Bölüm 2|

558 40 15
                                    

Bu hikayenin bazı noktalarda çizgi roman yahut filmlerle alakası olmakla birlikte bazı noktalarda sadece kendi hayal dünyamla ilgisi vardır.Yani her şey bildiğiniz biçime, her karakter bildiğiniz iç dünyaya sahip olmayabilir. Umarım bu sizi rahatsız etmez.
Keyifli okumalar~
Tony Stark o sabah, o ana dek hiç olmadığı kadar huzurlu kalktı.
Zırh yoktu. Demir Adam da yoktu.
Ark reaktörü ondaydı, bin adım öndeydi.
O olmadan zırh çalışmazdı.
Ve ayrıca, hemen o sabah kısmi felce sebep olan alet için bir koruyucu hazırlayacaktı.
Yani Yenilmezler onu alt etmeye geldiklerinde, altüst olacaklardı.
"JARVİS, nerede benim sabah kahvem?" diye söylendi sadık dostu JARVİS'e.
"Hazır efendim." dedi JARVİS ve yatağının yanındaki panel açılarak sabah kahvesini ona sundu.
Tony kahveyi bitirdikten sonra boş bardağı almak için bekleyen robokola dostça bir yumruk vurdu.
"Seni akıllı dost. İyi ki akşam seni zırhtan çıkarmayı akıl etmişim de yanımda kalmışsın." dedi gülümsemeyi ihmal etmezken.
JARVİS bardağı aldı ve konuştu.
"Her zaman yanınızdayım efendim, ben yoksam da Friday var."
"Aslında onun için daha uygun bir isim düşünüyorum. JARVİS, yaşayan bir yapay zekaya, Frida'ya ne dersin?"
"Onu benden çok sevmeyecekseniz evet?"
"Aynen öyle! Üstelik tabii ki de seni daha çok seveceğim. Sen benim ilk göz ağrımsın." dedi ve şebekçe gözünü tutarak inledi.
"Ah bak ilk göz ağrım deyince nasıl da gözüm ağrıdı."
JARVİS onaylamaz sesler çıkardı.
"Efendim, bu iğrençti."
"Sensin iğrenç! Beni çok kırdın JARVİS. Git Friday'i çağır!"
JARVİS'in kolları önce kahve fincanını bulaşık makinesine yerleştirdi, ardından da Friday'in içinde bulunduğu kutuyu getirdi.
"Evet Bayan Frida, yaşamaya hazır mısınız?"
-
Steve Rogers karşısında hareketsizce duran zırhın nasıl çalıştığını çözmeye çalışan mühendisleri izledi bir süre.
"Neden yapamıyorsunuz?"
Erik Servig ensesini kaşıyarak sandalyesini Rogers'a döndürdü.
"Bir şeyler eksik Yüzbaşı Rogers."
Steve sol gözünün seğirmeye başladığını hissetti.
"Ne eksik?"
"Bir enerji kaynağı. Sanırım zırhın göğsümdeki boşluk bir enerji kaynağı konulması için bırakılmış."
"O hâlde ne gerekiyorsa koy oraya."
"İşte bu biraz zor efendim. Buraya koyabileceğimiz kadar küçük ve aynı zamanda güçlü bir enerji kaynağına sahip değiliz. Yanlış bilmiyorsam bu Tony Stark'ın teknolojisi, ark reaktörünün küçülmüş hâli için açılmış bir boşluk."
"Yani?"
"Durum şu ki, ben Tony Stark değilim. Bir ark reaktörümüz yok. Ki olsa bile, bunu yüzde biri küçüklüğüne getirmem imkansız. Çünkü bu tarz şeyler bazen bir oda büyüklüğünde oluyorlar."
"Sizi zeki biri sanırdım Bay Servig. Ama yanılmışım."
"Bana kalırsa bu işi bırakmalıyız."
"Evet, bırakmalıyız. Ama bir profesyonelin ellerine bırakmalıyız."
-
"Kızıl saçlı olmasını istiyorum JARVİS."
"Olmasını istediğiniz belli bir görüntü var mı efendim?"
"Aslında var. S.H.I.E.L.D'daki küçük ajanımın yolladığı dosyayı çıkarsana bir. Natasha Romanoff."dedi Tony öğle kahvesini yudumlamadan hemen önce.
JARVİS bilgisayar ekranına Romanoff'un resmi ve bilgilerinin olduğu dosyayı açtığında Tony keyifle gülümsedi.
"Bu kadın gibi olsun mu istiyorsunuz?"
Tony sakalını avuçladı ve birkaç saniye emin olmak için düşündü.
"Evet JARVİS, hatta Frida Natasha'nın kayıp ikizi gibi olsun. O kadar benzesin. Ve resmi adı soyadı da şu an aklımda. Frida Romanoff."
-
"Benden yine o Stark kulesine girmemi istemiyorsunuz değil mi?"
Rogers kulağının arkasını kaşıdı ve dudaklarını büzdü.
"Yani... Daha iyi bir fikrin var mı? Kim oraya girebilir sence? Kim iz bırakmadan geri dönebilir? Bruce'u direkt ele. Tony onu dakikasında kızdırır. Thor nerede bilmiyoruz. Fury ve ben buranın idaresiyle uğraşıyoruz."
"Ajan Barton?"
"Onun hırsızlığa baktığı pencereden haberdarsın Romanoff. Bu iş senin."
Derin bir iç geçirdi Natasha.
"Pekala Steve. Ama bu son. Ona göre."
"Hiçbir zaman son olmaz Natasha, bunu sen de biliyorsun."
"Umarım barışa katkısı olur Rogers. Çünkü biliyorsun, yeterince aksiyon yaşadım bu aralar."
"Biz Yenilmezler'iz Natasha ve yorulmak hakkımız değil."
"Böyle olmayı biz seçmedik."
Natasha yorgunluktan morarmış göz altlarını, Steve'e yaklaşarak onun gölgesine gizledi.
"Sanırım birlik oldukça yorulmazdık Steve. Ama sen bunu unuttun."
Steve bu cümleyi anlamlandıramadığı için bir iki adım geriledi.
"Bu ne demek Nat?"
Natasha da Steve'den uzaklaştı ve alayla süzdü onu.
"Farkında mısın? Aylardır hepimizi yönetim bahanesiyle geçiştiriyorsun. Son ortak göreve gelmedin bile. Sen Yenilmez misin? Yoksa S.H.I.E.L.D'ın bir oyuncağı mı?"
Steve, bu sözlere karşılık yumruğunu sıktı.
Fakat istifini bozmadan konuştu.
"Saat sekizde jet hazır olur Romanoff, hazırlanma vakti."
Natasha onaylamazca başını salladı ve odadan çıktı.
Steve'e ise onun gerisinde gerçekleri düşünmek kalmıştı.
-
"Bugün çok çalıştık JARVİS, biraz dinlenme vakti."
Laboratuvardan çıkacağı sırada telefonu çalmaya başladı.
"Ah Rhodes, sensiz geçen saniyeler beni öldürüyordu zaten..." dedi telefonu açarken.
"Dalga geçme Tony, yukarıdayım ve bir şeyler duydum."
"Pepper mı anlattı?"
"Aslında, JARVİS'le sohbet ettik biraz."
"İkili çalışıyor demek?"
"Haydi yukarı gel Tony."
Tony gülerek telefonu kapattı ve merdivenler ikişer üçer çıktı.
Koltuğa yayılmak yerine dimdik oturmuş arkadaşını gördüğünde gülerek konuştu.
"Hoş geldin dostum, yüzünü gören sanırsın Malibu'da."
Rhodes yüzünü buruşturdu ve ayaklandı.
Tony'ye elini uzattı.
"Aramızdaki samimiyeti anlamaktan uzak kalma dostum." dedi Tony ve onun elini ittirip sarıldı.
Koltuğa otururlarken konuştu Tony.
"Hangi rüzgar attı seni buraya?"
"Açıkçası JARVİS'le bir alakası yok."
Tony sırıtarak sehpadaki bardakları dolduruyordu.
"Elbette JARVİS'le alakası yok, tüm gün birlikteydik."
"Akşam sokağın karşısında oturan insanlar Yenilmezler'e benzettikleri bir grubun buradan bir zırh çıkardığını görmüşler. Çoğu insan senin Demir Adam olduğunu tahmin ediyor."
Tony sıkıntıyla saçlarını karıştırdı.
"Keşke biraz daha dikkatli olsalarmış."
"Neden zırhı aldılar? Nasıl izin verdin?"
"Sence izin verdim mi? Stane'in felç aletini almışlar, kız onu kullandı."
"Kız?"
"Natasha Romanoff. Yenilmezler'in kadın ajanı."
"Bir kadın seni alt etti?"
"Of, olamaz mı Rhodes? Cinsiyet ayrımı mı yapacağız burada?" dedi Tony.
O kadın onu gerçekten dağıtmayı başarmıştı.
Ve en nefret ettiği şey bunun yüzüne vurulmasıydı.
"Tamam tamam... Bir şey demedim Tony." dedi Rhodes ve elini dostunun sırtına koydu.
"Ark reaktörünü almadılar, zırhı çalıştıramayacaklar. Yani elbet geri döneceklerdir. "
"Zırhını senden aldıklarına pek üzülmüş gibi değilsin."
"Yenisini yapabilirim Rhodes, hem sen varsın. Ben yokken sen dünyanın icabına bakarsın.Dünyanın bana ihtiyacı yok..."
Rhodes elini alnında gezdirdi ve nefesini dışarı verdi.
"Yanılıyorsun Tony...Neden tükenmiş gibisin?"
"Kim? Ben mi? Haşa... Sadece Stane'le Yenilmezler'in ne gibi bir bağı olduğunu çözemiyorum."
"Adam öldü."
"Ama ölmeden önce işbirliği yaptılarsa eğer, dünyayı korumanın yolu onları yok etmekten geçiyor olabilir."
"Şu an sırtımıza yeşil bir dev binmiş gibi hissediyorum." dedi Rhodes ve gülümsedi.
Tony de ona karşılık verdi ve ardından ani bir hareketle Rhodes'a sarıldı.
"Yapay zekayı insana benzer bir vücuda taşıyorum, merak ediyor musun?"
"Sen ciddi misin dostum?" dedi Rhodes ve heyecanla Tony'den ayrıldı.
Tony gülümseyerek ayağa kalktı ve ardından gelen Rhodes ile birbirlerine aslında ne kadar bağlı olduklarını düşündü.
Sanırım her şeyi kendi istediğim gibi yapamam, diye düşündü. O kadın ve takımına ne olursa olsun karşı koymalıyım. Çünkü burada bir ailem var ve onları terk edemem.

Kızıl Bomba-IronWidowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin