Siyah beyaz ama huzur dolu bir hikâye...
Çikolata kaplamalı bir aşkın mutluluğu iliklerinize işleyecek...
Sıcak bir kış hikâyesinin yanı sıra,hisslerin ve iki ayrı kalbin uzaktan gelip bir arada birleşmesinin ışığı gözlerinizi alacak...
Bu hikâye sa...
Yer yüzünde yirmi ikinci yıllarımın sonlarına doğru bu kararı aldım,yani 3 ay önce Paris'e taşınıp hayallerime kavuşma fikrine kapılmıştım,ailem her ne kadar karşı çıksada aile restorantımızda garsonluk yaparak yıllardır biriktirdiğim ucuz hazinemi mutluluğuma adadım ve bu maceranın uzun yolcu trenine sessizce bindim,evet! aslında bu sorun olabilir altını çiziyorum shhhtt! sessizce bindim .Ailemin bunda hiç bir şekilde haberi yoktu ve büyük bir ihtimalle şuanda her yerde kayıp kızlarını arıyorlardı ve bir ihtimal bulduklarında 'da 23 yaşına yeni adım atmış yarım akıllı kızlarını öldüre bilirlerdi.Evet! hayallerim biraz büyüktü,ya da fazlasıyla,hayallerimden daha büyük tek umudum ise yeteneğimdi,bunu daha çok sır kutumun içerisinde kilit altında tutamazdım.Yazdıklarımı herkezin okuması için can atıyordum birazda korkuyordum fakat bunu başaracağımı düşünüyordum.
Pembe valizimi taa buraya sürükleyip yorulmuştum,hızlı adımlarla nereye gittiğimi ya da bundan böyle ne yapacağımı bilmeden ilerliyordum, bir an olsun duraksadım ve bileğimde bulunan pembe ve bir o kadar da kibar kol saatime göz gezdirdim, hava neredeyse kararmıştı. Paris havaalanını süsüleyen mor-mavi ışıklar büyük şehrin havasını epey değiştiriyordu ve güzel şehrin büyüsüne büyü katıyordu.
Charles De Gaulle Airport(Paris havaalanı)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayallerime sonunda nerede ise ulaşmıştım,düşlerimi süsleyen hayallerime attığım ilk adım bu Paris macerasına karar vermekti.Bu ilk adımdan sonra her şeyin gökten düşen bir yıldızın ışığı ile yolunda gitmesini de beklemiyordum tabi, yavaşça sakin havaya karışan yalnızlık kokusunu içime çekerek kalbimi hızlandıran o anın tadını çıkarıyordum. Küçük adımlarımı Paris'in aşk kokan huzurlu manzarasının tamamın gözlerimin bitiş hizasında sergileyen büyük köprüye ilerledim,gözlerimin gördüğü en parlak ışıklar kalbimdeki tüm o kıpırtının sebebiydi. Elim bir an olsun annemin armağanı boynumdan hiç çıkarmadığım minik kalp kolyeme takıldı,yolculuk sırasında ters dönmüştü parmaklarımı nazikçe kullanıp kolyemi düzelttim.Annem her zaman hayallerimin peşinden koşmamı söylerdi,o da öyle yapmıştı zaten bizi bırakıp hayallerinin izinden yürümüştü,ara sıra ona sinirlensemde bazen cesaretimin sebebi bana örnek annemdi,bana her zaman cesur olmayı öğretmek istemişti ''Aç renkli kanatlarını uç küçük kelebeğim,uç'' derdi.Kendimi bildim bileli annemin bu sözleri beni her zaman etkilemiştir.