1~Patron

35.1K 487 53
                                    


İlk iş günüm olsada rahat bir şekilde giyinmiş. Koca binanın önünde duruyordum.

Nemi bekliyorum?

Bilmiyorum.

Hiç bilmediğim bir şehirde hiç bilmediğim insanlarla aynı ortamda çalışmak çok zor benim için. Nede olsa yeni mezun oldum ve zar zor bulduğum iş için fazla rahat hareket ediyordum. Kendim olmaktan vaz geçmiyordum. Bu iyimi kötümü ben bile bilmiyordum. Neden bilmiyorum ama içerideki patronum beni feci etkiliyordu ve ben onu bundan daha ilk gün saklayamamıştım. Bana resmen. "Bir önceki sekreterim bana olan uygunsuz davranışlarından dolayı işten atıldı. Eğer sizde öyle bir durum olursa sizide kovarım." Demişti. Kısa yoldan benden etkilenme seni kapıya koyarım deseydi daha iyi olurdu.

Ve neden bekliyorum sorusu galiba utanıyorum. Evet yani o adam öyle söyleyince utandım ne yapıyım.

Zar olsa içeri girdim. Bazı haset gözler üzerimde iken nasıl rahat oluyim.

Asansöre binip 14. Kata bastım. Tam kapı kapanırken bir el içeri girdi.

Ben tam barıcakken sustum. Ne var adamın elimi kopsaydı. İçeri kim girse beğenirsiniz şirketin bir diğer ortağı
Pamir bey bu adam o kadar içten ve sıcak bir adam ki.

Utanmasam yanaklarını mıncırırdım. Ama bu herif ton ton amcalar gibi değildi adam maşallah kaya adamıydı. Manken mübarek. Bunlar şimdi kuzenya nasıl bir sülale bunların ki ben anlamıyorum. İçeri girer girmez gülümsedi. "Günaydın Beste."

Ben kendimi hemen hafiften toparlayarak cevap verdim.

"Günaydın Pamir bey."

Pamir bey, gülümseyerek önüne döndü bu adam bu kadar sıcakken neden o kasıntı herif buz gibiydi.

Iyyy çok bilmiş Yağız Efe efendi.

Bilseydim böyle olacağını. Bilseydim o gözlerine o denli kapılacamı ama ben ne biliyim böyle olacağını? Derin bir
nefes aldım.

Korkunç bir hayatım vardı. Şimdi ben her şeyden kaçmışken kendimi gene korkunç bir işin içine atmaktan çekiniyordum. Bu yüzden her ne olursa olsun patron sadece patron bende onun emri altında çalışan biri bu kadar basit. Zorlamaya gerek yok.

Asansörün kapısı açılınca kendimi dışarı attım. "İyi çalışmalar Beste."

Ben arkamda bıraktığım patronuma döndüm. Oda patronumdu nasıl olsa.
"Size de Pamir bey." Pamir bey diğer kolidorda kalan odasına doğru giderken arkasından baktım.

Bu bakışın saçmalığı ile kendime geldim neden dansı bırakıp üniversite okudum ki sanki ne oldu. İstediğim gibi mimarda olamadım. Sadece bir sekreter. Hemen sonra kendim için olan masaya geçtim. İyide ben ne iş yapacağımı bilmiyorum ki?

O adamla karşılamakta istemiyorum.
Ama adam patronum bende çalışan ister istemez onla aynı ortamda olucam. Bendekide tiribe bak. Onu görmek istemiyorum.

Zorlada olsa onun kapısının önüne geldim. Kapıyı tıklayarak içeri girdim.

Bilgisayar başında bir şeyler yapıyordu. O gözlük kullanıyordu ben şaşkınlıkla ona bakarken bana beklenti içinde baktı. Birazda 'çabuk söyle git başımdan' der gibi.

"Ne var, Beste hanım."

Elini körü.

"Şey Yağız bey ben ne iş yapacağımı bilemedim de size soruyim dedim."

Bilgisayardan gelen sesle oraya döndü. Neden benim kalbim bu kadar hızlı atıyor bok var bu herifte sanki.

"Masanın üzerindeki dosyaları al ve düzenle. Ve bana bir kahve getir."

Oldu senin uşağın var.

"Peki Yağız bey."

Ah içimdeki ile dışındaki ne kadar da farklı bu adamı bir kaşık suda boğmak ve o suyu kana kana içmek istiyordum. Ama sadistmişim bende.

Patronuma kahvesini hazırladım.
Ve tekrar onun odasına döndüm.

Kahvesini yanına bıraktım. Ve diğer taraftaki dosyaları almak için arkasından dolaştım. "Afiyet olsun Yağız bey."

Zehir zıkkım zemberek.

Hiç bir şey demedi. Arkasından dil çıkardım. Yanından geçip giderken duvara monteli olan televizyona dönmek gibi bir gaflette bulundum.

Gördüğüm şeyle nefesim daraldı. Gözlerim karardı.

Sağ üst köşede abimin resmi vardı. Ve İstanbul'da bir kavgaya karıştığı ile ilgili bir haber sunuluyordu.

Beni bulmuştu. Hala peşindeydiler.
Zorlukla yutkundum. Hala ekrana bakıyordum.

Gözümden akan yaşa engel olamadım.
Sonra birden ekran karardı.

Yağız beye döndüm, ne yaptımı yeni fark etmiştim. "İlk defa mı gördün?"

Beni aşalaması şuan umrumun zerresini ilgilendirmiyordu. Ona bakmadan odadan çıktım.

Gene beni bulmuştu. Ne için o adam için. Seviyordum onu sevmiyordum.
Kocam olmasını zerre kadar istemediğim bir para babası ile neden evleniyim ben.

Of karanlık geçmişim gene beni bulmak ve içine almak için uğraşıyordu.

Ve ben artık kaçmaktan yoruldum.

Direk soriyim nasıl oldu?

Bölümler hazır olduğu gibi paylaşacam arkadaşlar.

Yazdıklarımı düzenlerken fikirlerinizi göz önüne alabilirim, bu yüzden bana her düşünceniz ulaştırın.

🤗🤗🤗🤗🤗

Not: Diğer bölümler bu kadar kısa olmaz ilk bölüm olduğu için böyle oldu.

🤗🤗🤗🤗🤗🤗

Bide bana karakter önerirseniz çok güzel olur.













MAFYA BANA MUHTAÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin