BİR KÜL HİKAYESİ

28 10 6
                                    

Bir nefesin ardında biriken onlarca cenaze akımı gibi düşünceler boğdu bir medceziri....

Uğruna kurulan her savaş zerresi gibiydi....

Bir cenaze döküldü tabuttan tıbkı aşk gibi


BÖLÜM BİRAZ GEÇ GELDİ BUNDAN DOLAYI SİZLERDEN ÖZÜR DİLİYORUM. UMARIM SİZLERDE BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ.

\\\\\\\\\\\\\\\\\ŞARKIYLA OKUYUNUZ\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

GÖZLERDEKİ ACININ EN GÜZELİ GÖZ YAŞIDIR.

Ruhumuz adımlarını ararken yoruldu. Hislerimiz soluklaştı. Gözyaşlarımız yüreğimize döküldü....

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Hayatın dönüm noktası denilen olaylar vardır her zaman. Yeni bir yaşama açılan ama her zamanda bir seçim yapmak zorunda bırakan. Düşündüren, güçlü fikirlerin olduğu yeni bir hayat. Her zaman derin bir nefes aldırıp keşke seçmeme şansım olsa dediğimiz dönüm noktaları. İnsanların içindeki duyguları barındıran kalbin dönüm noktası aşk, bakmayı değil görmeyi sağlayan ,  düşünceleri her zaman bir külçe kadar ağır olan beynin, dönüm noktası iyi bir kitapken kılıcın dönüm noktası neydi ?  Güzel bir kan ya da havayı kesen keskinliği miydi ? Yoksa zor bir savaşı atlatmak mıydı ?


Her soru bir yanıt her yanıt bir noktayı doğururken yeni savaşlar yeni kararları da doğururdu. Bu kararların en kötü yanı ise neler olacağını hiçbir zaman bilemeyişinizdir. Ben savaşımı doğarken başlatmıştım ve savaşım sonsuz bir yenilgi gibi durmaya çoktan  başlamıştı. Hayatımdaki her olay zorluğu arttırırken gözlerin bakmayı değil görmeyi istemesi bu yenilginin tuzu biberi oluyordu. Ben ki görülmek istenen Siyahın Kılıcı bir büyüye yenilecek kadar güçlü müydüm ?

Derin bir nefes....
Düşünceleri barındıran sessizlik...
Hangisi öldürdü beni diye düşünmek artık kılıcımdan da ağır olmuştu. Nefesler hissizleşmiş, kalbimin atışı kırlaşmıştı.

Rüzgar saçlarımın arasından nazik olmayan bir şekilde geçerken bakışlarım yanımda olan askerlere ve Elon'un Nefesine kaymıştı. Kafalarındaki soruların tonlarca misli kılıçlarında, mızraklarında ve atlarında bulunuyordu. Kaslarındaki gerginliğin görüntüsü uzaktan bile belli oluyordu. Aynı sorular benim kafamda da yankılanıyordu ve elimizden gelen hiçbir şey yoktu.

Elonun Nefesi askerlerin benim onun yanına gittiğimi fark etmemeleri için anıların birazını silmiş ve askerleri  ufak bir uykuya teşvik etmişti. Bu sayede benim kaybolduğumu da anlamamışlardı. Hâlâ onu nasıl bulduğumu anlamayan askerler sormaya cesaret edememişti. Yol gittikçe uzarken atımı yavaşlatıp geriye doğru döndüm. Askerlerinde yorulduğunu görünce emirleri sıraladım.

"Biraz dinlenelim. Etrafı gözetleyin. Karanlık bastırmadan yola devam ederiz. "

Birbiri ardına emrimi onaylayan askerlerin hırıltıları duyulurken atımdan hızla indim. İnmek için askerlerin yardımına ihtiyacı olduğunu belirten Elonun Nefesi sinirimi bozmuştu bile. Bunu bilerek yaptığına kılıcımın rengi kadar emindim. Omuzlarıma binen ceketimin düğmelerini açıp kılıcımı elime aldım. Beni göz hapsine alan güçlü "altın kuşumuz" yanıma yaklaştı. Kafasındaki tacı düzeltirken eteğini yavaşça toplayarak yanıma oturdu. Gözleri sormanın derinliğine dalmıştı. Kırmızı dudakları açılırken sesi kulağımda yankılandı.

"Onun için geç olabilir bunu biliyorsun değil mi Alez. "

İstemsiz olarak yüzüme yayılan gülümsemeyle ona baktım. Kılıcımı kınından çıkartırken kafamdaki çarklar hızla dönüyordu.

SİYAHIN KILICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin