Arkadaşlar biliyorum çook uzun zamandır yeni bölüm yayınlamıyorum.Bunun için çok özür dilerim.Okul,sınavlar,okul bitiminden sonra üzerime çöken ve hala gitmeyen yorgunluk bölüm yazmamı engelliyordu.Fakat o yorgunluğu üzerimden attığım an da size uzun bir bölüm yazdım.^^
Umarım beklemenize değen bir bölüm yazabilmişimdir.^^
Yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmezseniz çok sevinirim.^^
Multimedia kısmında Ayaz'ı görebilirsiniz.^^
Keyifli okumalar.^^
*********************
Şu an o kadar şaşkındım ki ne yapacağımı bilmiyordum.Yani okulun en zengin,havalı ve yakışıklı çocuğu şu an tam karşımda oturuyordu.Benim karşımda!Ağzımdan garp bir çığlığın kaçmasını engellemek için dudaklarımı birbirine sıkıca bastırdım.Şu an çığlık atamazdım.Belki sonra atabilirdim ama şu an olmazdı.Mavilikler hala benim bayık bakışlarla bakan maviliklerime kilitliyken,artık resmen ağzına yapışmış olan gülümsemesini bana gönderdi.Normalde bu gülümseme karşısında eriyip bitmem gerekiyordu ama ben neden bir şey hissetmiyordum ve ona bayık bakışlarla bakmaya devam ediyordum?Kesinlikle tek cevabı vardı.Diğer kızlar gibi ona ölüp bitmiyordum.Kısacası ondan hoşlanmıyordum.Tamam,aşırı yakışıklı,taş,meteor ve seksi bakışlı biri olsa bile onu sevmiyordum.Benim sevdiğim kişi seksi bakışlar yerine muzip bakışlar atar,cazibesini olur olmadık yerde kullanmazdı.Zaten kullanmıyordu da.Karşımda Ayaz gibi biri oturuyordu fakat benim tek düşündüğü kişi yine Barlas’tı.
”Merhaba.”
Ayaz’ın bariton sesi ben dışında kantindeki herkesi etkisi altına alırken,bu çocukta kesinlikle şeytan tüyü olduğu kanısına vardım.Yoksa kim böyle bir insanın etkisine girmek isterdi ki?Ah!Tabii ki herkes.Hiç konuşmasa bile kızlar gözlerini ondan çekemiyor,kısa süre sonra onun etki alanına giriyordu.Haklılardı da.Eğer Barlas’a aşık olmasaydım büyük bir ihtimal ben de onun etkisine kapılmış diğer kızlar gibi olurdum.Sonuçta çocuk yakışıklıydı.Etrafa her zaman seksi bakışlar fırlatan buz mavisi gözler,sert yüz hatları,güneş yanığı bir ten,dolgun ,pembe bir dudak,kahvenin en koyu tonu saçlar ve yaşına göre sayısı oldukça fazla olan kaslar onu dikkat çekici kılıyordu.Ama yine de benim için yeterli değildi.Bana deniz mavisi gözler,güneşte bakır gibi ışıl ışıl parlayan kumral saçlar,dolgun toz pembe dudaklar ve iri bir cüsse gerekiyordu.Tabii bu özellikler bana göre sadece tek bir kişi de bulunuyordu:Barlas…İsmi aklımdan geçtiği an da tüylerim diken diken oldu.Bakışlarım netlik kazanıp,düşüncelerim bir kenara çekildiğinde,Ayaz’a hala cevap vermediğimi fark ettim.Boğazımı temizleyip,hafif bir tebessüm kondurdum dudaklarıma.Ardından normalde asla böyle bir netlikte çıkamayacak sesim ile cevap verdim.
”Merhaba.”
Ayaz’ın dudakları tekrar klasik bir gülümsemenin esareti altına girerken,sıkıntıdan iç çekmemek için kendimi zor tuttum.Ama bir yandan da amacını merak ediyordum.Sonuçta okulun en yakışıklı çocuğundan bahsediyoruz.Onun gibi yakışıklı birinin benim gibi birinin yanında ne işi vardı merak ediyordum doğrusu.Çok kısa bir süre sonra alacağım şok edici cevabı bilmeden Ayaz’a beklenti dolu gözlerle baktım.
”Büyük bir ihtimal benim neden burada oturup,seninle konuştuğumu merak ediyorsun?”
Ses tonu net bir cümleden uzak,soru sorar gibi çıkmıştı.Gözleri sanki içimi okur gibi bakıyordu.Ellerim stresten hafif hafif titremeye başlarken bunu belli etmemeye çalıştım.Ayaz’ın yüzüne baktığımda tepki vermemi beklediğini anlamam uzun sürmedi.Hafif bir baş sallamanın ardından devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Rüyaydın Sen
RomantizmŞehrin durmak bilmeyen koşuşturması gözümüzün önünde akıp giderken ikimizde konuşmuyorduk.Saatlerdir yaptığımız tek şey;önümüzden telefonları kulaklarına dayalı bir şekilde telaşla koşarak işlerine yetişmeye çabalayan insanları ve yoğunluktan felç o...