KIVILCIM
Kırmızı iplik efsanesini duyanınız oldu mu hiç? Bir iplik düşünün: Vişne kokulu bir avucun yüzük parmağından, kahve kokulu bir avucun yüzük parmağına uzanmış. Tek bir düğüm, onları birbirine bağlamış. Sonsuza dek. Bu hikâyedeki adamın avuçları yaralı, bu hikâyedeki kızın vişne kokulu avuçları o adamın yara bandı. Nefret her dilde farklı harflerin yan yana gelişiyle oluşturduğu bir kelimeydi. Her dilde farklı şekilde yazılsa da, hissettirdikleri şeyler aynıydı. Aynı mıydı? Peki ya bu hissin içine başka bir his sızmışsa?
Nefret saf ve katıksız değilse? Ya nefret çoktan bir kalp tarafından melezleştirilmişse?
Ve bir orman yangının ilk kıvılcımı düştü yeryüzüne...
ATEŞ
Bu siyah görüntüsünün altında bir beyaz vardı, bunu görmeme izin vermişti. Duyguları, bembeyazdı. İnsani yani, bembeyazdı. Savaş, bembeyazdı. Ama maalesef, ben ne siyaha ne de beyaza âşıktım. Ben maviye âşıktım, "Yangın Mavisi'ne."
Sıraç biliyordu, Mayıs onun karanlığıydı. "Yangınım!" dedi ona, yanmak pahasına. İki insanın kaderi birbirine bağlıydı. Asla kopmayacak bir iple.
"Kaderin kırmızı ipliği... Unutma! Sıraç! O bağladı bizi."
Ve kıvılcım sıçradığı yerde beslenerek tahtını ateşe verdi. Yangın için geri sayım başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wattpad'e Kitap Önerileri
Romanzi rosa / ChickLitHayatı sorgulamak için okumalıyız. Çünkü sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez.