Merhaba benim değerli ponçik okuyucularım.Dayanamadım,yayınlayayım dedim.Umarım bu bölümü beğenirsiniz.Satır başı yorum ve oy çok olursa diğer bölümü de hemen yayınlayacağım.Herkese iyi okumalar :)))
İnsanlar neden hep bir duygu karmaşası içindeydi ? İnanın bunun cevabını bende bilmiyordum.Bazı insanlar hep ''Bir gülsek,beş ağlıyoruz.'' derlerdi.
Bunu dediklerinde inanmazdım ya da yaşım küçük olduğu için anlam veremez,saçma bulurdum.Ama şimdi gayet iyi anlıyordum.
Hayat bir öyle,bir böyleydi.Yani acımasız tarafını biz küçükken görmüyorduk ya da görmek istemiyorduk.
Ama şimdi öyle değildi.Daha kısa bir süre içinde hayatım sakinken,şimdi yeni kişiler,yeni olaylar girmişti hayatıma.
Alışmak zorundaydım daha doğrusu zorundaydık.
Hayatımızda ne kadar zorluk olursa olsun,onları aşmak zorundaydık.Hayatın acımasız ama acı gerçek kuralıydı.
Sanırım küçükken güldüğümüz için bu kadar acı çekiyorduk.En azından ben böyle düşünüyordum.
Fırat'ın evine gelmiş,baştan sona ona her şeyi anlatmıştım.O da sözümü kesmeden,her bir kelimemi dikkatle dinlemişti.
Bir de Buğra'nın bizi sevgili sanma olayı vardı.Ona ilk anlattığımda kahkaha atmış,Buğra'nın salaklığına gülmüştü.
Ona planımdan bahsettiğimde bana ''Seve seve bende yardım ederim,gerekirse analarından emdiği sütü burunlarından getiririm.'' demişti.
Fırat'ı seviyordum,yani arkadaş olarak.Bir karar almıştık bir süre sevgili rolü yapacaktık.
Benim için uygundu.Çünkü Buğra'nın beni kıskandığını gördükçe gururum okşanıyordu.
Aptal kızlar gibi ben sevemem demiyordum,severdim hemde ölümüne ama sadece almam gereken bir intikam vardı.
Buğrayla başka şartlar altında tanışsaydık,ona aşık olabilirdim ama dediğim gibi şartlar başkaydı.
Dondurmayı sevmezdim.
Herkes gibi bende sevecek değildim,herkesin farklı yönü vardı benimde buydu.
Çayı severdim,hele bide arkadaşlarla yapılan sohbette tam gıybet içeceği olurdu benim için.
Lisede çok başarılı değildim mesela.Fizik dersinden oldum olası nefret ederdim.
Fırat'ın koltuğa oturmasıyla,ona dönüp gülümsedim.
Saatime baktım. 22:54
''Saat geç olmuş,ben kalkayım Fırat.''Çantamı ve ceketimi alarak kapıya doğru yürüdüm.
Kapıdan çıkacakken ona döndüm.''Beni dinlediğin için teşekkürler,oyuncu sevgilim.''
Gülerek, ''Ne demek hayatım, her zaman.''Ellerimi salladım.
Arabama binip,eve doğru sürdüm.
---
Beynimin içinde dönen sesle,hayal ürünü bir ses olduğunu düşündüm önce ama ısrarla çalmaya devam edince hayali bir ses olmadığını anladım.
Bugün cumartesiydi ve benim tatil günümdü.Bu arayan,uykumun katili kimdi acaba ?
Gözlerimi açmadan,ellerimle komodinin üstünde telefonumu aramaya başladım.
Elime gelmeyince,biraz daha uzattım.
Ani şokla gözlerimi açtım,yataktan düşmüştüm.
Hemde götümün üstüne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tut Elimden
RomanceAlaycı bir tavırla güldüm ve önünde durdum.Ellerimi kaldırarak ceketinin omuzlarına koydum ve hayali bir şeyi silkeliyormuş gibi yaptım.Ben bunu yaparken dikkatle beni izliyordu.Ellerimi çekip ,yüzüne baktım. "Diyelim ki dinliyordum . Naparsın ? " E...