Bölüm 10

102 3 8
                                        

Tekrardan merhabalar...

İyi - kötü eleştirilerinizi, fikirlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.

Tabi bir de emeğimin karşılığı olarak oylarınızı esirgemezseniz beni mutlu edersiniz :)

Keyifli okumalar...

----------------------------------------------------

Ağzının içinde gevelediği küfre donuk gözleri eşlik etti Emir'in. Hepsinin ne yapacaklarını bilemeden, korku dolu gözlerle baktıkları şey bir kurt sürüsüydü. Yaklaşık bir düzine, kahverengi tüylü, kırmızı gözlü kurt, dişlerini aralamış salyalar akıtıyordu. Bu kurtlar onların zamanındakilerden çok daha fazla iriydi.

Birkaç saniye yaşanan sessizlikten sonra acilen ne yapacaklarına karar vermeleri gerekiyordu. Cesaretini ilk toplayan Aras oldu.

"Ada yavaşça ayağa kalk. Üç deyince sağ tarafa doğru koşmaya başlayacağız. Hiçbir yöne sapmadan. Ormandan çıkana kadar koşup, geldiğimiz mağaraya gireceğiz."

Ada oturduğu topraktan elleriyle destek alıp başını sallayarak anladığını belirtti. Kalp çarpıntısını yavaşlatmak istiyor ancak bu ona şu an dünyanın en zor şeyi gibi geliyordu. Ada bacaklarının üzerinde durmakta zorlanırken, karşısındaki korkunç kurtların onu mideye indirmek için sabırsızlandığını fark etti.

"1...2... Şimdi!"

Emir hazırlıksız yakalanmış gibi tökezleyerek arkada kaldı.

" 'Üç deyince' dediğini sanmıştım." Emir nefes nefese en geriden bağırdı.

"Kurtların, aldığım karara saygı göstermediğini fark ettim."

Aras sinirle söylenirken arkasını dönüp Ada'nın hemen arkasından geldiğinden emin oldu. Ağaçların arasından geçerek, taşların üzerinden atlayarak hızla koşuyorlardı. Önlerini görmekte zorluk yaratan uzun sarmaşıkları ise elleriyle itekliyorlardı. Gökmen Aras'a yaklaşarak alnındaki teri elinin tersiyle sildi.

"Sanki aradaki fark kapanıyor gibi. Doğru tarafa koştuğumuzdan emin misin?"

Aras başını evet anlamında salladıktan sonra parmağıyla ileriyi işaret etti.

"Bak! Ormanlık şurada bitiyor."

Gökmen heyecanla bağırdı.

"Çocuklar geldik!"

Hepsi gözlerini bitiş çizgisine dikmiş, son bir çabayla hızlanmışlardı. Ormandan çıkınca hemen geldikleri mağaraya girip her şeyin sona ereceği inancı onları motive etmişti. Ta ki orman çıkışında yerliler belirene kadar.

------------------------------------------------

Karşılarındaki manzarayı görünce ne tepki vereceklerini bilemediler. Tek hissettikleri duygu çaresizlikti.

Aras, "Sakın durmayın!" diye bağırdı.

Arkasından Gökmen, "İleriye doğru koşmaya devam edin!"

Yerlilerle aralarındaki mesafe neredeyse kapanmış, karşı karşıya gelmişlerdi. En öndeki yerli yayına bir ok yerleştirdi. Nişan alıp uygun zamanı kolladı. Hepsi birden "Hayır!" diye bağırdı korkuyla. Diğer yerlilerde yaylarına okları yerleştirip ileriye doğrulttular. Okların aynı anda yaylardan çıkmasıyla korku içinde eğilip yere kapaklandılar. Tam arkalarında büyük bir gürültü eşliğinde yer sarsıntısı oldu.

"Devam edin!"

Aras'ın çığlığıyla gözünü açmaya cesaret edemeyen Emir ve Ada ayaklandı. Arkalarında yığılmış kurtları görünce bir an gülümseyip şaşırdılar. Koca koca hayvanların bedenleri kanlar içinde yerde yatıyordu. Ancak mutlulukları çok sürmeden, az önceki manzarayla tekrar karşılaşmak üzere olduklarını fark edip, koşmaya başladılar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin