4

26 3 0
                                    

'Medya DENİZ ALADAĞLI ve KARA HANLI!'

****

Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum. Yataktan yavaş hareketlerle kalkıp banyoya ilerledim. Aynada ki yansımamı al korku filminde oynat. Öyle bir halim vardı. Ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözler dağınık saçlar.

Hepsi birbirinden bağımsız bir şekilde hareket eden saç tellerimi görmezden gelmeye çalışarak elimi yüzümü yıkadım. Bir duş alsam iyi olurdu. Yoksa bu yorgunluk hiç kolay kolay geçecek gibi durmuyor. Suyu açıp odaya geçtim. Yere düşmüş olan telefonumu alıp şarja taktım. Neredeyse kapanmak üzereydi. 2 cevapsız arama vardı. Her ikiside Kara'dandı. Yatağın üzerine oturup Kara'yı aradım. Kısa bir sessizlik sonrası bir kadın 'Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz...' telefonu kapatıp yatağa fırlattım. Büyük ihtimal şarjı bitmiş olmalıydı. Dolaptan bir kaç parça bir şey alıp banyoya ilerledim. Sağlam bir duş güne başlamak adına en iyi adımdır.

Banyodan saçlarımı kurulayarak çıktım. Saat 10.40'ı gösteriyor dünden bu yana hiç kalkmadan ağlayıp uyudumsa demek. Üzerime rahat bir şeyler giyip odadan çıktım. Merdivenleri inerken amcam hararetli hararetli biriyle konuşuyordu. Sesi telaşlıydı. Ben daha yenice merdivenleri bitirmiştim ki amcam hızla önümdan geçip evden çıktı. Çıkmadan önce göz göze gelmiştik. Ve o gözlerde endişe vardı. Korku. Çaresizlik. Amcam tekrar duygularını kazanmış gibiydi. Nane Teyze mutfaktan üzgün yüzüyle çıkıp oldukça kısık bir ses tonuyla "Kahvaltı hazır kızım." dedi. Bu ne sessizlikti böyle. Tek kaşımı kaldırıp şüphe dolu ses tonumla "Bir sorun mu var." dedim. Nane Teyze gözlerini kaçırdı. Elleriyle oynamaya başladı ve hiç bir şey demeden salona gitti. Sessiz kalmayı tercih ettim. Ama bilsinler ki bu onlara karşı son sessizliğim. Benden gizlenen her neyse bunu öğreneceğim.

Güzel bir kahvaltı edip odama çıktım. Kara şimdiye uyanmış olmalıydı. Ama hala telefonuma geri dönmedi. Tekrar aradığımda halen ulaşılamadığını anladım. Tam kapatacakken. Bir yönlendirmeyle Berat Bey'in sesi kulaklarıma doldu. "Kara gitti Deniz. Ona bir süre ulaşamayabilirsin. Tekrar arayıp rahatsız etmezsen sevinirim. Ve lütfen uslu dur." ardından telefon daha ben konuşmadan suratıma kapanmıştı. Sinirle telefonu yatağa fırlattım. Nereye gitti bana hiç bir şey demeden. Yoksa dün gideceğini haber vermek için mi aradı. Kahretsin keşke uyanık olsaydım. Neden gitti ya neden.

Üzerime rahat bir şeyler giyip odadan çıktım. Bugün bir Kafes'e uğrasam iyi olacak. Artık her şeye sessiz kalmak yok. Bunları yaparken tabiiki bir iş ortağı bulmalıyım kendime bende işte bu yüzden Kafes'e gideceğim ya.

Merdivenleri indiğimde Nane Teyze merakla "Nereye kızım ?" diye sordu. "Bir işim var geç kalmam merak etme." diyerek kapıya ilerlediğim de Nane Teyze hızla yanıma gelip önüme geçti ve telaşla "Amcan bugün dışarı çıkmamanı söyledi." dedi. Kaşlarım çatık bir şekilde "Ne demek çıkmasın dedi ya işim var diyorum. Nane Teyze çekil gideceğim." dedim. Nane Teyze kolumdan tutup hüzünle "Yapma kızım. Gel gitme. Yine kavga etmeyin amcanla. Aman ağzımızın tadı bozulmasın." dedi yalvarırcasına bakıyordu. Sanki her şey yolundaymış gibi bir de ağzımızın tadı bozulmasın diyor.

Yavaş adımlarımla geri odama çıktım. Kapıyı kilitleyip yatağa oturdum. Hayır tabiikide bugün evde oturmayacaktım. Telefonumdan Gökhan'ın numarasını bulup aradım. Telefon tam kapanacakken açıldı lafı uzatmadan konuşmaya başladım. "Acilen buluşmamız lazım. Sana anlatacaklarım var ve bir konu da sana ihtiyacım var." dedim Gökhan merak dolu ses tonuyla "Ne oluyor Deniz." dedi kısaca "Evin arka tarafında ki sokağın başına gel 5 dakika sonra seni orada göreyim. Arabayla gel." deyip telefonu kapattım. Şimdi dikkat çekmeden arka taraftan çıkmalıydım. Balkona çıkıp etrafa baktım. Her hangi bir adam gözükmüyor du. Biraz daha tatlı kız rolü oynamam gerekti sanırım. Çantamı yere atıp odadan çıktım.

HAYAT #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin