~Dokuzuncu Bölüm~

763 55 35
                                    

Sabah telefonun çalmasına uyanmış Lucy, arayan kişinin Natsu olma ümidi ile hızla telefona sarılmıştı. Bulanık gözlerle telefonu açtı ve yattığı yerden beri kulağına dayadı. "Alo?" Gelen ses Lyon'a aitti. "Uyandırdıysam üzgünüm, sesin bir hayli yorgun geliyor, şey için aramıştım... Kaç günden beri neredesin sen? İşe gelmiyorsun ve insanlar senin çıkıp çıkmadığını soruyor. Bay Dragneel'a sormak istedim ama açıkçası son bir kaç gündür pek bir sinirli, normal halinden de fazla."

"İşten atılmak için evde yatarak bekleme yapıyorum." Lyon'un şok olmuş suratı aklında canlanmıştı. "Kariyer fırsatın bu kadar iyiyken bunu kaçıracak olamazsın, hadi ama, ne oldu da işe gelmeyi bıraktın?" 

"Kişisel bir mesela Lyon üzgünüm ama ruhsal sorunlar yaşarken işime odaklanmak biraz zor oluyor. Gazetelere filan baktın mı hiç?"

"Bir şey mi oldu ki?" Lyon haberleri takip etme konusunda iyiydi, her sabah hobisi olduğu için en yeni gazeteleri alır okur sonra onları evine götürür arşiv yapardı. Eğer adında dedikodu çıkmadıysa Natsu olaya el atmış demekti. "Sadece sormak istedim." Karşıdan derin bir iç çekme sesi gelmişti. "Eğer işten çıkmak istiyorsan en azından buraya gel ve dilekçeni ver ki değerlendirme yapılsın, burada birisiyle ya da birileri ile problemin varsa atanıp başka bir şirkete gidebilirsin." Natsu açıklamasını yapmayacaksa bu çok mantıklı geliyordu. "Kariyerin mahvolmamış olur ve kovulursan herhangi bir şey olduğunda sicilinde bu durum seni takip ediyor biliyorsun." Son bir kaç günde kafası o kadar doluydu ki Lucy düşünememişti. Ayrıca bir bahane ile oraya giderse açıklama fırsatı da olurdu, Natsu'yu zora düşürecekti, hızla doğruldu. 

~~~

Gelirken hissetiği tüm havalı enerji şirketin önüne geldiğinde yok olmuştu Lucy'nin. Tanıdığı ve sevdiği insanlar nerede ve nasıl olduğunu sormuştu ve Lucy'nin atanıp yeni bir yere gidip yeni arkadaşlar kurma planı yalan olmuş gibiydi. Onları özlediğini fark etmişti. 

Lyon'un masasına geldiğinde adamı bulamadığı için bekleme yerine oturdu ve masadan aldığı kağıt ve kalem ile bir şeyler karalamaya başladı. Lyon'a benzer bir şeyler çizip ona şaka yapacaktı, planında o vardı. 

Yaklaşık yirmi dakika sonra Lyon yanda bulunan Natsu'nun odasından çıkmış, onu gördüğü gibi duraksamıştı. "Hoş geldin." Demiş kendini sandalyesine doğru bırakmıştı. Yorulmuşa benziyordu. "Ne kadar öfkeli bir görsen sinirini benden alıyor. Özel nedenini anlatabilirsen neden buradan gitmek istediğini çok merak ediyorum, gördüğüm kadarıyla elinde kağıtları çoktan hazırlamışsın."

"Anlatmak istemiyorum açıkçası sadece kağıtlar hakkın-" Kapı hızla açılmış, Natsu dikkatle Lucy'e bakıyordu. "Gel içeri." İçeri geçmiş ve kapıyı ardından açık bırakmıştı. Lyon gözlerini pörtleterek olayın gerginliğini vurgulamış, Lucy ise son bir kez ona baktıktan sonra içeri girip kapıyı kapamıştı. 

Natsu sandalyede oturup çenesini okşuyordu. Lucy açıkça kağıdı vermeye gerilmişti ve adam büyük ihtimalle ilk onun konuşmasını bekliyordu, masanın tam karşısına geçti ve kağıdı masaya koydu. "Değerlendirin lütfen." Natsu kağıdı alıp göz atmaya başlamıştı. 

"Seni cidden atayacağımı mı düşünüyorsun?" Başlıyorlardı yine, duygu dolu bakışmalar ile Lucy bugün diğer günlere karşın daha fazla yorulacaktı. Adamın bakışları üzerine ağırlık yapmaya başlamıştı. "Her çalışan gibi buda benim hakkım. Dergi bölümüne geçmek istiyorum ve oraya atanacak kadar yetenekliyim, özel bir sebebim olduğu..." Dinlemiyor gibi göründüğü için sustu Lucy. Dikkatle baktığında Natsu'nun işlerden dolayı oldukça yorulduğunu ve bunun üzerine adamı bir hayli germeyi başardığını fark etmişti. "Sen..." Yutkunmuştu Natsu.

"Geçen günler boyunca benimle iletişime girmeni bekledim, sana olanları anlatacaktım ama o gün o kadar uzaklaşmıştın ki ilk olarak senin sorman iyi olur diye düşündüm. İşe gelmeni bekledim ama işe de gelmedin, sonrasında ise karşıma çıkıyorsun ve bana atanmak için bir mektup veriyorsun, cidden seni atayacağıma emin bir halde hemde. Bunca zaman ne kadar endişelendiğimi biliyor musun?" Natsu öfke ile parmağını ona dikmişti. 

"Beni azarlamak için hiçbir sebebin yok, çalışanlarından birisinin psikolojisini bi' hayli etkiledikten sonra birden bire normal davranıp 'ah lütfen anlat ki bileyim, beni aşağılayan ve neredeyse haber olmamı sağlayarak bana metres muamalesi yapan kadın kimdi çok merak ediyorum' mu dememi bekliyordun? Beni arayıp bir şekilde anlatmak için ve özür dilemek için bir şeyler yapman gerekiyordu!" Lucy de ona bağırmıştı, Natsu bağırması ile şaşırmış duruyordu. "Sana yaklaşmamı söyledin, zaman ihtiyacın olduğunu düşündüm ama kendini komple kapattın, ne yapmamı bekliyordun ayaklarına kapanıp evinin kapısında ağlamamı mı?" Sözleri Lucy'e ağır geldiğinde Lucy sustu. 

"Gerçi sen işe gelmek yerine başka şeylerle oldukça meşguldün, ben açıklamayı ve işe ne zaman geleceğini düşünürken sen dışarıda eğlenmeyi gayet beceriyordun!" Natsu'nun dediklerinden sonra durgunlaşması üzerine adamın cidden böyle demek istemediğini anlamıştı, kendisi sakinleşse onunda sakinleşeceğini biliyordu, yine de devam ettirdi.

"Belkide birisi kalbimi kırdığı için eğlenmeye çalışıyordum nede olsa yaşadıklarımın bir önemi yok. Ayrıca madem bu kadar seni öfkelendirdi beni işten atabilirdin ya da şuan verdiğim şeyi onaylayıp beni gönderebilirsin." 

"Eski sevgilimdi..." Natsu ayağa kalkmış odada bir oyana bir buyana yürümeye başlamıştı. "Psikolojik sorunları olduğu için kendini bazen geçmişte sanıyor ya da olmadığı birisi olarak görüyor, tedavisi konusunda yardımcı olması için bir arkadaşımı görevlendirmiştim. Kendisi seninle yemekteyken onunla görüşmem için çok ısrar etti çünkü Lisa ortalıkta yoktu ve buraya gelip gelmediğini sordu. O sırada ise biliyorsun, çoktan içeriye girip seni bulmuştu." Yalan söylüyora benzemiyordu, eli ensesine gergin bir şekilde ovuyordu. "İnanması zor biliyorum ama..."

"Eski sevgilinin masraflarını neden karşılıyorsun?" İkisinin de ses tonu normale dönmüştü. "Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum."

"Eğer eski sevgilini hala seviyorsan ve beni onu unutmak için kullanıyorsan-"

"Hayır, hayır!" Natsu çıkışmıştı. "Yemin ederim kendisi şu an başka birisiyle görüşüyor sadece dediğim gibi ara sıra kafası yerinden gidiyor ve ne yaptığını bilmiyor. Bu durumdan görüştüğü kişinin de haberi var ve buna rağmen ilişkilerini devam ettirmeye çalışıyorlar. İstiyorsan seni adamla tanıştırabilirim." Natsu masaya yaslanmıştı. "Bağırdığım için özür dilerim ben bazen ne dediğimin farkında olmayabiliyorum ya da sinirlendiğimde ne düşündüğümün." Gergin ifadesi yüzüne üzüntü getirir sanıyordu ama Natsu şu an daha da sinirli duruyordu. "Bana bazı şeyleri anlatmam için zaman ve tekrardan şans verir misin?" 

Lucy adamla ilişkisi sürekli kesik kesik olacaksa bu ilişkiyi daha da ilerlemeden bitirmek isterdi. Sözlerine güvenmek istiyordu bu yüzden bahsettiği adamla da tanışacaktı, sadece kadına neden yardım ettiğini anlatmaması yine de içinde şüphe bırakmıştı. Bu son ve üçüncü şansı olacaktı. "Tamam..." Dedi Lucy soğuk bir tavırla, biraz mutlu biraz kırgındı. "Bu sefer gideceğimiz yer olsun yapacağımız iş olsun ben karar vereceğim, ama bir kere daha beni bunaltacak olursan ve benzeri bir olay yaşanırsa ya beni bir daha rahatsız etmeyeceksin ya da verdiğim kağıdı duruma göre onaylayacaksın." İkisi de masada duran kağıda baktıktan sonra göz göze geldiler. "Pekala anlaştık." Demişti Natsu. 

Lucy adamın karşısına geçti, yanda masanın üzerinde duran kağıdı eliyle masada arıyordu. Natsu onu öpeceğini düşündüğü için gözlerini hafif kısmış onu izliyordu. Eli kağıda değdiği gibi kağıdı aldı ve geri çekildi. "Yarın işe devam edeceğim." Natsu arkasından aynı şekilde bakarken odadan çıktı. 



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Touch Me  [Nalu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin