Let Me Be Your 1

3.1K 195 84
                                    

"Nefret ediyorum hepinizden!
Her şeyden nefret ediyorum!
Kepçe kulaklı dev Chanyeol'dan nefret ediyorum!
Koca çeneli Baekhyun'dan nefret ediyorum!
Uyuz Sehun'dan da nefret ediyorum!
Her şeyi bildiğini zanneden JoonMyeon başkan bozuntusundan da nefret ediyorum!
B.k çukuru bu okuldan nefret ediyorum!
Öğretmenlerden nefret ediyorum!
Derslerden nefret ediyorum!
Notlarımdan nefret ediyorum!
Ailemden nefret ediyorum!
Üzerimdeki saçma sapan üniformadan nefret ediyorum.
Chanyeol iti yüzünden yine meyve suyu ve yemek döküldü üzerime zaten.
Yine beden kıyafetlerimi giymek zorundayım.
Eve gidince yine annem söylenecek, babam kızacak, abim dalga geçecek.
Okuldakilere de yeterince alay konusu oldum.
Neden yaşıyorum ki?
Kendimden nefret ediyorum!
İntihar edecek kadar cesaretli değilim.
Bu saçmalıkları sürdürmek zorundayım.
Şu kuştan da nefret ediyorum."

Bağırmaktan kısılan sesi ile güçlükle söylendi.

" Çok güzel uçuyor.
Güzel bir hayatı var."

Tekrar haykırdı.

"Heeyyy!
Aptal kuş! !
Hayatlarımızı değiştirmeye ne dersin!?!
İstemez kalsın mı?!
Ee sen de haklısın tabi.
Kim ister ki benim hayatımı?!"

Asıldığı trabzanlardan geri çekildi.
Okulun çatısı bir hayli esintiliydi.
Kasım ayından da nefret ediyordu.
Kıştan  da nefret ediyordu çünkü kışın dünyaya gelmişti.
Bu yaşamak azabı bir kış ayında başlamıştı.
Rüzgârın dağıttığı saçlarını çekiştirdi.
Okulun çatısında gözlerini kapatarak rüzgârı hissetmeye çalıştı.
Teninde gezinen rüzgâr şuan için hayatındaki tek güzel şeydi.
Kollarını açıp çatıda oradan oraya koşturarak rüzgârı göğüsledi.
Ciğerlerine hava dolduğunu hissediyordu.
Nefes aldığını hissedebilmek...
Bu her zaman yakalayabildiği bir his değildi.
Koşmaktan yorulunca çantasından bir defter çıkardı.
Bir kaç sayfa çıkarıp uçak yaparak üzerine uçamayan hayvanların isimlerini yazdı.
İnek , kaplumbağa, kurbağa,  penguen, tırtıl. .
Bunlar uçmayı hak eden hayvanlardı.
Özellikle inek. Ama bir ineğin uçarken yaralanıp düştüğünü hayal edince bunun pek de iyi bir fikir olmadığını düşünüp ineği sildi.
Çünkü muhtemel o inek bu koca  dünyada yalnız kendisinin başına düşecek kadar talihsizdi.
Hayali ile bile acıyan başına kollarını sardı.
Yaptığı uçakları bir bir rüzgâra bıraktı.
Uçakların kimi göğe, kimi yere, kimi bahçeye, kimi biraz daha yüksek olan ikinci çatıya düşmüştü.

Defterinden başka bir kağıt daha yırtıp katlaya katlaya uzun uğraşlar sonucunda bir örümcek şekli elde edebilmişti.
Örümceğin bacaklarına nefret ettiği kimselere taktığı lakapları
Ve karnına da okula taktığı
B.k çukuru
Adını yazdı.
Bir eli ile örümceği oynatırken diğer eline aldığı maket bıçağı ile de örümcekle savaştı.
Bıçak ile üzerine isimler yazdığı bacakları bir bir kesti.
En son gövdeyi de delik deşik etti.
Zafer kazanmışçasına maket bıçağını göğe kaldırdı.

" Zafer KyungSoo'nundur.
Hahahhahhahahhahha"

Kahkahaları çatıda kısa süreli yankılandıktan sonra esen bir rüzgarla savrulup gitti.
Üzerinde hala yemek lekeli üniforması vardı.
Sıkıntı ile iç çekerek çantasından eşofmanını çıkardı.
Yemek lekeleri saçlarına bulaşmaması için üzerine zaten iki beden büyük olan süveterini omuzlarından sıyırarak belinden ve bacaklarından indirip çıkardı.
Kravatını ve gömleğini de çıkardığında esinti ile bir anda iliklerine kadar titredi.
Hızla eşofmanı üstünü giydi.
Atlet gitmediğine pişman olmuştu.
Çünkü eşofman bu şekilde tenine doğrudan temas ediyor ve kaşıntı veriyordu.
Bir yerlerde gizlenmiş esmek için bekleyen rüzgâra karşı hızla pantolonunu da çıkarıp eşofmanının altını giydi.
Kendisine iki beden büyük olan mavi eşofmanına nefretle baktı.
Ergenlik çağında olduğu için bedeninin hızla gelişim göstereceği iddiası ile lisenin sonuna kadar giymesi için iki beden büyük almışlardı.
Lisenin ikinci yılında idi.
Ama eşofmanı ona hâlâ büyük oluyordu.
Her şeyi kendisi adına karar verip kendisini küçük düşüren ailesinden nefret ediyordu.
Üniforması ve eşofmanı ile okulun alay konusu olmuştu.
Okuldakiler konuşacak bir şey bulamadığında KyungSoo'nun komik ve ucube gibi görünen üniformasını konuşurdu.
KyungSoo ile ilgili her şey onların bıkmadan usanmadan çiğneyeneyebileceği bir sakızdı.
İnsanlar bir şekilde onu konuşuyordu.
Muhtemelen şuanda da kepçe kulaklı dev Chanyeol'ün nasıl da harika bir şekilde yemeğini kazara (!) KyungSoo'nun üzerine döktüğünü konuşuyordu.
Belki bu sıradan bir kaza olarak kalabilirdi.
Ama koca çeneli Baekhyun ağzını açıp da kendisini işaret ederek Afrika şempanzeleri gibi kahkahalarla gülünce yemekhanedeki herkes ona dönmüş ve bu kahkahaya yürekten eşlik etmiş karınlarını ova ova gülmüşlerdi.
Uyuz Sehun da eksik olmasın
"Bir şeyin yok ya hyung"
Diyerek yanına gelmiş ve elinden kayan meyve suyu bardağı üzerine boca olmuştu.

Let Me Be Your HeroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin