ZE - 1

188 5 2
                                    

Kendi hayatınızı sizden başka yöneten aile fertleriniz varsa beni anlayacaksınızdır. Alabildiğiniz tek karar sabah kaçta uyanıp akşam kaçta yatacağınızdır. Ya da ne ne bileyim ne yiyip ne yemek istemeyeceğinizdir. İşte şimdi tam bu esnada benim hikayeme konuk olacaksınız. Ece'nin mükemmel hükümünün bir değeri olmayan hayatı. Herkes Ece'yi alkışlasın hadi bakalım.

***

Sabah lanet olası hayatıma başlamam için alarmım çaldı. Sallana sallana yataktan kalktım ve odamda göz gezdirdim. Daha dün akşam toplamama rağmen sandalye üzerinde duran kıyafet dağını fark ettim. Sandalyeye doğru ilerleyip kıyafet yığınındaki kirli ve temiz kıyafetleri birbirinden ayırdım ve kirlileri atıp birde duş almak için odamın içinde bulunan banyoya ilerledim. Kıyafetleri kirliye attıktan sonra duşun suyunu ayarladım.

Yaklaşık 10 - 15 dakika sonra duş alıp banyodaki rutin işlerimi halletmiştim bile. Banyodan çıkıp yatağımın yanındaki dolabtan giyeceklerime karar verdim.

(ECE'NİN GİYDİĞİ KIYAFETLER)

Giyindikten sonra makyaj masama doğru ilerleyip oturdum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Giyindikten sonra makyaj masama doğru ilerleyip oturdum. Sade ve güzel bir makyajın ardından kullandığım ürünleri eski yerlerine koydum. Masadan kalkıp kahvaltı etmek üzere aşağı inmek için haraketlendim. Bu arada ailemde tek sevdiğim kişi abim. O herzaman bana ne isteyip istemediğimi sorar üstüme çok düşer ve aşırı derece korumacı bir abi ne kadar belli etmese de beni arada sinirden küplere bindirse de beni sevdiği aşikar bir gerçek.

Merdivenlerden teker teker indim ve solona doğru ilerledim.

''Günaydın Kızım'' dedi babam bende çok içli dışlı olmadan teşekkür edip

''Herkese günaydın özellikle sana abicim'' diyip güldüm. Ve ardından

''Bu gün benim hayatıma ne şekilde yön vermeye karar verdiniz?'' dedim ineliyici bir ses tonunda.

''Evet bunu söylemesen sana birazdan söyleyeceğim konuyu daha rahat anlatabilirdim'' dedi babam. Gülüp.

''Aman tanrım hiç şaşırmadım geveleme baba anlat, ayrıca zaten alıştım ben rahat rahat anlat valla bak, zaten ben bunun dünyaya geldim!'' dedim sonlara doğru sesimi yükselttim. Bu sefer araya abim girdi.

''Kardeşimi köle gibi kullanmanızdan bıktım, hiçbir dediğinizi yapmak zorunda değil'' dedi bana dönüp

''Yapmak zorunda değilsin'' dedi. İşte bu çocuğu bu yüzden seviyorum beni koruyan sahiplenen tek kişi o. Bide tabii en yakın arkadaşım Elif var. O kıza da hastayım ben :D.

''Beni koruduğunu görmeyi seviyorum'' diyip yanımda oturan abimin elini tutup öptüm.

''Birşey değil prenses onların dediği her boku yapmak zorunda değilsin!! Çok önemli olmadığı takdir de kendi hayatını boka çevirme tamam mı!'' diyip ardından annem ile babama döndü.

'' Sizde ne bok yumurtlayacaksanız yumurtlayın artık''

''Oğlum bir sakin ol, kardeşin bu sefer gerçekten gerek şirket birleşmesi olmazsa şirketimiz batıcak''

''Bundan Ece'ye ne baba!''

''Sarıhan Holding'in sahibi Tolga Sarıhan bize bir anlaşma sundu. Eğer Ece ile Çağakan evlenirse birleşme olur dedi. Ve bende Ece ile Çağakan'nın evlenebileceğini düşündüm. Sonuç olarak Çağakan'ı tanırsın efendi çocuktur. Ondan Ece'ye zarar gelmez hem zamanı geldiğinde ayrılırlar.''

''Saçmala baba o piç benim kardeşimle evlenemez!! O piç playboyu kız kardeşimin yanına yaklaştırabileceğimi mi düşündün. Üstelik Ece'ye sor bakalım o istiyormu. Gerçi sen ona sormazsın hiçbiriniz sormazsınız çünkü Ece'nin hayatını bok etmek sizin için daha kolay!! Ece sen odana git ve bunları düşünme prensesim. Siktirr!! Sen ağlıyormusun!! Ağlama lütfen öyle birşey olmayacak.''

Ona sıkıca sarılıp '' Sen benim kahramanımsın abi, aynı adın gibi'' dedim ve gülüsedim. (Adı Kahraman)

''Odana geç güzelim bende birazdan gelirim konuşuruz'' dedi ve alnıma bir öpücük bıraktı. Ben masadan kalkıp odama doğru çıkmaya başladım.

***

Kahraman'ın Ağızından:

''Ona istemediği bir evliliği yaptırmaya hakkınız yok! O daha 17 yaşında baba 17 anladınmı! Benim kardeşim henüz evlenecek yaşta değil baba! Özellikle o Çağakan iti ile asla evlenemez!''

''Oğlum saçmalama şirketin batması bizim sonumuz demek manyaklaşma, hem dediğim gibi zamanı gelince ayrılırlar''


''Zamanı gelince inşallah benim kardeşime o piç el sürmemiş olur, inşallah!'' dedim ve kalkıp Ece'nin yanına gittim.

Yatağıyla daha fazla bütünleşmesi mümkünmüş gibi kendini yatağın başlığına doğru ittiriyordu. Yanına gidip yatağın köşesine oturup onu kendime çektim ve konuşmaya başladım.

''Seni herşeyden çok seviyorum lanet olası şirketin bize kazandırdıklarından bile, hatta kendimden bile fakat babamı ikna edemedim küçüğüm beni affet, bu sefer senin kahramanın olmadım üzgünüm'' dediklerimin ardından ağlamaya başladı ve;

''Sorun değil abi bir kaç ay evli kalırız sonra anlaşamıyoruz bahanesiyle ayrılırız. Alışkınım ben bunun olacağı da belliydi. Sen benim her zaman kahramanım olarak kalıcaksın Kahraman Günsay. Günsay Holding için hayatımdan bir kaç ay feda edebilirim''

''Seni çok seviyorum, şimdi gitmem lazım lanet olası şirkette işlerim var akşam görüşürüz''dedim ve alnına bir öpücük bırakıp odadan çıktım. Şuanda onu koruyamadığım için içimden kendime saydırmamın bir yararı yoktu ama Sayın Harun Günsay bunun bedelini aylar sonra eminim ki ödeyecekti! Kapıya geldiğimde ceketimi alıp evden ayrılmak üzereme arabama bindim. Şimdi sıra işte değil Çağakan piçini bulmaktaydı!


Zoraki Evlilik #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin