Let Me Be Your 4

1.3K 149 16
                                    

Önündeki kağıda çizdiği şemaya uzun uzun bakarken karar vermekte epey zorlanıyordu. Öğle arasında lanet üçlü ya da baş belası üçlü ya da gereksiz üçlü için düzenlediği intikam ayini ve ruhunu öfkeden arındırma seansı için b.k çukurunda b.ka batmamış mekanları ve avantajlarını yazdığı kağıdı çatık kaşlarının altındaki ciddi bakışları ile adeta deliyordu.

" Olmuyor olmuyor. Karar veremiyorum. Nereden çıktı şu yeni çocuk bee!!"

KyungSoo önceki gün yeni çocuğun söyledikleri hatırına gelince oturduğu sandalyede sırtını dikleştirdi. Ellerini çalışma masasına uzatıp parmakları ile karar vermesini hızlandıracak bir ritm tutturdu.

" O boş sınıf çok tozlu, havasız ve sıcaktı, üstelik şarkı da söyleyemiyorum. B.k böcüklerinin biri duysa yine rezil olurum.
Çatı artık olmaz. Biraz göz önü. Yeni çocuk gibilerin ilk durağı çatı. Üstelik güz yağışları ve soğuk havalar yakın. Yine kaldık mı spor salonuna. Ama orası da çok eski. Yıkılır mı ki? Amaan kaç yıldır yıkılmamış, şimdi mi yıkılacak? Zaten bu yılı saymazsak o b.k çukurunun b.k kokusunu iki yıl daha çekmek zorundayım. Yeni çocuk oradan vazgeçmeyeceğini söylemişti. Şimdiye kadar hakkımda söylenti çıkarmadı. Bundan sonra da çıkarmaz her halde. Çıkarırsa onu da katlarım. Ama bana şeker vermişti ve kira karşılığı demişti."

KyungSoo yanakları bir anda alev alınca soğuk ellerini yanaklarına bastırdı.

" Tatlı olduğumu da söylemişti."

Sandalyesinden kalkıp kendini yatağa yüz üstü bıraktı. Sudan çıkmış balık gibi yatağında çırpınırken yorgun düşünce sırt üstü yuvalandı. Gözleri odasının beyaz tavanındaki yıldız şekillerine kaydı. Bir sıçrayışta kalkıp odasının ışığını söndürdüğünde parlayan yıldızlara bakarak gülümsedi. B.k çukurunda geleceğine şekil vermeye çalışan bir öğrenci olmaktansa duvara yapıştırılmış şu yıldızlardan biri olmayı dilerdi. Tekrar yatağına uzandığında lanet lise hayatı bitince tüm bu saçmalıkların da bitmesini umarken yıldızlara gözleri kapanarak uykuya daldı.

Ertesi gün kendini görünce gözlerine ve dudaklarına alaylı gülümsemeleri yayılan b.k böcüklerinin arasından geçerek sınıfına ulaştı. Teneffüslerde daha az insan, hayır,  b.k böcüğü görmek için sınıfından temel ihtiyaçları dışında nadiren çıkardı. Mesela öğle arasından önce kantine gider içeceğini alır yemek arasında da onu afiyetle içerdi. Yine öyle yaptı. Aradan önceki son teneffüste kendisine bol gelen üniformasının içine iyice çekilmiş bedeni ile kıyıdan köşeden kantine ilerlerken sertçe çarptığı şeyle popo üstü yere düştü. Neyseki bu tür kazalara alışkın olduğu için ellerini anında kendine destek yapmış yere boylu boyunca serilmekten kurtulmuştu.

" Özür dilerim. Umarım bir yerin incinmemiştir."

KyungSoo kendisine uzatılan ele ve sahibine baktığında çarptığı kişinin yeni çocuk  olmasına şaşırmamıştı. Çünkü bu okulda, hayır, b.k çukurunda yeni çocuktan başka ondan özür dileyecek kimse yoktu. Kendisine uzatılan  eli es geçerek düştüğü yerden bir sıçrayışta ayağa kalktı.

" Önemli değil. "

KyungSoo yoluna devam edecekken koluna sarılan el ile donup kaldı.

"Kantine mi gidiyorsun? Ben de gelebilir miyim?"

KyungSoo diğerinin bu sorusunda ciddi olup olmadığına dair yüzüne bakarken ciddi olduğunu  görünce kolunu çekti.

" Kantin orada. Gitmek istiyorsan git."

Bu defa da kendisine iyice yaklaşıp  fısıldayan gencin kulağına ve boynuna vuran ılık nefesi ile kaskatı kesildi.

" Tek başıma çok utanıyorum. Herkes bana bakıyor. Seninle gelemez miyim?"

KyungSoo şakaklarından süzülen terlerle yeni çocuktan biraz kaçınıp başını salladı. Konuşsa kesinlikle sesi titreyecekti. Kantine doğru hareketlendiklerinde yaklaştıkça artan kalabalık ile yeni çocuk ile arasındaki boşluk kapanıyordu. Bir noktadan sonra KyungSoo sırtında diğerinin yaslanan göğsünü  hissettiğine emindi. Elleri omzuna konunca bundan emin oldu. Yeni çocuğa dönüp baktığında kendisinden bir kaç santim yukarıda olan yüzü şaşkınlıkla etrafına bakınırken bir o kadar da tedirgin ve endişeli olduğunu farkedince bunun bir tür sığınma olduğunu kabul edip kendisine yapışmısına ses çıkarmadı. KyungSoo meyveli yoğurt ve portakal suyu aldığında diğeri de aynı ile meyveli yoğurt ve portakal suyu alınca kafasında yine bir karıncalanma hissetti. Ama diğeri iki tane de şeker alınca bu his anında silindi. Zil çalmadan kantinden çıkabildiklerinde KyungSoo uzun süredir alamadığı nefesleri toplu ve peş peşe alıp verdi.

" Sen de nefessiz kaldın değil mi? İçerisi çok kalabalık."

KyungSoo bu sözlere başını sallamakla yetinip sınıfına yöneldiğinde diğeri de onunla birlikte yanında yol alınca çatık kaşları ile onu süzdü. .

" Ee şey sınıflarımız aynı koridorda."

KyungSoo bu ayrıntı ile kızararak yüzünü yere diktiğinde adımlarını izleyerek yürürken yeni  çocuğun adımlarına kaydı gözleri. Uzun bacaklarına rağmen kısa adımlar atıyor ve böylece  ikisinin adımları bir uyum oluşturuyordu. KyungSoo bununla bir kat daha kızarırken göz ucuyla diğerine baktı. Diğerinin bunu kasıtlı yapmadığını anlayınca rengi yavaş yavaş kırmızıdan pembeye döndü. Yeni çocuk sınıfına geldiğinde durdu.

" Teşekkür ederim KyungSoo. Yani bana yardımcı olduğun için."

Bunu yardım olarak mı görüyordu yani? Sadece kantine giderken yanında gelmesine müsaade etmişti. Tabi bir de kendisine tutunmasına da izin vermişti ki KyungSoo ilk defa birisi ile bu kadar yakınlık kurmuştu; kepçe kulak Chanyeol'ün üzerine düştüğünü ve okuldakilerin, hayır, b.k çukurundakilerin buna bir hafta her köşe başında konuşup güldüğünü saymazsa bu ilk olurdu.

" İyi dersler arkadaşım."

KyungSoo yeni çocukla ikinci bir şoku daha yaşarken onun gülümseyerek sırasına yol alışını ve arada dönüp gülerek kendisine bakışını izledi. Sırasına oturduğunda kendisine el sallaması ile eli yavaşça yukarı doğru havalandı. Parmakları bir piyanonun tuşlarına dokunur gibi kımıldadı. Zilin çalması ile irkildiğinde kendisinin de ona gülümsediğini yeni farkediyordu. Lise hayatında bu ilkti. İlk defa birisine kolayca kendisi dahi farketmeden gülümsemişti. Kızaran yanaklarındaki yangını söndürmek için soğuk ellerini yanaklarına sardı. B.k böcüklerinin kendisinin bu hallerine aldırış etmeden yeni çocuğun, hayır, Jongin'in hakkındaki düşüncelerini sürdürdü.
Baharda iki türlü yağmur vardır.
Biri tohumların çatlaması için toprağa ihtiyacı olan suyu veren yağmur.
Diğeri filiz veren tohumları yakan, donduran yağmur. .
Yeni çocuk Jongin ilkine benziyordu. KyungSoo onunla her karşılaşmasında içindeki güzelliklere dair tohumların filizlenmesi için su verildiğini hissediyordu. Diğerlerinin yağmurunda don vuran güzellikleri onunla yeniden yeşeriyordu.
Sanki onun içinde artık bir şeyler değişiyordu.


~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Minnnnaaaaaaaa 😢
Wgm 18. Bölümdeki  Sevincim yarım gün sürdü
Hayallerime tsunami vurdu looooo
Oyyyy ben nirelere gidemmm
Gidip angst yazayım  😖
Hayallerine ulaşamayan bir KyungSoo yazayım 😭
Hayali de Jongin olsun 😣
Oooooyyyy ben kendime kıyarım da onlara kıyamam yawwww  😭😖
Mistik yazayım en iyisi
Fairy Trap i yazayım 😔
Ben iyiyim ya iyiyim
Ne demiş Yaşar oppa
Batıyor ama acıtmıyor
Ne demiş Düş sokağı sakinleri
Acıdan doğar insan
Ne demiş Mahzun ajhushi
Yıkılmadım , uzun oturuyorum :")


🌹Kadi ile Jagiya kalınız Ridırs 🌹
💕🐧🐻💕

Let Me Be Your HeroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin