3 - güzel sevdin beni, fark edemedim

1K 165 40
                                    

Billy Joel - The Stranger



Derin bir nefes almam gerekiyordu okumaya devam etmem için ama nefes almak için bile çok yoğundu içimdeki hisler. Zangır zangır titreyen bedenimi batan güneş ışığına vererek balkon zemininde çömelmiş oturuyordum hala ve okudum, benliğimi unuturcasına;


Masama koyduğum her şey hazırsa sevgilim,,

ben yine yazıyorum senin için, sana olan senliğimle bir kere daha alıyorum tükenmeyen kalemimi elime ve sen, sevişmemizden yorgun düşen bedeninle gece karanlığında çok güzel duruyorsun. Bunu belki sana her defa hatırlatacağım ama öyle ki sevgilim; sen güzel oldukça ben sana güzel olduğunu her defasında söyleyeceğim.

İlk karşılaşmamızı, hayatımın en mutlu gününü ve sıradan benliğimle sana nasıl yaklaştığımı anlattım sana. Bu sefer ki anlattıklarımı da dikkatle dinlemeni istiyorum. Sen, bu olanları bilsen de ben sana unuttuğun birkaç ayrıntıyı hatırlatacağım; benim hep içimde barındırdığım ve özel olduğunu hissettiğim birkaç ayrıntıyı. Ama bu sefer ağlamayacaksın, bu sefer belki gözyaşlarını benim için tutup büyük bir kahkahayla okuyacaksın bunları bu yüzden, seni şimdiden uyarıyorum; bana daha da çok aşık olursan, bunda benim suçum yok, anlaştık mı?

Elime kalemi aldığım andan beridir, kütüphaneden çıktıktan sonraki olayları hatırlamaya çalışıyorum, şimdi aklıma geldi de; o zaman üstünde Amerikan bayrağı olan beyaz bir tişört giymiştin ve tişörtünün uçlarını, sayamadığım kadar çok yırtığı olan kot pantolonunun içine koymuştun ve ellerin Baekhyun, o güzel ellerini kaplayan yüzüklere nasıl baktığımı tahmin bile edemezsin. Hayatımda o kadar yüzüğü bir arada gördüğümü hatırlamıyorum ama sende gördüğüm sıra dışılık ve tuhaflığın yanında barındırdığın içsel masumluğun beni cezbediyordu aslında. Kulaklarının üstünden altına kadar inen küpelerin ve ellerinle habire oynadığın perçemlerinle, sen o gün çok fazla güzeldin sevgilim.

Bunu sana söylediğimi hatırlamıyorum ama bu zamana kadar hiçbir erkeğe ilgi duyduğumu hatırlamıyorum. Kütüphanede seni o rafların arasında gördüğümde bir kere bakıp geçmedim, baktım evet ama sonra dönüp tekrar baktım. Gözlerim, sana bakmanın verdiği sarhoşlukla kapanmaya hazırdı, ağzımda hissettiğim tarif edemeyeceğim bir adrenalin-safra tadı ve kulaklarımın uğuldamasıyla bir kez daha bakarken, dudaklarımın ucu benden izinsiz yukarı kıvrıldı ve seni ilk defa görmenin mutluluğu, bendeki bir şeyleri unutturmaya ve sen olmaya hazırdı bile. Sana ilgimin cinsellikle alakası olmadığını şimdi anlamışsındır ama bırak beni şimdi, sana anlatacağım daha çok şey var ve senin de anlaman gereken birkaç şey.

Önce okuldan çıktık, ardından bana nerede kaldığımı ve ne okuduğumu sordun. Fransız dili ve edebiyatı okuduğumu ama ilgilendiğimin sadece edebiyat olduğunu söylemiştim, hatırlıyorsun değil mi? Sana sorduğumda ise yine utanmış halinle elini ensene götürdüğünde, bana bakamayan gözlerinle radyo ve televizyon bölümünü okuduğunu ama bitirecek olmanın heyecanıyla iş aradığını söylemiştin. O zaman yaşıt olduğumuzu öğrendiğimizdeki sevincimizi unutamıyorum ama özellikle senin sevincin nasıldı biliyor musun; o güzel yüzün, mutluluğun verdiği huzurla gevşedi ve göz kenarlarının kırışıp yarım ay haline gelmesiyle, o dudaklarının yayılarak küçük dişlerinin öne çıkmasıyla, bütünüyle, sen orada mutlulukla mutlak süreçte bana ne yaptığının farkında bile değildin. Kolun hala kolumdaydı, saçların o bahar günü hafif dalgalanıyordu ve senin yüzün, öyle tuhaf bir içtenliğe bürünmüştü ki, çaktırmadan bakan gözlerim, nasıl olduysa korkusuzca yüzünde geziniyordu ve sen bunu fark ettiğinde bir şey mi oldu soruna dilimin tutulmasıyla cevap bile veremedim. Önce kekeledim, sonra saçma sapan bir şey geveledim ağzımda ve sen bundan büyük bir keyif alarak kahkaha attın. Şimdi de gülüyorsun biliyorum ama elimde değildi; içinin güzelliğinin içsel olarak kalmayıp dışındaki her yerine yayılmasının verdiği dış güzellikle öyle kıpır kıpırdın ki, beynime söz geçiripte yüreğimin bu kadar fazla atmamasına bir şey diyemiyordum. Tek yaptığım, midemden yükselen safra tadını milyon kere yutkunarak tekrar tekrar almaktı ve ben bundan hiçte şikayetçi değildim.

papatya adamın itirafları // chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin