Elimdeki kitabı bırakıp tavana baktım.
"Bu gürültü de ne?"
Yukarı yeni birinin taşındığını biliyordum ama ilk haftadan son ses müzik açıp dinleyebilecek kadar cesaretli olduğunu hesaba katmamıştım.
Ayağa kalkıp topuzumu düzelttim ve ayılı panduf terliklerimi fırlatıp ayakkabılarımı giydim. Hızla merdivenleri çıkarken bir yandan da söylenmeyi ihmal etmiyordum.
Müziğin geldiği yere doğru yönelip kapıyı yumrukladım. Kimse açmıyordu.
"Serseri! Kapıyı açmanı sana tavsiye ederim!"
Yumruklamaya devam ettiğimde müzik sesi kesildi ve saniyeler sonra kapı açıldı.
"Beni duştan çıkarmanın önemli bir sebebi vardır umarım."
Karşımda belden aşağısını beyaz, uzun bir havluya saran, karın kasları hafif belli olan siyah saçlı biri duruyordu. Bir eliyle kapının kolunu tutarken diğer eliyle havlusuyla saçlarını kuruluyordu. Yüzüme gelen su damlalarını elimin tersiyle sildim.
"Sen kim olduğu-"
Oğlan kafasını kaldırdığında...
"Sen Jeon Jungkook'sun."
Şaşkınlıkla ona bakarken o ise göz devirip içeri gitti ve saniyeler sonra geri döndü. Elime bir kağıt tutuşturdu.
"Tek istediğin bu muydu? Al o zaman. Defol git şimdi kapımın önünden."
Jungkook suratıma kapıyı kapattığında şaşkınlıkla elimdeki kağıda baktım. Kağıtta imzası vardı.
Tiksinerek kağıdı yere fırlatıp aşağı indim.
"Pislik herif. İmzanı isteyen kim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(ASKIDA) Hayatıma Girdiğin Gün -Jeon Jungkook
FanficGürültücüsün, uyurken mırıldanıyorsun, patavatsızca konuşuyorsun, kahve içmeden asla evden çıkmıyorsun; sevmekten ve sevilmekten korkuyorsun, sarılmaktan, sevildiğini hissetmekten ölesiye korkuyorsun. Yalnız olmayı sevdiğini söylüyorsun. Ekranlardak...