2.Bölüm:İlk Tepki

692 35 13
                                    

   Güneş’in ilk ışıklarını gördüğümde üzerimdeki pikeyi ileri doğru atıp hızla doğruldum.Her ne kadar gece boyunca“Acaba Barlas beni gördüğünde ne tepki verecek?”diye düşünüp uyuyamasam da şuan kendimi çok enerjik ve heyecanlı hissediyordum.Gerçekten heyecanlı.İki yıl boyunca hiç kendimi ve tarzımı gösterememiş olan ben bu yıl kendim olarak okula gideceğim.Tamam dış görünüş bakımından birazcık kendim olamayabilirim ama ruhsal açıdan kesinlikle kendim olarak gideceğim ve ilk defa Barlas’a kendi tarzımı gösterme fırsatı bulduğum için heyecanlıyım.Bu kadar heyecanlı olmamı saçma buluyor olabilirsiniz ama az önce belirttiğim gibi iki yıl boyunca sırf dış görünüşünüz kötü diye yargılanan siz olsaydınız benim gibi hissederdiniz.Her ne kadar önceki kadar çirkin olsam da bir şeyler değişmişti.Bir şeylerin değiştiğine o kadar eminim ki!Bu özgüvenimden aldığım enerji ile hızla ranzadan aşağı indim ve banyoya doğru ilerledim.Yüzümü sabunla bir güzel yıkadıktan sonra diğer işlerimi hallettim ve mutfağa doğru ilerleyip hayatımda ilk defa aileme güzel bir kahvaltı hazırladım.Bu arada abartmıyorum gerçekten ilk defa!Çayı demlenmesi için az önce yaktığım ocağın üzerine koyup buzdolabına yöneldim.İçinden kahvaltılıkları çıkarıp masanın üzerine yerleştirdim.Normal insanlar salatalık ve domates gibi şeyler de doğrarlardı fakat ben yapmadım.Çünkü kendimi bildim bileli domatesten nefret etmişimdir!Ne kokusuna dayanabilirim ne de doğrayıp ellerime suyunu bulaştırabilirim!Düşünün o kadar nefret ediyorum.Sonuç olarak doğramıyorum.Poşetten tost ekmeklerini çıkarıp tost hazırlamaya başladım.”Artık Allah ne verdiyse!”deyip içine sucuk,sosis ve kaşarı doldurdum.Bir yandan tostları bastırırken bir yandan da demlenen çayın altını kapattım.Her şey hazır olduğunda şaheserime bir kez daha bakıp mutlulukla iç geçirdim.Harika olmuştu!Yani bana göre tabii.Saate baktığımda 06.30 olduğunu gördüm.Okula gitmeme nereden bakılsa iki saat vardı.Bu iki saat hazırlanmam için yeter hatta artardı bile.Mutfaktan çıktıktan sonra ilk durağım kız kardeşimle birlikte kaldığım odamıza gittim.Çok ses çıkarmamaya dikkat ederek temiz kıyafetler alıp banyoya doğru ilerledim.Annemlerin uyanmasına daha yarım saat vardı.Bu da demek oluyor ki rahat rahat duş alabilirim.Kapıyı kilitleyip üzerimdekileri çıkarmaya başladım.Duş kabininin içine girip suyu ayarlamaya çalıştım ama sadece çalıştım.Tabii ki her zaman olduğu gibi ayarlayamamıştım.Bizim banyo da ya 100 dereceyi de asmış bir kaynar su –öyle su nasıl oluyorsa artık- ya da buzullardaki dondurucu soğuk kadar soğuk bir su vardı.Ortası yoktu.Hiçbir zaman da olmadı.Büyük bir ihtimal olmayacaktı da.Bu yüzden bende sıcaktan-soğuğa,soğuktan-sıcağa geçerek duş aldım.Suyu kapatıp duş kabininden çıktım.Vücuduma ve başıma bir havlu doladıktan sonra kurulanmaya başladım.Getirdiğim temiz kıyafetleri giyip saçlarımı taradım.Bana kalsa saçlarımı yazın yaptığım gibi kurutmazdım ama sonuçta burası Antalya değil Bursa’ydı.Sabahları soğuk olabiliyordu.Yani kurutmazsam ilk haftadan hasta olabilirim!Bunu istiyor muyum peki?Kesinlikle hayır!İstemememin nedenini hepimiz çok iyi biliyoruz tabii ki.Sırf hasta olmayıp,okula gitmek ve Barsal’ı görmek için sadece saçlarımın diplerini kuruladım.Eğer şimdi bir akıllı çıkıp “Neden diğer kısımlarını kurulamıyorsun?Öyle hasta olmaz mısın?”diye sorarsa cevabım;Kırılmaması için uçlarını ısıdan uzak tutuyorum.Bütün işlerimi tamamladıktan sonra banyodan çıkıp tekrar mutfağa doğru ilerledim.Buzdolabına asılı olan saate baktığımda 07.00 olduğunu gördüm.Tam annemler neden uyanmadı diye düşünecekken,kulak aşinalığım olan melodi çıt çıkmayan evde yankılandı.Sandalyeye otururken annemin ve babamın her sabah yaptıkları gibi homurdandıklarını duydum.Kısa bir kıkırdamanın ardından tostların hala sıcak olup olmadıklarına bakmak için üzerlerine kapattığım kabı kaldırdım.Kaldırdığım an da çıkan buhar tostların hala sıcak olduğunu gösteriyordu.Güzel.Annemin ayak seslerini işittiğimde yüzüme kocaman bir gülümseme kondurdum ve annemin gelmesini bekledim.Kapının önünde belirdiğinde gülümsememi daha da genişlettim.Annem beni fark etmeden direk masaya baktığında uykulu gözleri şaşkınlıkla sonuna kadar açılırken gülümsemem biraz daha genişledi.Amma genişleyen bir gülümsemem varmış!Annemin bakışları bana kaydığında kocaman olmuş bir gülümsemeyle birlikte “Selam!”dedim.

Bir Rüyaydın SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin