‘’Tamam Anne… Evet uçaktan indim…Hayır yorulmadım…Evet tamda eşyalarımı yerleştiriyordum…Evet bir ihtiyacım olursa seni ararım…Tamam güzel annem…Tamam benim meleğim…Tamam…Hadi kapatıyorum yarın tekrar ararım… Çok öpüyorum seni...’’
Üfff nerde benim mavi gömleğim ya. Acaba valizimin hangi köşesine sıkıştırdım ? Neden bu kadar dağınığım ki ? Off gene Taylor Swift-22 çalıyor bu da demek oluyor ki bir geri zekalı daha ’Niye gittin? Burada lise mi yoktu ? Yanlız kalmayacak mısın ?’ Gibi saçma sorular soracaktı. Ehh napalım artık alışacağım. ‘’Alo’’ ‘’Tanrım Lucy Niye gittin?’’ ‘’Bu da sorumu yani Marry tabiî ki de iyi bir lisede okumak için’’ ‘’ Burada lise mi yoktu?!!’’ ‘’Ya vardı da ben gitmiyordum’’ ‘’ Üff tamam vazgeçiyorum ama şunu bil bu konu burada kapanmayacak sen orada yaşayamasın zaten annen nasıl izin verdi anlamıyorum’’ ‘’ Sonuçta izni aldım sen ona bak’’ ‘’Tamam benim işim var sonra tekrar arayacağım.’’ ‘’ Tamam görüşürüz’’ Derin bir iç çektikten sonra telefonu gelişi güzel bir yere fırlattım ben size inek olmama rağmen dağınık ve pis olduğumu söylemiş miydim? Söylemediysem de öğrenmiş oldunuz işte. Neyse ki yemek konusunda iyi kötü bir şeyler biliyorum yani en azından bir makarna yapabilirim ehh oda bir şeydir. Bütün kıyafetlerimi benim tabirimle çok düzenli ama başkaların tabiriyle gelişi güzel bir şekilde yerleştirdikten sonra. Aşağı inip salona gittim ve kendimi koltuğa atıp Çocuklar gibi Miki midir Mici midir işte o fareyi izleyerek zamanımı geçirmeye çalışıyordum ama insan tek başına olunca zaman geçmiyor işte…
Biri şu alarmı kapatsın desem acaba kimse duyar mı sesimi? Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp esneyerek ayağı kalktım ve doğrucu tuvalete gittim. İşimi bitirdikten sonra Hemen kendimi dolabımın önüne attım. Bugün pintiliği bırakıp biraz özenli giyinebilirdim ama ona bile üşeniyorum işte. Dolabımdan üniformamı çıkarıp üzerime geçirdim ve saçlarımı en tepeden at kuyruğu yaptım birazcıkta parfüm sıktıktan sonra beyaz converslerimi yanıma alıp aşağı indim. Mutfakta buzdolabının kapağını açıp ağzıma birkaç tane peynir zeytin attıktan sonra ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Hava birazcık soğuktu ama buradan okula kadar yürümek zorundaydım doğrusu. İyi ki müzik diye bir şey bulmuşlar yani benim kurtarıcı meleğim. Kulaklıklarımı takıp Eminem-Berzerk açtım ve yürümeye devam ettim.
Okula geldiğimde kulaklıklarımı çantama gelişi güzel atıp. Büyük kapıdan içeri girdim. Ya gerçekten herkes bana bakıyordu ya da benim gözlerim bozuldu. Ama cidden herkes bana bakıyor şuan kendimi film starı gibi hissetmem sizce yanlış bence çok doğal herkes bu halde benim gibi hissederdi heralde. Kafamı sağa çevirdiğimde 5 tane çocuğun arabalarına yaslanıp bir şey konuştuklarını gördüm. Yani kısacası bana bakmıyorlardı. Sonunda esmer olan bana döndüğünde gözlerim gözlerinde takılı kalmıştı yani o mükemmel elalarında….
+8 Vote ve +2 yorum da yeni bölüm gelir sizi seviyorum :) :*