Ertesi sabah yatağımda doğrulunca gördüğüm kızarmış gözlerim canımı sıktı. Eserini beğendin mi Emir diye söylenirken yataktan çıktım ve telefonuma baktım. Dün kapattığım için hâlâ kapalıydı ve açmaya niyetim yoktu şu an. Gardırobumu açtım, okul formamı aldım ve giyindim. Saçımı önce düzleştirdim daha sonra düzleştiriciyle hafif dalgalar ekledim. Birazcık makyaj yapınca hazırdım neredeyse, gözlerim sayesinde ağladığım belli oluyordu. Boşverip aşağı indim.
Her zamanki yerime geçtim ve masaya baktım. Canım hiçbir şey istemiyor demeye hazırlanırken gözüm çikolotaya takıldı. Hipnotize olmuş şekilde çikokataya baktım ve önüme çektim. Ekmeğime sürdüm, bir yandan ekmeğimden ısırırken bir yandanda kaşığıma aldığım çikolatayı yiyordum. Annem ve babam hortlak görmüş gibi bana bakarken annem yüzünü buruşturdu:
"Az ye sonra kilo aldım diye başımızın etini yiyorsun."Omuz silktim şu an depresyondaydım ve kilo umrumda değildi. Babam gözlerime baktı dikkatlice. Onu taklit edip bende ona baktım:
"Noldu ?" dedim
"Niye ağladın?" dedi soruma karşılık vererek.
Şimdi yakalanmıştım işte, ne diyecektim ben. Bir anda aklıma gelen fikirle duygulanmış gibi yaptım ve cevap verdim:
"Kitap çok duygusaldı, tutamadım kendimi gece boyunca ağladım."
"Vah, yazık yavruma!" diyen annem bana gerçekten acımıştı. Onu rahatlatmak adına:
"Ama şimdi iyiyim." dedim ve gülümseyerek çikolata keyfime devam ettim.Çikolatayı yarıladıktan sonra doyduğuma karar verip ayağı kalktım. Babama sarıldım her zaman yaptığım gibi. Anneme de öpücük attım. Otobüs işini babamla yarın konuşmaya karar verdim ve arabaya bindim.
İyiki okula zil çalınca varmıştık. Çünkü kimseyi görmek istemiyordum. İnsanların bana acıyarak bakmalarından haz etmezdim. Sınıfa girip yerime geçtim, Buğlem benden erken gelmiş ve yanıma yerleşmişti çoktan.
"Daha iyi misin? Dün seni aradım o kadar ama ulaşılmadı." dedi.
"Olabileceğim en iyi haldeyim." dedim gülümseyerek. "Telefonumu kapattım kimseyle konuşmak istemedim."
"Ya çok zor bir şey yaşadın ama kendine gelmen lazım o zaten gerizekalının tekiydi." dedi. "Söylemesi kolay ama ne söylesem başka bilmiyorum ki." dedi çaresizce. Gözlerine baktım:
"Canım ya. İyi ki varsın."Herkes sürekli beni izliyor gibi geliyordu ve boğulacak gibi olmuştum. İlk teneffüsümüzde Buğlem bir anda bana döndü ve telaşla konuşmaya başladı:
"Ay ben sana söylemeyi unuttum. Benim arkadaşım vardı ya Açelya. Mira'nın eski okulundaymış. Ben dünkü olayı anlattım ve Mira'yı da söyledim. Mira orada da böyleymiş. Erkekten erkeğe koşuyormuş. Yaa böyle yüzsüzmüş işte."
"Pislik." diye mırıldandığımda başını salladı. "Beni onun için aldattı." dedim tekrar kendime acıyarak. Beni böyle yıpratanlardan nefret ediyordum.Öğle arasında Buğlem'le kantine çıkıp simit almaya gittim. Buğlem benden 1 adım öndeydi yürüyordu. Hızlıca arkasını dönüp bana baktı gözlerini açarak.
"Bence yemeyelim ya. Hem çok acıkmamışsındır sen." Bana korkuyla bakıyordu. Bezgin gözlerle baktım yüzüne:
"Buğlem ne saçmalıyorsun. Açım ben çekil önümden." dedim ve yanından geçtim. Gördüğüm manzara karşısında yüzüm asıldı. Emir ve Mira el ele, göz göze oturuyorlardı.1 günde nasıl bu kadar samimi olmuşlardı acaba. Benimle ortada görünmeye bile çekinen çocuk şimdi bir aptalla ilk gününde herkesin ortasında oturuyordu. Sanırım dedim utanıyordu benden. Bağırıp onları rezil etme isteğimi bastırarak beni görmedikleri için olay çıkarmaktan vazgeçtim ,kantin sırasına katıldım. Buğlem bana baktı:
"Seni durdurmaya çalıştım ama... Üzgünüm." dedi mutsuz bir şekilde.
"Senin hatan değildi. Sıkma canını." diyerek omzuna dokundum yavaşça.Ben simit aldım, Buğlemde tost. Etrafa bakmadan başım önümde bahçeye gittim Buğlemle. Emir utanması gerekirken utanan ben oluyordum. Hem de benim bir suçum olmadığı halde. Onlar göğüslerini gere gere orada otururken ben başım önümde yürüyordum. Ben bunu haketmedim diye düşündüm defalarca olduğu gibi. Banklara oturduğumuzda Buğlem'e döndüm:
"Ben hatalı mıyım?"
Anlamadığı yüzünden belliydi ve bunu dile getirdi:
"Ne konuda?"
"Emir konusunda. Ben mi sebep oldum sence bunu yapmasına?" dedim yüzüne bakarak.
"Saçmalama. Tam tersine sen elinden geleni yaptın." dedi anlayışla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dumanaltı
ChickLitBir kalp kaç defa kırılabilir aynı yerden? Hiç öldüğünüzü düşündüğünüz an hissettiğiniz duygunun ileride yaşayacaklarınız karşısında sadece bir bayılmadan ibaret olduğunu fark ettiniz mi? Öyleyse fark edin... Çünkü daha yeni başlıyorsunuz.