ÖLÜMÜ ÖLDÜRENİN RUHUNA...

160 74 4
                                    

Kitabımız ile ilgili sormak istediğiniz sorunuz varsa lütfen sorun.Multimedya da Prenses Nifren var
İyi okumalar.

₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩₩

Karşısında ki saray haritasına delici gözleri ile bakıyor zayıf noktaları işaretliyordu.Derin bir nefretle işaretledi prenses odasını.Binlerce iğne batmış kalbini daha da soğuttu.Gözleri artık sadece nefreti ve öfkeyi barındırırken bir sonra ki hedefi belirleyip bir çizik daha attı haritaya.Yavaşça dolaştı büyük masada.Adımlarında ki güçlü ifade onu dik tutuyor ve insanları kendine hayran bırakıyordu.Özenle hazırlanan saray haritasına bakarken içinde ki yangını ellerine vurdu ve hançerini bir sonra ki hedef olan Kral odasına mühürledi.
İsyan diye haykırdı odada ki askerler.Karşısında ki taşlı aynadan baktı kendine.Siyah tacı ve siyah savaşcı elbisesiyle bir imparotoriçeyi andırıyordu.İsyan diye fısıldadı.İsyan sonun olacak kral.Ölüm nefesimle birleşip seni yok edecek.

Sıçrayarak uyandı Alez.Derin nefesleri ve gümbürdeyen kalbi ile etrafına baktı.Prensesi almak için yola çıktıklarını ve uyuyup dinlenmek için kurdukları çadırda olduğunu hatırladı.Ağzında ki ekşi tat ile kalktı yatağından.Hemen masasında bulunan sürahiyi ve bardağı almak için kalktı.Adımlarında ki ürkeklik onu korkutuyordu.Sakin olması gerektiğini fısıldadı kendine.Zar zor bardağa doldurduğu suyu içmek için döndüğü sırada aynada kendisini gördü ve elindeki bardak düşerek bin parçaya ayrıldı.Kalbinin çığlıklarını duymuyor sadece aynada ki yansımasına bakıyordu.Rüyasında ki siyah taç başındaydı ve kıyafetleri kan içindeydi.
İsyan diye fısıldadı aynada ki yansıması.
Şaşırmış bir o kadar da korkmuştu.Adımları geriye doğru akarken çadırın dışında ki Sam'in ona seslenmesi ile sıçrayarak arkasını döndü.İleri gidip gelirken kafasını toplamaya çalışıyordu.Sam'in tekrar seslenmesi ile geliyorum diye bağırdı.Neler olduğunu anlamaya çalışırken elleri ile taca dokundu.Taşların sertliği elinin altında dans ederken eli yanmış gibi çekti hemen.Sadece bir rüya dedi defalarca.Korkma diye bağırdı kendine.Derin bir nefes alarak yeniden döndü aynaya.Kesinlikle kafayı yemiş olmalıydı.Çünkü başında ne bir taç ne de siyah bir elbise vardı.

Emindi.Görmüştü.Taca dokunmuş elinin altında ki taşları hissetmişti.Sinirle çekti saçını.Sinirleri gerilmiş üstüne elleri de titremeye başlamıştı.Sorun yok dedi ve yeniden baktı aynaya bu sefer karşısında gördüğü bambaşka birşeydi.Gözleri ateş saçarken buz gibi gülümsemesi dudaklarındaydı.Bembeyaz suratı ve parlayan gözleri ile dönüşmüş olduğunu anladı.Süzdü korkuyla aynadaki yansımayı.Elinde ki kılıç kana boyanmıştı.Diğer elinde tuttuğu kralın başı ile şeytani bakışlarını ona dikmişti.Başını iki yana sallayıp gerçek olmadığını söylüyordu.Daha fazla yerinde duramadı.Hızla masada ki bardağı alıp aynaya sinirle attı ve paramparça olan aynanın sesi tüm çadıra yankılandı.

Gözlerini açtığında sakin atan kalbi ve düzenli nefesleri onu şaşırtmıştı.Yatağından aceleyle çıkıp aynanın karşısına geçti.Elinde kan başında bir taç ve siyah bir kıyafet yoktu.Derin bir nefes verdi.Dikkatle baktı kendine.Teni solmuş gözleri daha da belirginleşmişti.Rahat bir nefes vererek oturdu aynanın karşısında.Sabahın ilk ışıkları gözüne vurup acıtmaya başladığı zaman aynanın karşısından ayrılıp duş almak için banyoya yönelmişti.

Son kez plana bakıldığı sırada Alez içinde ki fırtınayı dindirmeye çalışıyordu.Sürekli gözünün önüne gelen rüya da ki görüntüsü onu düşüncelerle boğuşmaya itiyordu.Derin bir nefesle tekrar odaklanmaya çalıştı.Planı ezbere bilse de genede bakmakta yarar vardı.Kralın ona olan bakışları sanki içindeki fırtınayı görebiliyor ve soru sorar gibi bakmasını da engelliyordu.Babasının ona seslenmesi ile gözlerini baktığı ancak göremediği plandan çekti.Onu diğerlerinden uzak bir noktaya götürmek için adımlarını attı vezir.Peşi sıra onu takip eden Alez yeni bir düşüncenin daha beynini işgal etmesine izin vermeden seslendi babasına.Nereye gidiyoruz dedi dudakları.Demek istediği ise bu değil düşüncelerim beynimi işgal ediyor yardım et baba demekti.Babasının aniden durması ile biraz sendelese de düzeltti kendini.Asi duruşu ile parlattı lacivert noktalarını.Gözleri birleşen baba kız uzunca baktı birbirlerine.Usulca bıraktı kızının eline minik şişeyi.Anlamayan ifade ile baktı babasına.Babasının sıcak nefesi ile dudaklarından dökülecek kelimeleri bekledi."Ufak bir şifa şurubu.Başınıza bir şey gelirse bunu için.Herkese bir damla düşecek şekilde ayarlandı.Dikkatli olun.Fazlası öldürür."anladığını belirtircesine baktı babasına.Güçlü kolları sardı bir katili.Derin nefesler eşliğinde kokladı gül kokulu katilini.Güçlü olduğunu belirtircesine omuzlarını dikleştirip ayrıldı kızından.Hadi git dercesine salladı ellerini.Hızla selam veren ve atına giden kızına uzun uzun bakıp kralın yanına gitmek için adımlarını attı.Yeşil örtüyü ezen ayakları atının yanına götürdü onu. Atına binmeden önce hazır olan askerlerine baktı.Hepsi hazırda Alez'in atına binip hareket etmesini bekliyordu.Sam ve Punsat soru sorar gibi bakıyor hadi bin ata diye fısıldıyorlardı.Gücünü toplamak istercesine tüm heybeti ile siyah atına bindi ve rüzgarın ezgisine eşlik etmek için harekete geçti.Düşünceleri ile boğuştuğunu belli etmeden

SİYAHIN KILICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin