgi… Her şey bitti demek. Zaten mutlu sonlara inanmam. Madem mutlu neden sona eriyor? Ama şimdi anlıyorum. Her şeyin sonu var. Ve sonra gözlerim kararmaya başladı. Tek hissettiğim gözlerimden akan sımsıcak gözyaşlarıydı.

Uyandığımda kafamda buz vardı. Düşünce kafamı yaralamışım. Az, dedim içimden. Bana bu kadar acı az. Tom’un annesi bulmuş beni. Bakmış Tom da ortalıkta yok kalp krizi geçirecekmiş. Tom nerde? Diye sordu bana. Ne diyecektim? Onun kalbini paramparça yaptım ve arkadaşlığımız bitti Tom da kaçtı mı? Bilmiyorum, dedim. Ama bilmeyi inanın bana çok isterdim. Sonra aklıma mektup geldi. Veda mektubu. Açtım ümitle.

Sevgili Amy,

Sen bunu okurken ben çok uzaklarda olacağım. Anne, eğer sensen lütfen bu notu Amy’ye ver. Bitti işte. Her şey bitti. Senden uzak olmamı istiyordun. Umarım artık mutlusundur. Biliyorum, bu mektubu okumak bile senin değerli zamanından çalmak ancak son kez bana zaman ayırmanı istiyorum. Seni hep sevdim. Ancak anlıyorum ki sen benimle aynı hisleri paylaşmıyorsun. Onca yıllık arkadaşlığımızı heba ettin. Arkadaş kalmak da istemiyorsun sevgili olmak da. Beraber geçen zamanlar çok güzeldi ve kalbimde hep yer kaplayacaklar. Ancak benim için önemli olan sensin. Yeter ki mutlu ol. Şimdi senin mutlu olman için gidiyorum. Artık istediğin oldu. Beni arama derdim ama aramayacağını biliyorum zaten. Umarım hayat sana hep yeni fırsatlar sunar ve umarım hayatın benimkinin tam tersi gibi olur.

Sevgiler,

Seni her zaman seven ve sevecek olan

Eski dostun Tom.

Kendime gelmem bir dakikadan uzun sürdü. Eve gittim. Yatağıma girdim. Uyku tutmadı. Hüngür hüngür ağlamaya başladım. Son. Gelmişti işte. Fotoğraflarımıza baktım. Ne kadar da mutluyduk. Hayat, dedim. Benimle oyun oynamak mı istiyorsun? Ama sen kurallarına göre oynamayı bilmezsin ki… Tek bildiğin hile yapmak kaybetmemi sağlamak. Ama bu sefer olmayacak. Biliyor musun seni yeneceğim. Ve bunu zevkle yapacağım. İnadına güleceğim bu lanet kadere. Ve gerekirse kaderi değiştireceğim.

Ertesi gün uyandım. Hayat monoton ve anlamsız. Yaşayan bir ölü gibiyim. Hayatımın anlamı kim bilir nerede şimdi? Herkes bana Tom’u soruyor. ‘Bilmiyorum!!!!’ diye patladım sonunda. Ben de insanım sonuç olarak. Düşündüm de dün akşam kendi kendine ve hayatla konuşan o kız öldü. Yok artık. Teslim olmuş bir mahkum var. Kadere boyun eğmiş. Biri geldi yanıma. Tanımıyordum. Beni yalnız bırakmasını söyleyecektim ki yanıma yaklaşıp ‘ Sıra sende’ dedi. Sonra da gitti. Afallamıştım ama peşinden gittim. Ancak kimse yoktu. Sonra düşünmeye başladım. Dün söylediklerim… Oyun oynamak ve hayat… Galiba hayat ilk hamlesini yapıp bana zarar vermeye çalışıyordu ve ulaklar aracılığıyla sıra sende diyordu. Olmaz, dedim. Olamaz. Hayal gördüm galiba. Kafam zaten çok dağınık şu sıralar. Sonraki teneffüs tekrar aynı kişi yanıma geldi. Kaçacaktım ama kalmayı tercih ettim. ‘Hadi, daha ne bekliyorsun? Yapmak istediğini biliyorum. Git haydi.’ Dedi. Sanki olayı biliyormuş gibi. Köle gibi itaat etmem gerekiyordu ona. En azından ben öyle hissediyordum. Bu de neydi şimdi? Tamam, dedim. Zaten önceden bu fikir aklımdan geçmemiş değildi. Kadere meydan okuyacağım. Tom, duyuyor musun? Cehennemin dibinde olsan bile seni bulacağım!

SöylemeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin