Giriş

2.1K 58 32
                                    

 

Gözünden bir damla yaş daha aktığında içine titrek bir nefes çekti.Ucuz deterjan kokusu soluk borusunu yakıp geçtiğinde bu kokudan ne kadar nefret ettiğini bir kez daha anladı.Ama şu an bu kokuyu çekmek zorundaydı.Yani en azından kendini toparlayana kadar çekmek zorundaydı.Yoksa kızarmış bir surat ve sümüklü bir burun ile okulda dolaşmak en son isteyeceği şeydi.Kazağının uçlarını parmakları ile tutup yanaklarındaki ıslaklıkları sildi.Ardından gözlerini kazağına sürttü ve gözlerinde akmaya hazır bekleyen gözyaşlarını geri gönderdi.Daha fazla ağlamamalıydı.Yoksa derse geç kalacaktı.Yanındaki rulodan birkaç tane koparıp burnunu temizledi.İşi bittiğinde diğer yanındaki çöp kutusuna atıp birkaç saniye kendine gelmeyi bekledi.Elini yelpaze olarak kullanıp yüzünü yellemeye başladı.Bu yaptığı hareketle kızarmış yüzünün eski haline dönmesini umuyordu.Ama sadece umuyordu.Kesinlikle eski haline dönmesi en az birkaç dakikasını alacaktı.Fakat şu an birkaç dakikası yoktu.Sadece bir dakikası vardı ve eğer bir dakika içinde yüzünü yıkayıp sınıfta olmazsa fizik hocasından sağlam bir azar yiyecekti.Bugün zaten sınıf karşısında yeterince rezil olmuştu.Daha fazla onların önünde küçük düşmek istemiyordu.Bu yüzden klozetin üzerinden kalkıp hızla kabinden çıktı ve lavabolara doğru ilerledi.Aynadaki görüntüsüne bakma fırsatı bulamadan zil çaldı.Bir an paniklediyse de yüzünü yıkamadan şuradan şuraya adımını atmazdı.Yüzüne buz gibi suyu çarptıktan sonra doğruldu ve aynada kendisine baktı.İlk ağladığı zamanlarda olduğu gibi kıpkırmızı bir suratı yoktu aksine teni kendi tonundaydı ve kızarıklıklar sadece dudaklarında ve kaşlarındaydı.Sinirle homurdanıp ağlayınca neden hep kaşlarının da kızardığını anlamaya çalıştı.Sonuç olarak anlamamıştı ve çokta düşünmesine gerek yoktu zaten.Şuan düşünmesi gereken tek şey fizik hocasından yiyeceği azardı.Ve bir de Barlas’ın kendisine karşı söylediği sözler.Tuvaletten kendini dışarı atabildiğinde birkaç öğrencinin hala koridorda olduğunu gördü.Tabii bu öğrenciler kendi sınıfındakiler değildi.Zaten kendi sınıfındaki öğrencileri buradan görmesi imkansızdı.Sınıfı ve tuvalet arasında çok uzun bir mesafe vardı.Ha bir de duvar.Hızlı adımlarla sınıfına doğru ilerlemeye başladı.Kapalı kapıyı gördüğünde içinden bir sürü küfür sıralayıp ürkekçe kapıya yaklaştı.Derin nefesler alarak kapının kolunu kavradı ve birkaç kez tıklattı.İçeriden ses gelmeyince bir kez daha tıklattı fakat yine ses gelmemişti.İçinde ki panik duygusu kendini belli ederken hocanın onları laboratuvara götürüp götürmeyeceğine dair bir şeyler söylemiş olmasını umarak hatırlamaya çalıştı.Endişeyle dudaklarını kemirmeye başladığında beynini olabildiğince zorluyordu fakat hayır kesinlikle laboratuvarın bahsi bile geçmemişti.Peki o zaman neden hocanın her zaman ki “Gel!” sesini duymuyordu?Merdivenlerden inen kadınların sesi dikkatini çekmişti.Kulağına tanıdık bir ses çalındığında fizik hocasının daha derse girmediğini anladı.Panik duygusu anında yok olup dudaklarını kemirmeyi bıraktığında hızla kapıyı kendine doğru çekti.İçeri girdiği an da başını öne eğip kapıyı arkasından kapattı ve hızlı adımlarla sırasına ulaştı.Sessizce sırasına oturduğunda birkaç kişinin ona baktığı hissine kapıldı.Bakışları istemsizce yukarı kalktığında karşısında ona otuz iki diş sırıtan Barlas’ı gördü.Bakışlarını hızlıca kaçırıp kapıya doğru bakmaya başladı.Aslında şuan kapıya baktığında bile Barlas’ı görüyordu.Sonuçta ikisi de odundu.Aralarındaki tek fark kapının yontulmuş ama Barlas’ın elden geçmemiş bir odun olmasıydı.Düşündükleri karşısında gülümsemek istedi fakat şuan karşısında Barlas duruyordu ve onun karşısında aptal aptal gülümsemek istemiyordu.Yoksa yine onunla dalga geçecekti.Ki onunla dalga geçmesi için illa aptal aptal gülümsemesine gerek yoktu.Barlas canı sıkıldığında bile onunla dalga geçip,rezil ediyordu ya!Neyse.Şimdi bunları düşünmenin sırası değildi.Şuan düşünmesi gereken Barlas az önce onu herkesin içinde rezil etmişken şimdi neden karşısına geçip böyle pişmiş kelle gibi sırıtıyordu?Cevabı çok düşünmesine gerek kalmadan Barlas’ın sesi kulaklarına ulaştı.

”Ben de diyordum ki benim pofuduğum nerede kaldı böyle.Eğer beni biraz daha bekletseydin meraklanıp seni aramaları için özel bir hayvan arama ekibi kurup okula salacaktım.”

Sınıfta kahkaha fırtınası koparken dişlerini sıkıp kafasını kaldırıp Barlas’ın gözlerinin içine bakmaya başladı ve nereden geldiğini bilmediği bir cesaret ile ağzından

“Hayvan arama ekibi kurmana gerek yok.Bir eşyamı koklayıp beni arayabilirdin.”

sözleri döküldü.Sınıftaki kahkahalar son bulurken Barlasın suratının kızardığı tüm gözler tarafından fark edilmişti.Sinirle burnundan soludu.

”Sen...seni...”

Karşılık verememesi Mira’nın cesaretini arttırmıştı.Az önce Barlas yüzünden ağlamış olmasına rağmen şimdi alaycı bir gülümseme ile ona bakıyordu.Bir anlığına sadece bir anlığına rolleri değiştirmişlerdi.Ve Mira’nın bundan hiç mi hiç şikayeti yoktu.Herkes Barlas’ın ağzından çıkacak tek kelimeyi bile kaçırmamak için dikkat kesilmişken kapı açıldı ve içeriye fizik hocası girdi.Herkes çil yavrusu gibi dağılıp sıralarına ilerlerken Barlas tehditkar bir şekilde Mira’nın üzerine eğildi ve soğuk bir sesle mırıldandı.

”Bu burada bitmedi küçük cadı...”

Bir Rüyaydın SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin