Multimedia: Demir
İsmini bilmediğim karşımdaki çocukla birbirimizin gözlerinin içine bakarak öylece dikiliyorduk. Sanırsam müşteriydi. Ne yapacağımı bilemedim. Artık burada çalışıyor olmam aklıma geldi.
"Buyrun hoşgeldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim size?"
Hiçbir şey demedi. Hala gözlerime bakıyordu.
Elimi gözlerine doğru sallayarak "Hey orada biri var mı?"dedim. Elime baktı, gözlerimin içine baktı. Ve yine ağzını dahi oynatmadı.
"Anladım. Şey isterseniz şu taraftaki resimleri göstereyim size." dedim o tarafa doğru yürüyerek. Ayak seslerinden arkamdan geldiğini anlamıştım. İkimizde panonun önünde durduk. Panoda iki resim asılıydı. Birinci resimde, ağaçların içinde sandalyede oturmuş bir adam çiziliydi.Gülümsüyordu. İkinci resimde ise, bomboş bir oda vardı.İçinde kapalı kapıya yaslanarak oturmuş bir çocuk, kapının dış yani diğer tarafında ise başka tarafa doğru koşan bir kadın çiziliydi. Karakalemle çizilmişti.Birinci resime bakarak "Güzelmiş." dedi tok sesiyle. İlk defa konuşmuştu. Sesi ilginç bir şekilde güzel gelmişti.
"Bencede! Kesinlikle çok güzel çizilmiş. Hele o ağaçlar muhteşem, istesem öyle çizemem ben. Oturan adam falan.Mükemmel." söylerken bir yandanda elimle gösteriyordum.
Yandan bir bakış attı.
Elimi yumruk yapıp baş parmağımı çıkartarak onaylama anlamındaki işareti yaptım.
"Ya-yani size katılıyorum." dedim gülümseyip.
Gözlerini çevirip ikinci resime döndü. Uzun süredir gözlerini ayırmadan resime baktı. Fazla dalmıştı. Ne desem diye düşündüm.
"Bence bu resim birinciden daha güzel sanki. Ben satmak için müşterilere yalan söyleyenlerden değilimdir valla. Öyle yapılması sizcede çok saçma değil mi? Sanki sizin gözünüz yok, gerçeği göremeyeceksiniz. Şimdi resimdeki kadın neden koşuyor? Herhalde biri kovalıyor." dedim sesli gülerek ve konuşmaya devam ettim. "Garip bir resim. Valla çizene sormak lazım. Siz ne düşünüyorsunuz?" kafamı çevirmemle ismini bilmediğim çocuğun huzursuz eden bakışlarından yolladığını gördüm. Anında yüzümdeki gülümseme yok oldu. Acaba yanlış bir şey mi söylemiştim. Bana doğru iki adım attı. Biraz eğildi. Kafasını yaklaştırıp "Fazla konuşmamayı bir dene derim." dedi ve geri çekildi. Tamam biraz saçmalamış olabilirdim. Ne yapacağımı bilemedim. Öylece dikildim.
Kapının açılış sesini duyunca ikimizde o tarafa baktık. Kerim ağabey gelmişti. Bizi görünce "Demek ikinizde buradasınız çocuklar." dedi.'Çocuklar?' Neden müşteriyle beni aynı kefeye koymuştu anlamamıştım. Sonuçta onu tanımıyordu.Yoksa tanıyormuydu? Tabiikide tanıyordu.
"Kusura bakmayın çocuklar, işlerim çıktı geç gelmek zorunda kaldım."
"Hiç önemli değil."dedim.
Yanımıza gelerek "Tanıştınız mı bakalım?" dedi.
Yanımdakine baktım, Kerim ağabeye baktım. Sonra başımı iki yana doğru salladım."Anlaşıldı."
Eliyle beni göstererek "Bu küçük hanımın ismi Hazar. Bugün karşılaştık. Artık o da bizimle birlikte burada çalışacak. Çektiği fotoğrafları satışa sunacağız hemde garsonluk yapacak. Kadraj cafeye hoşgeldin bakalım küçük hanım."dedi Kerim ağabey.
Gülümseyerek "Hoşbuldum." dedim. Hala kim olduğunu öğrenemediğim şahısa baktım. O da bana bakıyordu. Yine hiçbir şey demedi. Hadi ama çok şaşırmıştım cidden. Bu çocuğun konuşma özürlülüğü falan mı vardı acaba?"Bu beyefendimizin ismide Demir."
Demek ismi Demir'di. İlk defa böyle isimli biriyle karşılaşmıştım. Demir.Kulağa hoş geliyordu. Demir. Tamam bu kadar tekrarlamam yeterliydi."Demir 16 yaşından bu zamana kadar burada benimle çalışıyor. Onu oğlum gibi severim. Sizinde anlaşacağınıza eminim.Resim yeteneğide çok iyidir. Buradaki bütün resimleri o çizer."
Duyduklarımı idrak etmeye çalıştım. O da burada çalışıyordu. Kadraj cafede. Lakin bana müşteri olmadığına dair hiçbir şey dememişti. Neden ama? Onu müşteri zannedip ahmak gibi konuşmuştum. İnsan bir şey söylerdi. Ah, unutmuşum o çocuğun konuşma özürlülüğü vardı!
'Bütün resimleri o çizer.'
Panodaki resimler.Onların hepsini o mu çizmişti yani?
Birde bana 'güzelmiş' diyor. Kendi yaptığına güzelmiş diyen ukalalar hala var mı ya?Şimdi anlamıştım her şeyi. Ve bayağıda rezil olmuştum.
Kerim ağabey "Tanıştığınıza göre herkes iş başına." dedi alkış yaparak.Evet başlayalım bakalım.
Evettt 3. bölümüde yazdım tatlişler:)) İnşallah beğenirsiniz;) Hatalarım olduysa özür dilerim. Hepinizi çok öptüm:*** Görüşürüükkk:dd

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADRAJIN ARDINDA
Ficção AdolescenteHazar, kendi ayakları üstünde durmaya çalışan genç bir kız. Son zamanlarda bilmediği acı gerçeklerin gün yüzüne çıkması onu ne kadar ayakta tutabilecek? Ayakta kalabilmek için kime ihtiyaç duyacak? Demir mi, Cem mi? Demir, geçmişte yaşadıkları yüzün...