Birkan Nasuhoğlu - Ne Yapayım Bari
Nasıl ve nereden başlayacağımı bilmiyorum papatyalar kadar güzel sevgilim, çünkü sen sadece bu kelimelere anlam kazandırabiliyorsun. Senin kalemin gibi değil benim tuttuğum kalem ama belki seninkini andırır benim yazacağım şeyler de çünkü öyle görünüyor ki ben, seni özlediğimi şimdi fark ediyorum.
Kızma, kızıyorsan da bir şey demem aslında ama yine de çok kızma olur mu? Çünkü ben seni anlayamadım, ben seni hissedemedim ve sen karşımdayken seni görmedim bile. Sen öylece, gözlerimin içindeki her zerresinde kendi yansımanı görmek için çabaladığında, benim gözlerimdeki yansımada farklı adamlar vardı. Ne diyebilirim ki; şimdi özür dilemenin veyahut üzgün olmamın hiçbir anlamı olmayacak. Sadece kendime kızdığımı bilmeni ve şimdi sen değil de yanımda olan tek şeyin bir bardak süt ile annenin yaptığı kurabiyeler olmamasıni isterdim. Ne yazık ki böyle ama yine de bu senden olan her şey bile, bana büyük bir mutluluk veriyor.
Evet, tahmin etmiyordun belki, şimdi de şaşırdığını biliyorum ama ben dediğin gibi ailenin evinde, bir bardak sütle fırından yeni çıkmış çikolata parçacıklı kurabiyeleri yiyorum. Annenin dediğine göre kurabiye ve süt ikilisi küçükken en sevdiğin şeylerden biriymiş. Bunu bana hiç söylemedin, ya da şimdi yaptığın gibi 'çocukluğumu hiç sormadın ki!' diye sitem attığını varsayarsak evet, sormadım ama seninle neredeyse bir ömür geçirecek kadar çok şey yaptık. Bunu annenden duymayı ve annene 'bunları sevdiğini hiç bilmiyordum' dediğim anda yüzündeki o zafer edasını görmeyi istemezdim bay papatya bozuntusu.
Burada olmasan bile bazen sinirlerimi nasıl bozduğunu da anlamıyorum. Her neyse, ne diyordum? Kurabiyeler bitti şimdi tabakta, sütü içerken damağımdaki çikolata parçacıklarıyla bir uyum oluşturmasını da sevdim ama konumuz bu değil. Bahsetmek istediğim sen ve senin hiç fark etmediğim güzelliğin.
Yazdıklarını okudum Channie, hem de hepsini. Belki dünyada durduğun her yerde biraz daha yazıyorsundur bana ama bunları bilmiyorum işte. Eğer tekrar evine dönersen bana onları kargoyla gönder, olur mu? Ya da bunu siktir et, kendinle beraber yazdıklarını da getir, böylece daha anlamlı olur, ne dersin?
Ah, özür dilerim. Ben ve dayanılmaz espri anlayışım. Ne sen geleceksin, ne yazdıkların ama ben tırnağımın bir ucu kadar da olsa senin hayal etmekten alıkoyamıyorum kendimi. Yazdıklarının etkisi çok, bunu kabul ediyorum ama bende o çıkmayan sen hala duruyormuşta, haberim yokmuş mesela. Çünkü senin her cümlen benim aslında güzelliğimi değil de nasıl da çirkin olduğumu farkına vardırtmıştı. Güzel olan sendin, ben değil. Anlattığın her güzel şeyde sen vardın Yeol; ben sadece senin yanında seni güzelleştiriyordum belki. Ben, öyle çirkin şeyler yaptım ki; sen benim yanımda daha da güzelleştin. Baktığım her adamda, senin sevginin gücü görülüyordu. Duyarsız olduğum her anda, bağırdığım her dakikada veya seni bırakıp gülümsediğim her olayda, sen beni bırakmadığın için güzel oldun.
Kendini benim gözümden nasıl görebilirsin, bilmiyorum. Kendimi ben nasıl affederim, onu da bilmiyorum.
Aslında ilk dediğim şeyde olduğu gibi; sen yokken bunların hiçbirinin de önemi kalmıyor. Halbuki şuanda her zaman yaptığımız şeyi yapsak; sen uzun bacaklarını o daracık koltuğun kollarından sarkıtsan ve ben de, o bacaklarının arasına girip yüzümü göğsüne yaslasam, kokunu içime çeksem, ellerini saçlarımda hissetsem sonra ve güzel bir öpüşmenin içine düşsek çok daha anlamlı olmaz mıydı her şey? Ama sen yoksun ya, şu anlattıklarımın bile faydasız olduğunu düşünüyorum bazen. Kime anlatıyorum ki, öyle değil mi?
Fakat bazen, senin tekrar ailene döneceğini ve merakına yenik düşüp beni soracağını bir şekilde biliyorum işte. Odana girip yatağına sinmiş kokumu hissettiğinde bütün bir yüzünü kaplayacak gülümsemeni görmek için sabırsızlanıyorum bazen. Sonrasında ise bunların sadece benim kafamda uydurduğum birer saçmalıktan ibaret olduğunu düşündüğümde düşürüyorum omuzlarımı, kendi iç dünyama ve senin hiç bitmeyen sessizliğine ben de gömülüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
papatya adamın itirafları // chanbaek
FanfictionSusarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim, Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde. // aziz nesin