jungkjeon: Gittin mi yani?
Bunu söylediğimde hemen kaçacak kadar iğrenç bir insan mıydın Park Jimin?
Hatırlıyorsun, biliyorum. Annenin ve babanın öldüğü günü elbette hatırlayacaksın.
jimpark: Bu kadar acımasız olmak zorunda değildin...
O günden sonra neler yaşadığımı bilmiyorsun, ne yaptığımı, ne düşündüğümü, nereye gittiğimi... Hiçbir şey bilmiyorsun.
jungkjeon: Öğrenmek istiyorum, senin yanında olmak istiyorum.
jimpark: Ama ben eskiyle ilgili hiçbir şey görmek istemiyorum.
Artık Seul'de değilim.
Annemin, babamın mezarını bile bilmiyorum. Belki de bir mezarları bile yok. Kül oldular belki. Anlıyor musun?
Sadece önüme bakmak zorundayım. Geçmişimden kurtulmam gerek.
jungkjeon: Ailenin bir mezarı var.
Seni oraya götürürüm hyung. Hep yanında olurum, beraber aşarız zorlukları.
jimpark: Hayır.
Tam her şey yolunda gitmeye başladığında neden çıktın karşıma?
jungkjeon: Bu planlı bir şey değildi elbette. Seni çok uzun zamandır arıyordum fakat yeni bulabildim.
jimpark: Aramana gerek yoktu. Beni bulmasan da yaşayabilirdin.
jungkjeon: Özledim.
Ve sana vermem gereken, ailenden kalma bir emanet var hyung.
jimpark: Umrumda değil.
Şimdi karşıma çıkıp mahvettiğin hayatıma döneceğim, izninle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
arsonphobia • jikook
Short StoryDevasa alevlerden korkmama rağmen aşkınla beni cayır cayır yakman adil değildi. Aşkın güneşten daha sıcak bir etki bırakıyordu fakat belki de ateşe dayanıklıydık. En iyi rekor; Kısa Hikaye #4 14.06.16 - 11.02.17 @liameri / © Tüm hakları saklıdır