Merhaba :)
Bu bölümü biraz uzun yazmaya çalıştım.
Bu arada fotoğraftaki Aras.
Yorumlarınızı bekliyorum :)
_______________________________________________
Profesör bu yıl yapılacak projelerden bahsettikten sonra ciddi bir ses tonu takındı."Evet. Şimdi görevleri dağıtma vakti."
Güneş, konudan tamamen alakasız etrafa bakınıyordu. Öğrencileri süzdü tek tek. Bazıları heyecanlı, bazıları ise kendinden gayet emin duruyordu. Tam karşısına baktığında ise biri kız üç öğrenci dikkatini çekti. Aras'a neden bu kadar sinirle baktıklarına anlam verememişti. "Okulda bu kadar korkulan bir profesörün Aras'a karşı daha ılımlı olması mıydı acaba onları sinirlendiren?" diye düşündü.
"... ve Güneş."
İsminin söylenmesiyle irkildi Güneş.
"Evet şu anda burada bulunan on dokuz kişinin isimleri bu şekilde. Seçimi her zamanki usulde yapacağız. Başkanı ben seçeceğim. İki yardımcı ise adaylar arasından açık oylamayla seçilecek."
Büyük sessizlik hakimdi odaya.
"Başlamadan önce geçtiğimiz yıl boyunca görevini büyük bir ciddiyet ve başarıyla yerine getirmiş olan Aras'a teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bu yıl ise ülke çapında yapılan Klinik Psikoloji Semineri'ni üniversitemiz üstlendi. "
Profesör konuşmasını sürdürürken, öğrenciler görev alabilmek için sabırsızlıkla bekliyordu. "Bu kadar abartılacak ne var?" diye geçirdi içinden Güneş. Gergin havadan sıkılmış, saçlarıyla oynuyordu.
"... tüm bu sebeplerden dolayı bu yıl tecrübeli bir başkana ihtiyacımız olacak. O yüzden bu görevi tekrardan Aras Tuğkan'a veriyorum."
Aras ile profesör tokalaşırken, onlara alkış tutan kız grubu dışındakilerin bir kısmı şaşkın bir kısmı da sinirli görünüyordu. Odaya belli belirsiz bir uğultu hakim oldu.
"Bir kişi iki defa başkan olabiliyor muydu?"
"Ben de olamadığını sanıyordum."
"Kesin torpil var bu işte."
Kendi aralarında konuşan çocukları susturup konuşmaya devam etti profesör. Sonra biri kız biri erkek iki de yardımcı seçildi.
-------------------------------------------------
Odadan çıkar çıkmaz Güneş, Aras'ı tebrik etti. Sanki tekrardan seçileceğini biliyor gibi kendinden emindi Aras. Ne bir şaşkınlık ne de bir heyecan vardı. Her zamanki gülümsemesiyle rahat ve sevimli görünüyordu.
Uzaktan ismini duymasıyla başını koridorun sonuna çevirdi. Şapkasını ters takmış çocukla yumruklarını birbirine vurarak selamlaştılar. "Sabahtan beri neredeydin?" diye çıkıştı diğer esmer olan. Kız ise Güneş'i süzmekle meşguldü.
"Bu Güneş." dedi Aras elini Güneş'in beline koyarak. "Bunlar da Emir, Gökmen ve Ada."
Hepsi aynı anda içten bir "Merhaba" dedi. Birlikte koridorda hem ilerleyip hem Aras'la Güneş'in nasıl tanıştığını dinlediler. Dışarı çıkıp, dersi çimlerde beklemeye karar verdiler.
"Demek ilk günden sıkıcı kulüp toplantısına götürdü seni bu Aras." dedi Ada başıyla Aras'ı işaret ederken.
"Aslında bir ara o uzun sırayı mı bekleseydim diye düşünmedim değil." diye espriyle karşılık verdi Güneş.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA
Ciencia FicciónÜniversite okumak için ailesinden ayrılıp başka şehre giden Güneş, hayal kırıklıklarını geride bırakıp yepyeni bir hayata adapte olmaya çalışır. Bu onun hayata karşı tek başına savaşabilme gücünü test edecek zorlu bir sınav olacaktır. Kalbini der...