Hi. Gelmeyen resimler ve olamayan yorumlar için teşekkür ederim. Bayağı bi yardımcı oldunuz cidden. Pfff. Voteler de çok az.Ve ben size illa güzel yorumlar yazın demedim.Saygı çerçevesini aşmamak koşuluyla kötü yorumlarınızı da yapabilirsiniz. Neyse yeni bölüm. Bölüm parçası Katy Perry- Unconditionally.
*************
Paul'un söylediği kelimelerden sonra beynim sıvı kıvama gelmiş, başım dönmeye başlamıştı. Elimdeki küçük siyah leke geçmemiş, olduğu gibi duruyordu.Annemlerden gizlemek adına her şeyi yapmıştım.
Paul olayına geri dönelim. Paul bana ilan-ı aşk ettikten sonra çekip gitmiş, beni sokak ortasına o şeklide bırakmıştı. Giderken attığı bakış yüreğimi dağlamıştı. O ela gözlerde çaresizlik, umut, az da olsa sevinç ve merak yatıyordu.Tanrım ne denir şimdi buna? Kusura bakma Paul ama senin Ultra Yakışıklı Tefeci kuzein Deacon beni ilk görüşten beri etkiliyor ve her ne kadar imkansız olsa da onunla olmak istiyorum mu? Cevabı kesinlikle hayır.
Eve gidip kendimi yatağıma atmış, Adam'ın ve annemin merak dolu sorularını yanıtsız bırakmıştım.Kafamı istila eden düşüncülerle boğuşurken uyuya kalmışım.Gecenin bir yarısı ağzımın kurak bir çöle dönüşmesiyle uyandım.Yorganı tekmeleyer açtım, ayaklarımı sarkıttım. Zorla yorgun bedenimi sıcak yatağımdan kaldırdım.Zifiri karanlıkta , odanın içinde kapıya doğru ilerledim.Ellerimi önüme uzatıp kapı kolunu aradım.Sonunda bulduğumda yavaşça çevirdim ve merdivenlere ilerlemeye koyuldum. Düşüp de kafamı dağatmıyayım diye yavaş ve ürkek adımlarla indim merdivenleri.Burası biraz daha aydınlıktı.Koridorda ilerleyip mutfağa geçtim. Dolaptan sürahiyi çıkardım.Masada duran bardaklardan birine koydum ve tezgaha yaslanıp içmeye başladım.Su boğazımdan geçerken kuruyan yerleri rahatlatıyordu. Bir yandan suyu içerken bir yandan da pencereden dışarıyı seyrediyordum. Ay ışığında oynaşan ağaçlar koyu gözkyüzüne doğru uzanıyordu. Suyu bitirdikten sonra bardağı tezgaha bırakıp pencereye doğru ilerledim.Huzur verici manzarayı izlerken ağaçların orada hareket eden bir nesne gördüm.Gözlerimi kısıp baktığımda onun bir insan olduğunu fark ettim. İyi de bu saatte evimizin bahçesinde kim ne yapıyordu?Ormanın içinde kaybolan kişinin kim olduğunu delicesine merak ediyordum.Ya Adam'ı çatı katına çıkaran o adamsa?
Her zaman başıma belalar açan merakım yine başımı derde sokmak üzereydi. Ayaklarım beni bahçeye açılan kapıya götürüyordu.Hayır Taylor hayır.Gitme oraya. Beynimin verdiği komutları dinlemeyen ayaklarıma direnemiyordum.Elim kapının kulpunu yavaşça çevirdi. Çıplak ayaklarımın altında hissettiğim soğuk çimenlerle birlikte çoktan ormana doğru yürümeye başlamıştım.Küçük ormanın uzun ağaçlarının arasından geçerken gözlerim o kişiyi arıyordu.
Sol tarafımdan gelen çıtırtılara doğru döndüm. Oradaydı. Beni fark etmemişti. Yerde topladığı odunları kolunun altına sıkıştırıyordu. Başta tanıyamadığım insanı tanıyınca şok geçirmiştim.Çünkü Deacon siyah hırkasının önüne doluşturduğu ince odunları biraz ötede bir yere bıraktı.Sonra cebinden çıkardığı çakmakla yaktığı odunları izlerken üşüdüğümü fark ettim. Ellerim kollarımın üzerinde gezinirken Deacon yanan odunları doğru oturdu. Dizlerini kırıp önüne uzattı. Ellerini bacaklarına doladı. Kafasını dizlerine dayadı ve bir süre öyle kaldı.Ne yapacağımı bilemiyordum.Yanına mı gitseydim yoksa tekrar sıcak ve güvenli yatağıma mı dönseydim? Merakım yine yapacağını yaptı ve Deacona doğru ilerledim.Aramızda onbeş metre kadar kalmıştı ama o beni fark etmemişti. Daha da yaklaştım. Sonunda beni fark etmişti.Kafasını kaldırıp bana baktı.Mavi gözleri merak içinde kısılmıştı.
"Deacon? Burada ne yapıyorsun?"
Deacon sadece bana bakıyordu. Gözlerindeki merağın yerini şimdi üzüntü almıştı. Deacon ve üzülmek!
"Elindeki leke geçti mi?"
Şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kaldı. O nereden biliyordu elimdeki lekeyi?Elimi döndürüp baktım.Leke küçülmüştü.
"Sen nereden biliyorsun lekeyi?" diye sordum.İçinde güldü.Önce bakışlarını ateşe sonra bana odakladı.Tanrım çooook fazla yakışıklıydı.
"Biliyor musun? Senin gibi birine bunun olması çok kötü. Yazık olacak."
***********
Hahahahah :) Yukarıda tribimi attım. Hey size kızmıyorum ama beni cidden üzüyorsunuz. :'( Hayır yani ne olacak vote bassanız ve biraz da yorum yapsanız. Lütfen ama.Yoksa silmeyi planlıyorum hikayeyi. Lütfen beklentilerinizi, nereyi beğenip beğenmediğinizi, karakterler hakkındaki yorumlarınızı yazın. Sizi seviyorum. Bye

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
Novela Juvenil"Daecon, benim kaçırılmadan daha farklı bir yola ihtiyacım var. Buraya gelme sebebimiz babam ve eğer kaçırıldığımı öğrenirse kendisini asla affetmez. Başka bir çözüm bulmam lazım. Yardim eder misin?" Daecon gözlerime bakıp düşündü. Bir iki dakik...