Siyah bölüm 4 Endişe.

244 19 2
                                    

Benden ve ailemden uzak dur mu? Niye ki? Ben ne yaptım şimdi?

    Tefeci Deacon bana bunları dedikten sonra ağzını bıçak açmamıştı. Dersin sonunu sabırsızlıkla beklemiş, zil çalar çalmaz fırlamıştı sınıftan. Tanrım neyim vardı böyle? Hayır kötü de gözükmüyordum, daha yeni kendime bakmıştım aynada. Beni  torbacı falan sanmıştı herhalde.

   Deacon sınıftan hızlı adımlarla uzaklaştıktan sonra çantamı yavaşça toparladım. Sınıftan kimseyle tanışmadığım için çok ezik hissediyordum kendimi. Herkes birbirleriyle şakalaşıp, gülerken ben sap gibi dikiliyordum. Sınıftan çıktım.Bir sonraki ders için çantamdaki ders programını bulmaya çalıştım. Tek dizimi hafifçe kaldırıp çantayı üstüne koydum. Hararetli bir şekilde arıyordum programı. Offff nereye gitmişti ki? Arka gözü kapatıp ön göze geçtiğim sırada biri yanıma yaklaşıp bana bir kağıdı uzattı.

"Bunu mu arıyordun?"

Kafamı kaldırıp bana gülümseyen kıza baktım. Uzun boyu, açık renk saçları , çikolata kahvesi rengine sahip gözleri ve inanılmaz derecede düzgün olan fiziğiyle sporcu olduğu çok belliydi. Kız hala bana gülümsüyordu.Elimi uzatıp kağıdı aldım. Ders programımın bu kızda ne işi  vardı? Deacon bana o sözleri söyledikten sonra gerginlikten köşelerini yırtmıştım  kağıdın. Ve bu kağıt kızın elindeydi.

"Evet  ama bunu nereden buldun?"

"Sınıfta düşürmüşsün. Ben de ihtiyacın olur diye sana getirmek istedim."

"Teşekkürler. Burada yeni olduğumdan hiçbir şey bilmiyorum."

"Şey istersen ben seni sınıfına bırakabilirim.Bakalım bir sonraki dersin neymiş?"

Kağıda baktı ve yine gülümsedi.

"Bir sonraki dersin Beden Eğitimi.Orada tanıdığım arkadaşlarım var. Sana iyi davranacaklarından eminim. "

"Bana spor salonunun nerede olduğunu gösterebilir misin acaba? Soyunma odası diye öğretmenler odasına girersem hiç şaşırmam!"

Uzun bir kahkaha attı.Gözünün önüne gelen saçlarını kulağının arkasına tıkıştırdı.Bu halleri bana Lea'yı hatırlatmıştı. Lea da her zaman gülerdi.

"Bak bu harikaydı doğrusu. Trigonometri öğretmeninin yüz ifadesini görmek isterdim. Neyse, spor salonu alt katta. Şu merdivenlerden ineceğiz."

Kafasıyla koridorun sonundaki  geniş merdivenleri gösterdi. Ona döndüm.

"Adın ne?"

"Lucy. Senin?"

"Ben de  Taylor. Memnun oldum.Paul bana burada insanların çok havalı olduklarını söylemişti.Şu ana kadar olan tahminlerimden öyle biri olmadığını düşünüyorum."

Lucy'nin yüzü buz kesti.Bakışları donuklaştı.Sonra bana döndü. Gözlerinin kahvesi endişeyle parlıyordu.

"Paul mu? Sen onu nereden tanıyorsun?"

Sözlerimin onun üzerinde böyle bir etki yapmasına şaşırdım.Paul'un nesi vardı. Yakışıklı, yardımsever çocuğun tekiydi işte.Kendimi cevap vermeye zorladım.

"Okulun girişinde yanında oturduğum çocuk bana çarptı. Deacon Bey'in özür bile dilememesinden dolayı Paul beni kaldırdı.Sonra okula beraber girdik.Bu."

Lucy bayağı bir endişeli görünüyordu. Duygularının bana da bulaştığının farkındayım.Merakım yerini endişeye bırakırken Lucy cevap verdi.

"Tamam .Sadece paranoyaklık ediyorum. Hepsi bir rastlantı.Sorun çıkmayacak."

Lucy neler saçmalıyordu böyle?Hiçbir şey anlamamıştım sözlerinden. Ne rastlantısıydı bu yahu?Ona sorup sormamak arasında karasızdım.Sorsam bile cevap vereceğinden emin değildim çünkü dalgınca bir şeyler düşünüyordu. Gür kirpiklerinin altındaki biçimli gözleri dolmuştu. Gözyaşlarının akmaması için mücadele veriyordu.Aklından ne geçtiğini merak ediyordum. Lucy Paul ile çıkmış olabilirdi.Belki sonu kötü biten bir ilişkileri olabilirdi.Çok merak etmiştim. Ona ne olduğunu sormaya karar vermiştim ama nasıl soracaktım? Kendimi toparladım.Ona cevabından çok korktuğum soruyu sordum.

"Lucy Paul ile arkadaş olmamın ne sakıncası var?"

Sesimin ince çıkmasına dikkat etmiştim. Zira Paul Lucy'nin eski erkek arkadaşı olabilirdi ve onu üzmek istemezdim.Okula yeni başlamıştım ve son derece sevimli bir kız gelip benimle arkadaş olmuştu.Bu da okulda tek kalmayacağım anlamına geliyordu.

Merdivenlerden indikten sonra sola döndük.Lucy hala cevap vermemişti.Ona baktım.Bakışları uzakta bir yere odaklanmıştı. Baktığı yere baktım.Paul , elinde ceketiyle bize doğru yürüyordu.Yüzünde hafif bir kızgınlık vardı. Saç rengiyle aynı renk yay şeklindeki kaşları hafifçe çatılmıştı.Lucy bana bakmadan cevap verdi. Tüm yetilerimi kaybetmiş gibi hissediyordum. Çünkü Lucy'nin ağzından şu kelimeler dökülmüştü.

"Çünkü Paul ve ailesiyle arkadaş olan herkes kaçırıldı."

**************************

Selaammm ! Nasılsınız bakalım? Umarım beğenmişsinizdir yeni bölümü. Bugün okulu kırdığım için yazmaya fırsat buldum. Plsss yorum ve vote. Sizi seviyorum. :D

SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin