Herkese merhaba!
1 yıllık bir aradan sonra tekrar sizinleyim.Çok uzun bir zaman olduğunun farkındayım fakat oturup düşünmeli ve kurguyu kafamda oturtmalıydım.Hikayemin ortalarını hatta sonunu bile çoktan belirlemiş olmama rağmen,ilk bölümlerde neler yazmam,olayları nasıl bağlamam gerektiğini belirlemem gerekiyordu.Sanırım biraz belirledim gibi de.Aslında tatili iyi değerlendirebilirdim.Fakat kendimde yazacak gücü ve ilhamı bulamıyordum.Son birkaç gündür hatta aylardır bu bölümle uğraşıyordum ama sonunu bir türlü getiremiyordum.Bu sabahta tamamen doğaçlama bir şekilde yazdım.
Mira'nın dansını hemen yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz!^^
Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur!^^
Keyifli okumalar!^^
**********
Barlas'ı tam karşımda otururken görmek kısa bir şok geçirmeme sebep olurken kalbimin teklediğini hissettim.Bu nasıl olurdu?O kadar erkeğin arasından Barlas'ın gelip karşıma oturması nasıl bir şanssızlıktı?Neden bu kadar şanssız olmak zorundaydım?Gözlerim Barlas'ın içinde kaybolduğum deniz mavisi gözlerine kayarken,gözlerinde yer edinen ifadeyi fark ettim."Yap da görelim!" diyordu o ifade."Rezil olacaksın!" diye bağırıyordu aynı zamanda.Barlas kartlarını açık oynuyor,duygularını gizleme gereği duymadan hem aşağılayıp hem meydan okuyordu.Gözlerim sinir ve hayal kırıklığı ile bulutlanırken,kaşlarımın çatıldığını hissettim.Az önceki şaşkın,şok olmuş halimden eser kalmadığının farkındaydım.Barlas'ın meydan okuyan bakışlarına karşılık verirken,yüzümün her zaman ki ifadesiz haline büründüğünü hissettim.Kaşlarımı çatmayı bırakmış,göz kapaklarımı bayık bakacak şekilde hafifçe aşağı indirmiştim.Bayık bakışlarımın umursamazlığı,gözlerimdeki meydan okuyan ifadeyle büyük bir tezat oluştururken Barlas'ın dudaklarına yerleştirdiği,eğlendiğini belli eden gülümsemesi,içimdeki karmaşık duygulara siniri de eklerken,kendime sakin olmam gerektiğini bir kez daha hatırlattım.Fakat sevdiğim çocuğun önünde dans etme fikri karnıma kramplar girmesine sebep oluyordu.Ya ayağım kayarsa?Ya rezil olursam?İçime çektiğim hava boğazıma takılırken,birkaç saat önce demir sandıklara koyup,üzerine kilit vurduğum stres duygum,hapishaneden kaçan kaçak gibi firar etmiş,vücudumun kontrolünü ele geçirerek tüm hücrelerimin stresle kasılmasına sebep olmuştu.Bu sırada Barlas'ın gözleri gözlerimden ayrılmış,daha aşağıya kaymıştı.Üzerimde oldukça bol ve paspal duran beyaz gömleğim ve üzerine giydiğim kot bahçıvan tulumum beni oldukça kötü gösterirken,Barlas'ın bu kötü görünüşten memnun olduğunu yüz ifadesinden anladım.Kaşlarım bu ifadesini anlayamadığım için hafifçe çatılırken,soru dolu gözlerim Barlas'ın üzerinde dolaştı.Bu paspal görünüşüm onu neden memnun etmişti?Sorum cevapsız bir şekilde boşlukta asılı kalırken,aklıma üşüşen fikirler bu soruyu da diğer cevapsız sorular köşesine itmeme yetmişti.
Finale kadar çıkacağımı düşünmesem de buraya gelmeden önce belki bir umut çıkarsam diye minik bir plan hazırlamıştım.
İlk önce rakibimi izleyecek,ardından beni eleyebilecek şekilde iyi dans ediyorsa planımı uygulayacaktım.Benden kötü dans ederse de uygulayacaktım.Fakat şu an ikinci ihtimal olanak dahilinde değildi.Rakibim Aden'di.Altı yaşında bale ve jimnastiğe başlamış,on yaşında onların yanında çeşitli spor dalları ve yüzmeye gitmiş,on dört yaşında bu kadarı yetmezmiş gibi tango dersleri almaya başlamıştı.Bense önceden yaşadığım yerin imkansızlıklarından ve ailemin işi yüzünden o yaşlardan,on altı yaşıma kadar yazın sadece yüzebilmiştim.O da yılda sadece iki aydı.Hatta bazen daha az.Üçüncü sınıftan yedinci sınıfa kadar katıldığım halk oyunları grubunu saymazsak,dans adına birkaç ay öncesine kadar hiçbir eğitim almamıştım.Yani kısacası Aden dans konusunda her yönden benden kat be kat daha iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Rüyaydın Sen
RomanceŞehrin durmak bilmeyen koşuşturması gözümüzün önünde akıp giderken ikimizde konuşmuyorduk.Saatlerdir yaptığımız tek şey;önümüzden telefonları kulaklarına dayalı bir şekilde telaşla koşarak işlerine yetişmeye çabalayan insanları ve yoğunluktan felç o...