Bölüm : 1

124 39 12
                                    

#Dolunay

Kaç dakikadır koştuğumu hatırlamıyordum. Ayaklarım isyan ediyordu. Sonunda durmayı başardığımda etrafıma bakmayı akıl edebildim. Etrafımda ne bir ışık ne de bir sağlam bina vardı.

Kolumdaki saate baktığımda 1'i geçmiş olduğunu gördüm. Hangi yönden geldiğime dair hiçbir fikrim yoktu. 20 dakika önce ne olmuştu aklım hala almıyordu. Silahın patlama sesi adeta kulaklarımda yankılanıyordu. Biran önce evimin yolunu bulup gitmeliydim.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

#06.40

Güneş gökyüzünde yavaş yavaş yerini almaya başlamıştı. Uyanmama neden olan şey kapının pervazında ölmüş tombul bir kediydi. Karıncalar ve böcekler etrafını sarmıştı. Kokudan adeta burnumun direği kırılmıştı. Zoraki yerimden kalkabildim. Etrafıma baktığımda çökmüş, Tanrının var olduğundan habersiz bir harabedeydim.

Buraya Nasıl Gelmiştim?

Kafamdaki yapboz parçaları birer birer oturuyordu. Yerde yatan adamın cam mavisi gözleri bilinçaltımda netleşti...

Kulağımda yankılanan silahın patlama sesiyle ürperdim. Hemen ayaklandım. Gözlerim karardı ama toparlanmam uzun sürmedi.
Karşıdan ince, cılız bir miyavlama sesi geliyordu. Ölü kedinin etrafında dönen yeni doğmuş kar tanesi kadar beyaz bir kediydi.

Ona doğru yaklaştığımda şefkatim korkumu yenmiş ve hatta öne geçmişti. Belki bu yavru kedi benim yanlızlığıma son verecekti. Kim bilir belkide birlikte büyüyecektik.

Yavaşça kediye doğru yaklaşıp onu elime aldım. Avucumun içinde titriyordu. Kaderimiz benziyordu ikimizinde annesi çok küçükken ölmüştü.

Elimdeki ıslaklıkla kendime geldim. Ufaklık elimi yalıyordu. Acıkmış olmalıydı. Aslında ondan hiçbir farkım yoktu. Midemden gelen gurultulara anlam veremiyordum. Pek sık yemek yemeyen ben şimdi kurt gibi acıkmıştım.

Kolumdaki saat 7 olmuştu. Kokudan tiksinmiştim. Biran önce temiz hava almam gerekiyordu. Gördüğüm ilk kırık pencereden dışarı çıktım.

Güneş ışığı gözlerimi kısmama sebep olmuştu bu nedenle bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Rahatlayan gözlerimle etrafa bakındım. Şansım bir kereliğine yaver gitmişti ki burayı biliyordum. Evime de oldukça yakındı.

Çantamın içinde kediye yer açtım ve yerleştirdim. Rahat olduğundan emin olduktan sonra kısa bir yürüyüş sonucunda eve geldim.

Çantamdaki anahtarla eve girdim. Sessiz olmaya özen göstererek odama çıktım. Kediyi çantamdan çıkardım. Kapıyı kitleyip leş gibi kokan kıyafetlerimden kurtuldum. Kendimi duşa attım. Küvetin içine oturduğumda geceyi düşündüm.

Düne kadar sadece inlerin, cinlerin ve benim bulunduğum parkta bir adam ölmüştü doğrusu öldürülmüştü. Üstüne üstlük buna şahit olmuştum.

Peki akşam ne yapacaktım? Gidecek miydim?

Daha fazla oyalanmadan ufaklığıda sudan geçirdim. Banyodan çıktım. Yine her zamanki siyah kimliğime büründüm.

Yatmadan önce dün dışarı çıkmadan hazırladığım sandviçleri kediyle birlikte yedim. En kısa zamanda bir markete gidip mama almam gerekiyordu. Her zaman onu bu şekilde geçiştiremezdim.

Onunda doyduğundan emin olduktan sonra avucuma alıp yatağıma uzandım. Yanıma yavaşça bıraktım. Mayıştı, gerindi sonra rahat bir pozisyon alıp uyku moduna geçti.

Yanımda yatan beyaz varlığı inceledim.Çok yorulmuştu, çok yorulmuştuk. Daha çok yaşayacaktı, aynı benim gibi. Onu beslemem, bakmam, temizlemem gerekecekti. Ancak buna değecek ve bu küçük kedi benim yanlızlığıma son verecekti.

Bundan önce biraz uyumak iyi gelebilirdi.

Vücudumdaki her hücrenin yorgun olduğunu hissediyorum. Rahat bir konum seçtim kendime. Fazla vakit geçmeden yorgun olan bedenim karanlığa gömülmesine izin verdim.

Devam edecek...

Dolunay Zamanı/(Haziranda Devamı Gelecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin