Alaycı bir tavırla güldüm ve önünde durdum.Ellerimi kaldırarak ceketinin omuzlarına koydum ve hayali bir şeyi silkeliyormuş gibi yaptım.Ben bunu yaparken dikkatle beni izliyordu.Ellerimi çekip ,yüzüne baktım.
"Diyelim ki dinliyordum . Naparsın ? "
E...
Güneş'in işe alınmasının haberini alalı 2 gün olmuştu.Güneş hem torpilli , hem de üniversite mezunu olduğu için kolayca işe alınmıştı.
Aklımızdakini yapmak için önce güven kazanmasını sağlayacaktık.Kızlarla babalarımız ortak olduğu için şirket de ortaktı.
Bu yüzden bir problem olursa kolayca işe girip ,birbirimize zarar gelmemesini önleyebilirdik.Selim denilen adi şerefsizin işini,karısını elinden alacak ve oğlunu ona düşman edecektim.
Yatağın üstünden montumu alarak aşağıya inerek,kapıdan dışarı çıktım.Bugün kızlarla Güneş'in işe girmesini şirkette odasında kutlayacaktık.
Beren ve Şule'yle buluşup şirketin yolunu tuttuk.Şirkete giderken yemek için bir şeyler almıştık.Araba durunca üçümüz birlikte arabadan indik.
Şule arabanın anahtarını görevliye verip yanımıza geldi.Bugün şirkete geleceğimiz için üçümüzde elbise giymiştik.Beren siyah bir elbise giyerken , şule lila rengi bir elbise giymişti.Ben de Şule gibi siyah giymiştim.Tek fark onun ki kısa , benim ki uzun ve yanları açıktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sarı saçlarımı dalgalı yapıp,ayaklarıma dolgu topuk zımba detayları olan siyah bir bot giymiştim.Şirketin içerisine girdiğimizde şaşkın bakışlarla karşılaşmıştık.
Ortakların kızları gelmişti sonuçta.
Asansöre doğru yürürken Beren'in sesiyle ona döndük.
"Kızlar sanırım süpriz misafirler var." Karşıya baktığımda yine aynı şey oldu.
O an dünya durdu.
Aynı duygular bedenimi ele geçirdi.
Gözlerimi onlardan alarak bizimkilere bakıp konuştum. "Yürüyün,şunlara yüz vermeyin."
Kızlar başıyla onaylayıp benim dememle önlerine döndüler.Asansöre bindiğimizde Şule aynadan saçlarını düzeltirken Beren bana dönüp ikimize sordu.
"Onların burada ne işi var ? " Şule gülerek "Ne demek ne işi var , Selim denilen şerefsiz de burada ortak ve oğlunun burada olması hiç şaşırtıcı bir şey değil."
Asansörün açılma sesiyle asansörden çıkıp sarışın bir karış etek giyen kızın yanına yürüdük.Kız telefonda o kadar dalmıştı ki sohbete, bizim geldiğimizi görmedi.
Kızlara bakarak kafamı iki yana salladım .Ardından elimi masaya sertçe vurarak yüzüne baktım.Şule telefonu alıp sertçe kapattı. Yüzümü kıza yaklaştırarak sakin bir şekilde konuştum. "Eğer bir daha buraya kim gelirse gelsin ,böyle olduğunu görür veya duyarsam seni buradan yollarım anladın mı ? "
Kız gülerek cevap verdi."Kim oluyorsun da beni kovuyorsun ?" Kızlara dönerek kahkaha attım. "Bu şirketin sahiplerinden biri olarak,yanımda gördüğün kızlar da aynı şekilde .Peki sen ne cürretle bana cevap veriyorsun ? "
"Benim sevgilim olarak."
Arkadan gelen tanıdık ve ona has erkeksi sesiyle Buğra olduğunu anlamıştım.
Ellerimi masadan çekip, arkamı döndüm. Saçlarımı arkaya itip ona doğru yürüdüm. Onu baştan aşağı süzdüğümde lacivert bir takım elbise giymiş, gömleği dışarı çıkmıştı. Gömleğinin bir kaç düğmesini açmıştı.
Kabul etmeliyim ki çok yakışıklı görünüyordu.
Önünde durduğumda gülerek ona baktım."Sevgilin varken başka bir kıza mesaj attığından sevgilinin haberi var mı ? "
Yüzündeki gülümseme anında solmuş,yerine çatık kaşları gelmişti.O cevap vermeden devam ettim.
"Sakın bir daha benim işlerime karışma."
--- Kızlarla şirkette 1 2 saat oturmuş, onlara mesajlaşma olayını anlatmıştım.Tabi bu sırada dedikodunun dibine vurmuştuk.
Yani günün sonunda bol kahkahalı bir gün geçirmiştik.Telefonuma gelen mesaj sesiyle telefonumu açıp mesaja baktım.
