2.

29 8 0
                                    

Multimedia: Hazar and Çiko

Bugün hemen işe başlayabileceğimi söylemişti yeni tanıştığım Kerim ağabey. Kadraj cafe tam hayallerimdeki gibi bir yerdi, orada çalışacağım için çok sevinçliydim. Dükkandan çıktıktan sonra otobüs durağına doğru Çiko'yu almaya koyuldum. Ne kadar annemlerin suratını görmek istemesemde gitmek zorundaydım. Oğlumun havlamalarını, dilini sarkıtmasını özlemiştim. Hem de yeni evimde bana arkadaşlık etmesine ihtiyacım vardı. Otobüsten indikten sonra çantamdan telefonumu çıkarıp kulağıma götürdüm.
"Ooo Hazar hanım bizi arar mıydı ya?" dedi Cansu.
"Seni aramayan ölsün yavruş." dedim gülerek.
"Kızım yapma etme kendi cenazeni kaldırcaksın."
Kıkırdadım.
"Evin önündeyim Cansu'cuk kapıda bekliyorum."
"Ciddi olamazsın hemen geliyorum!"dedi ve telefonu kapattı.

Cansu benim aksime sarışın çok güzel bir kızdı. En çokta gülünce iki yanağında çıkan gamzelerini seviyordum. Ona çok yakışıyordu. Cansu'yla çocukluktan beri çok iyi arkadaştık. Her zaman yanımda olmuştu. Evlerimiz karşı karşıya olduğu için beraber geçmeyen günümüz yok denecek kadar azdı. Ama artık taşındığıma göre beraber geçmeyen günümüz çoğalacak gibi duruyordu.Ailelerimizde çok iyi anlaşırlardı. Banu teyze ile Engin amca, annem ve babamla nasıl iyi anlaşıyordu orasını hala anlamış değildim. İkiside dünya tatlısı insanlardı.

Karşıdan koşturarak geldiğini görünce bende ona doğru koşmaya başladım. Yolu koşarak tamamladığımızda birbirimize sımsıkı sarıldık ve çığlık atarak dönmeye başladık. Bu hareketi her buluştuğumuzda genellikle yapardık. Cansu'da benim gibi deli dolu bir insandı. İkimizde nefes nefese kalınca dinlenmek için yere çömeldik.
"Bence fena çatlağız."dedim gülerek.
Omzunu silkerek "Olsun delilikten iyidir."dedi.
Parmaklarımı gamzesine bastırarak "Özlemişim." dedim.
O da 32 diş sırıtıp "Bende!" dedi e harfini uzatarak.
"Yeni evin nasıl tatlım?"
"Ellerinizden öper hanımefendi."
"En kısa zamanda hediyemle birlikte ev görmeye geleceğim tatlım."dedi işaret parmağını bana doğru döndürerek.
"Başımın üstünde yeriniz var hanımefendi." diyerek ayağa kalktım.
"Heyy nereye? Çok az görüştük."
"Ayrılma vakti Cansu'cuk, Çiko'yu almaya gideceğim.Tekrardan geleceğim söz."
"Canan hanım teyzeciğimin moralini bozmasına izin verme yavruş."dedi beni düşünen dünya tatlısı insan.
Asker selamı vererek "Emredersiniz Cansu'cuğum." dedim.Birbirimize görünmez öpücüklerimizden yollayıp ayrıldık.


Zile bastıktan biraz sonra Suzan abla kapıyı açtı. Beni görünce dudaklarının kenarları hemen yukarıya kalkmaya başladı. Bende gülümseyerek vakit kaybetmeden sarıldım.

"Oy oyy kuzucum gelmiş benim." diyerek yanaklarımı okşadı.
"Kocaman kız oldum Suziş hala çocuk gibi seviyorsun."dedim gülerek.
"Benim gözümde küçücüksün sen."

"Ahh! Ne kadar acıklı bir sahne göz yaşlarım durmak bilmiyor."dedi Emircan gülerek.
"Bak ya dalga geçiyor birde." Hemen yanımdaki koltuktan bir yastık kapıp kafasına fırlattım.
"Acil 112'yi arayın! Hayvanat bahçesi kaçığı var burada, galiba ölüyorum." dedi acı hissediyormuş gibi yaparak.
Bizde gülmeye başladık.

"Suzan! Kim gelmiş?" sesini duyar duymaz hepimizin gülümsemesi yok oldu.

Merdivenlerden indikten sonra beni görünce suratı değişti.
"Neden geldin?"
"Çiko'yu almak için."
"Söyleseydin birini yollardım, getirirdi."dedi.
"Gerek yok, kendim alabilirim."
"İyi olur, evi pisletiyordu."

Sanki sen temizliyorsun.Gözlerimi devirip bahçeye yöneldim. Artık alıştığım için cevap verme tenezzülüne dahi girmiyordum.
Beni görünce havlayarak yanıma koşmaya başladı.
"Özledin mi anneyi bakalım?"
Diliyle yanaklarımı yaladı. Kafasını ellerimin arasına alıp sevdim. Çiko'yu çocukken zorla annemlere aldırtmıştım. Çok iyi hatırlıyordum annem direk "hayır!" demişti ağabeyimde ısrar edince kabul etmişlerdi.

"Haydi bakalım koca oğlan, gidiyoruz."
Çiko'yu kucağıma alıp dış kapıya doğru yürümeye başladım. Babam ve Emircan koltukta oturuyorlardı. Suzan ablada kapının kenarında beni bekliyordu. Annem neredeydi hiçbir fikrim yoktu. Babamların yanına gittim.
"Ben gidiyorum."
Babam telefonundan gözlerini kaldırıp iki saniyeliğine bana ve Çiko'ya baktı, hiçbir şey söylemeden tekrar gözlerini telefonuna indirdi. İşte bu canımı daha çok acıtıyordu. En azından annem varolduğumu hatırlatıyordu, iğneleyici şeyler söylesede benle konuşuyordu. Ama babam yokmuşum gibi davranıyordu, tıpkı bir görünmez gibi. Babama bakıp, sırıtarak başımı olumsuz anlamda salladım.

"Ben seni geçireyim."dedi Emircan omzumu sıvazlayarak.
Kapının oraya geldiğimizde Çiko'yu yere bıraktım.
"Gitmesen, kalsan burada seni çok özlüyorum kuzum."

"Görüyorsun işte olanları Suziş, benim için böylesi daha iyi olacak."dedim.
Ellerimle gelin buraya der gibi yapıp "Yine gelicem merak etmeyin benden kurtuluş yok."diyerek üçlü sarılma yaptık.
Emircan eliyle saçlarımı dağıtarak "Hadi git artık ufaklık yoksa Suzan abla evimizi havuza dönüştürecek." dedi.
Bende gülerek el salladım ve kapıyı açıp çıktım.

Eve geldiğimde saat çoktan 20.00 olmuştu. 21.00'da cafede olmam gerekiyordu.Çiko'yu bahçeye götürüp bağladım ve önüne mamasını koydum.
"Yeni evine hoşgeldin koca oğlan."
İş için odama geçip kıyafetlerimi değiştirdim.Hazırlanınca çantamı alıp dışarı çıktım. Kadraj cafe evime o kadar uzak değildi, yaklaşık 15 dakikada yürüyerek varılabilirdi. Ama gece olduğu için ben otobüsü tercih ediyordum.
Otobüsten inince biraz yürüdüm ve cafenin içine girdim. İçeride ışık yanıyordu fakat kimsecikler yoktu.
"Kerim ağabey, burada mısın?"
Ses yoktu. Biraz endişelenmiştim. Ne yapacağımı bilmediğim için duvardaki resimlere bakmaya başladım.
Bayağı güzel çizilmişlerdi. Acaba kim çiziyordu?
Resimlere baktıktan sonra masaya oturmak için arkamı döndüm. Bir çift kahverengi gözle karşılaştım. Bir an korktuğum için irkildim. Karşımdaki kişide benim gözlerimin içine bakıyordu. Biraz geçtikten sonra gözlerimi kaçırdım ve suratını inceledim. Arkaya yatık simsiyah saçları, kavisli kaşları vardı. Keskin bir surata sahipti. Gözlerimi vücuduna indirdim. Beyaz salaş bir tişört, bacaklarını saran soluk siyah kot pantolon giymişti. Kusursuz bir fiziğe sahipti.

İçimden "Cidden anneler neler doğuruyormuş ya." dedim.

Selammm:Ddd
Ayy ikinci bölümüde Allah'a şükür yazabildim. İnşallah beğenirsiniz yavruşlar;)):d
Üçüncü bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın e'mi?
Çok öptümm:***

KADRAJIN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin