3

32 13 1
                                    

'Medya NECDET ALADAĞLI.'

****

Gözlerimi açtığım da etraf karanlıktı yavaş adımlarımla kalkıp odanın ışığını açtım. Gözüm komodinin üzerinde ki saate kaydığında saat 5:30'u gösteriyordu. Sessiz olmaya dikkat ederek merdivenden inmeye başladım. Son basamağa gelir gelmez amcamın biriyle konuştuğuna dair sesler duydum ve bir iki basamak geriledim. Dikkatle konuşulanları dinlediğimde daha once hiç sesini duymadığım bir adam kahkaha atarak "Yanlış yoldasın Necdet. Karşına almaman gerek adamları karşına alıyorsun. Söylesene bana sende ki bu cesaret nereden geliyor." dedi sesi sonlara doğru sert ve alaylı çıkmıştı. Amcam gayet kendinden emin ses tonuyla "Beni tanıdığını sanırdım Serter. Ama yanılmışım. Sen bir bak bana kaybedecek neyim kalmış." dedi. Onları görebilmek adına bir iki adım basamak indim ve başımı salona doğru uzattım. Amcam kollarını açmış ciddi bir şekilde karşısındaki adama bakıyordu. Oldukça göbekli ve dışardan çokça zararsız tatlı bir görünüme sahip olan adam "Seni tanırım Necdet seni tanırım da karşına aldığın kişileri de iyi tanırım. Seni sağ bırakırlar mı bunları yaparsan." dedi sesi bir önceki konuşmasından daha ciddi çıkmıştı. Amcam ellerini arkasında bağladı ve bir iki adımla bahçeye bakan pencereye ilerledi. Dışarıyı izlerken yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve "Ah Serter ah. Benim yanımdayken sen bu kadar ödlek değildin. Çok değiştirmişler seni." dedi adamın cevap vermesini beklemeden tekrar adamın yüzüne baktı ve duygusuz bir şekilde "Kaç kişi kaldınız Serter. 2-3-4. Geçiyor mu sayınız bir elin parmak sayısını. Acıyorum sana. O şerefi bozukların köpeği olmuşsun. Git ve söyle sahiplerine karşıma konuşmasını yeni öğrenen veletleri göndermesinler. Hea anlarım karşıma çıkacak yürekleri yok bundandır ki seni gönderirler. Pekii o zaman şu haberi ilet 'Necdet dedi ki bugünden sonra bir gözleri açık uyusun. Ölüm uyku beklemez.'" diyerek sustu amcam. Adamın yüzü düştü ve hiç bir şey demeden hızlı bir şekilde evi terk etti. Geri odama çıkmak için merdivene döndüğümde arkamdan soğuk ve sinirli bir ses "Deniz!" ayağım havada kalmıştı. Elimi enseme götürüp kaşıdım. Arkamı dönemiyordum. Çivilenmişti ayaklarım basamağa. Amcam tekrar konuştu. "Bana bak!" diye bağırdı. Yavaşça arkamı döndüm. Ben dördüncü basamaktaydım ve o merdivenin başındaydı. Elleri halen arkasındaydı. Ellerimle oynamaya başlamıştım. Başım yere eğik öylece dururken amcam bağırarak. "Ne zamandan beri benim özel görüşmelerimi dinler oldun Deniz." dedi gözlerim yanmaya başlamıştı. Elimi saçlarımdan geçirdim ve amcama baktım. Kollarını serbest bırakarak "Bakma bana öyle. Kendine bir çeki düzen ver. Gel şimdi." dedi. Ne demek istediğini anlamamıştım ki bileğimden tutup çekti. Merdiven basamakları bittiğinde kollarını sıkıca sardı bedenime. Bende kollarımı ona sardığımda saçlarımı okşayarak sakin bir şekilde "Uslu dur Deniz. Bu kadar meraklı olma. Canın yansın istemiyorsan uzak dur. Anladın mı beni." dedi. Başımı onaylarcasına salladım. Beni kendinden uzaklaştırıp yüzümü elleri arasına aldı ve çatık kaşları eşliğinde "Bir daha sakın eve birinin kollarında uyurken gelme. Şimdi odana çıkabilirsin." dedi ve yavaş adımlarla salona ilerledi. Bir süre arkasından baktım. Her zaman ki koltuğuna oturup bahçeyi seyretmeye başladı. Hızlı bir şekilde merdivenleri tırmanıp odama girdim. Kafam allak bullak olmuştu iyice. Bu adam kimdi. Amcam neler karıştırıyordu. Yoksa Kara'da bu işin icinde miydi. Bunlar benden ne saklıyordu böyle. Amcam ne kadar bu kadar meraklı olmayı bırak desede. Benim de artık kaybedecek hiç bir şeyim kalmamıştı. Bu yüzden ortada dönen her ne ise öğrenecektim. Er ya da geç bir şekilde kesinlikle öğrenecektim.



Dolaptan bir kaç parça bir şeyler alıp banyoya ilerledim. Güzel bir duş alsam iyi olurdu. Şu son günler beni ciddi anlamda çok yordu. Sıcak suyun dolu olduğu küvette yerimi aldım. Gözlerimi kapatarak başımı geriye attım. Hmm. Minik mırıldanmalarım ve bu sıcak su beni olaylardan ve kafamda ki düşüncelerden biraz olsun uzaklaştırmaya yetmişti. Tekrar düşünmeye başladım. Her ne olursa olsun bir an düşünmeden durmak imkansız diyebilirim. Evet olaylardan ve düşüncelerden uzaklaştırıyor demiştim ama yanılmışım. Hayatımdaki bu gerginlikten beni hiç bir şey uzaklaştıramaz. Düşünmek istemese de insan hiç farkında olmadan düşünür ya bazı şeyleri şu an tam da onu yaşıyorum işte. Bir yandan vücudum dinlenirken bir yandan da zihnimi dinlendirmek isterdim.


HAYAT #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin