#Ariana Grande - Touch It# ile okuyun
Kısa sürede evin yolunu bulabilmiştim. Yaklaşık iki saattir konuşuyordum. Nefesim tükendiği zaman bile tempomu yavaşlatarak koşmaya devam etmiştim.
Rüzgarın tenime değdiği her an onun dokunduğu yerler alev alıyordu. Üzerime dökülen kaynar su gibi her yerimi yakıyordu.
Arkamdan koşmayı bir süre sonra bırakmıştı.Herkes bırakıp gidecekti. Sadece bedenim ve ruhum ile baş başa kalacaktım.
Yüzümdeki rimelden eser kalmamıştı. Yanaklarımdan süzülen siyah lekeyi daha yeni farkedebilmiştim.
Eve girdiğim zaman ailemin beni sorguya çekmesini kaldıracak halim yoktu.
Evin bir sokak köşesinde bana göz kırpan ışıklı tabela vardı. Limitless Cafè'ye eskiden vakit buldukça giderdim. Son ziyaret edişimin ardından ne kadar zaman geçti bilmiyordum ama dış görünüşü ve tabelasının renkleri değişmişti.
Hızlı adımlar ile yönümü değiştirip kafeye doğru yürüme başladım.Yine baş ağrım başlamıştı. Bir aydır düzenli aralıklarla ağrımasına rağmen ımursayacağım tek şey baş ağrılarımdı.
Destek almaya çalışarak elimi kafenin kapısının üstüne koyduğum sırada gözlerim istem dışı kapanmıştı ve kendimi yerde bulmuştum.
Zihnimi işgal eden konuşmalar etrafımı çevrelemişti. Gözlerim kapalı olsa ve hareket edemesem bile sesleri duyabiliyordum.
Bu o kadar çaresiz bir durumdu ki .
Ruhum bedenimden ayrılmadan önce de mi böyle olacaktı?
Birden çok insan sesi duymam kesildiğinde bir adamın sesi netlik kazanmıştı.
"Beni duyabiliyor musun?"
Herkesi duyabiliyorum diye çığlık atmak istesem de ne gözlerimi açabiliyordum ne de vücudumu hareket ettirebiliyordum.
Tanıdık melodiyi duyduğum zaman elim telefonuma uzanmak istemişti.
Ancak hala hareket edemiyordum . Sahi ne kadar zamandır hareketsizdim ben? Zaman kavramım yok olmuş gibiydi.
Melodi bir süre sonra kesilince bir kadın konuşmaya başlamıştı.
"Hayır ben Cindy Celdic , kız arkadaşınız bayıldı biz de tam yakın birine ulaşmaya çalışıyorduk"
Kız arkadaşınız? Hayır onu istemiyordum onun yüzünü, sesini , kokusunu hissetmek istemiyordum.
"On dakikadır kıpırdamıyor ne yapacağımızı bilemedik"
Ambulansı aramanızı da mı ben söyleyeyim! O pisliği yanımda istemiyorum lütfen ambulansı arayın
sesimin çıkmasını umarak konuşmaya çalışsam bile sadece çabalamak ile yetinmiştim.
"Sizi bekliyoruz "
Yanıma gelmesini istemiyorum. Ah yine ondan kaçamıyordum değil mi ?
~~
Kapının açılma sesi ile zemin ile olan bağlantım kesilmişti. Rüzgar tenimi yalıyordu. Sıcak elleri hem sırtımda hem de bacaklarımda hissediyordum. Onun bedenimde değdiği yerler tekrar alev almaya başlamıştı. Fakat bunu sağlayan bu sefer rüzgar değildi.
Tanıdık bir koku burnumdan ciğerlerime süzülüyordu.
Huzur bulduğum koku....
Onun kucağındaydım. Kendimden uzaklaştırmak istesem bile hareket edemiyordum.
Gerçi hareket edebilsem bile ondan uzağa gitmek istemeyecek gibiydim.
Saçlarımı sağ omzuma alarak beni arabanın koltuğuna oturttuğu sırada kulağımda onun sıcak nefesini hissetmiştim.
"Her şey geçecek"
Her şey geçmeyecekti , her şey iyileşmeyecekti .
Her şey bitecekti , yok olacaktı.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
(Yaz geldiği için artık yeni bölümleri daha kısa sürede yayınlayacağım)
