7.Bölüm:Yapabilirim

320 24 11
                                    

 Herkese merhaba!

Yine 1,5 ay gibi bir süreden sonra karşınızdayım.Neden bu kadar uzun süre sonra bölüm eklediğimi açıklayacak olursam çoğu zaman bölüm hakkında aklımdaki dağınık fikirleri toparlayamamış,diğer zamanlarsa boş bulduğum vakitlerde kağıtlara karaladığım satırları bilgisayar ortamına geçmeye fırsat bulamamıştım.Malum okul,dersler derken vaktim epey kısıtlı.Fakat bugün okula gitmeyecek olmamı fırsat bilmiş,dün gece yarılarına kadar yarısı zaten önceden hazır olan bölümün diğer yarısını yazıp bitirmiş durumdayım.

Elimden geldiğinde bölümleri uzun yazmaya çabalıyorum.

Umarım beklediğinize değen bir bölüm olmuştur.

Keyifli okumalar.^^

***

  Şaka yapıp yapmadığını anlamak için gözlerimi Gaye’nin yüzüne dikip bakmaya başladım.Gözlerinde ufak bir muziplik parıltısı,dudaklarında küçük bir kendini gülmemek için tutma belirtisi aradım fakat başarısız oldum.Gözlerindeki ciddiyet,dudaklarındaki huzursuz büzülüş gayet ciddi olduğunu gösteriyordu.Şok yavaş yavaş bedenimi ele geçirirken Gaye’nin sözleri daha da şoka girmemi ister gibi zihnimde bir kez daha yankılandı.”Barlas senin Ayaz’la o partiye gitmeni istemiyormuş.Gözlerim istemsizce irileşirken Gaye’nin tepkilerimi izlediğinin farkındaydım.Fakat zihnim şu an onu umursamayacak kadar çok düşünceyle doluydu.Barlas Ayaz’la konuştuğumu nereden biliyordu?Neden öyle tepki vermişti?Ya da sözlerinden başka bir tepki vermiş miydi?Kızmış mıydı?Şok mu olmuştu?Yoksa her zaman ki umursamaz haline mi bürünmüştü?Bilmiyordum.Fakat beynimi kurcalayan tek bir tane önemli soru vardı.Barlas neden Ayaz’la birlikte o partiye gitmemi istemiyordu?Cevabını veremeyeceğim,beni en çok merak ve şoka sokan tek soru buydu.Diğer soruların cevabını mantıklı tarafım hemen hemen cevaplayabiliyordu.Ayaz’la konuşmam gizli saklı bir buluşma olmadığı,aksine kulaktan kulağa yayılarak tüm okulun bildiği bir şeydi.Ki Barlas’ın bu meseleyi başka birinden öğrenmeye ihtiyacı yoktu.Ayaz beni kantinden,Barlas’ın tam karşısındaki masadan,almıştı.Bu durumda başkasına ihtiyacı yoktu ve ilk sorumun cevabını net bir şekilde veriyordu.Barlas’ın tepki vermesine gelirsek cevabını kesin olarak veremediğim fakat tahmin edebildiğim bir şeydi.Önümde bana sunulan iki seçenek vardı.Ya “O tiple nasıl böyle birinden teklif almış?” gibi bir cümle kurarak benimle dalga geçmişti ya da umurunda bile olmamıştı ki ikinci seçeneği çürütecek sözler bir kez daha zihnimde yankılandı.”Barlas senin Ayaz’la o partiye gitmeni istemiyormuş.”O sözleri söyleyen birinin umursamamış olması imkansızdı.En azından ben öyle düşünüyordum.Ve bu soru beni çıkmaza sokan diğer soruma getiriyordu.Neden Ayaz’la o partiye gitmemi istemiyordu?Ayaz’ın popülerliğini zedeleyeceğimi sandığı için mi?Yoksa benim gibi asosyal birinin partilere gidip,partilerin seviyesini düşüreceğimi sandığı için mi?Aniden aklıma gelen düşünce zihnimde kırmızı ışığını yayarak yanıp sönerken donup kaldığımı hissettim.Yoksa…Aklıma gelen düşüncenin saçmalığının farkına vardığımda,bir daha düşünmemek amacıyla zihnimin en karanlık köşelerine iteledim ve kendime boşuna umutlanmamamı tekrar hatırlattım.Ne zaman içimde küçük bir umut filizlense,Barlas bazen farkında olarak,bazen olmayarak o filizi acımadan kökünden koparıyor,geride umutsuzluktan kuraklaşmış hissiz bir ruh bırakıyordu.Umutsuz ruhuma yeni filizler ekemeyecek kadar yorulmuştum artık.İşte bu yüzden kendime umutlanmayı yasaklamış,hep en kötüsünü düşündürmeye alıştırmıştım.Eğer iyisini düşünüp hep iyiyi bekleseydim,sonuç kötü olduğunda hayal kırıklığına uğrayacağımı biliyordum.

”Bir şey demeyecek misin?”

Gaye’nin sesi beni düşüncelerimden koparırken,dalgın gözlerim Gaye’nin merakla dolup taşmış yüzünde dolaştı.Sorusunu ilk başta idrak edemesemde,beynimdeki görünmez süzgeçten bir kez geçirmem anlamama yetmişti.Bu konu hakkında ne diyebilirdim ki?Hiçbir fikrim yoktu.O yüzden sadece omuz silkip konuyu kapatmam gerekiyordu.Fakat aklıma takılan cevapsız soru bunu yapmama engel oluyordu.Eğer sorarsam,Gaye’ye bu konuyu umursuyor olduğumu gösterirdi.Ki çok da yanlış bir şey göstermiş olmazdı.Fakat umursamadığımı,onu çoktan unuttuğumu sanmalıydı.Buna ihtimal bile veremiyordum ama denemeye değerdi.Yoksa ardı arkası kesilmeyen soruların tek hedefi olurdum.Bu yüzden umursamazca omuz silktim ve dudağımı büktüm.

Bir Rüyaydın SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin