-8.BÖLÜM

2.9K 1.2K 63
                                    


" off Ece sus artık birde bana çok konuşuyorsun diyorsunuz."

"Ne yalan mı söylüyorum."

"Evet."

"nesi yalan bal gibi hoşlanıyor çoçuk senden."

"Saçmalama ne alakası var."

" sende sana nasıl baktığını görseydin kesin derdin bu çoçuk bana aşık diye. "

"üff yeter iki saattir aynı şeyleri söylüyorsun. Yok arabada uyuduğumda bana nasıl bakmış beni eve taşırken nasıl taşımız. Hem baran bana aşık olsa ne olur sanki çokta umrumda."

Tamam biraz umrumda. Ama sanmıyorum bana o sözleri söyledikten sonra inanmam. O sözleri söylen kişi karşısındakini hiçe sayıp söyler. Hoşlansa veya aşık olsa öyle incitecek şeyler söylemez.

"yani sen diyorsun ki umrumda değil."

"Evet. Artık bu konuyu kapatsak."

"Tamam. Ama bitti sanma sonra tekrar konuşcaz."

"Tamam biraz hızlı hazırlansan geç kalcaz."

" sanki çok meraklısın okula gitmeye. "
"aa kalbimi kırıyorsun." diye sitem ettim. O sırada zil çaldı.

"ben kapıya bakmaya gidiyorum. O sırada hazır ol."

"Tamam."

Kapıya uyuşuk adımlarla ilerlerken herhalde yüz kere çalmıştır.

"catladın mı? Annenin karnında dokuz ay nasıl dayandın?" diye bağıra bağıra kapıyı açmaya gittim.

Açtığımda "senin burda ne işin var?" dedim barana.

"hoşbulduk" diye sitem etti baran.

Kapıyı iyice açıp içeri girmesi için kenara çekildim. Baran içeri girince Emreyi yeni fark ettim.

"hoşgeldin."

"hoşbulduk" dedi emre.

"Ona hoşgeldin bize ne var de." dedi baran. Gözlerimi devirmekle yetindim.

"Ece nerede?" dedi emre.

"odasındaydı süslenmekle meşgul."

"duydum seni iki dakikaya geliyorum." dedi Ece bağırarak.

"ben en iyisi bir yanına gidiyim." dedi emre.

"Tamam. Sende niye ayakta bekliyorsun otursana." dedim.

" davetiye bekliyorum. " dedi baran.

"iyi beklemeye devam et o zaman."

Koltuklara doğru gidip oturup "seninle birşey konuşmam lazım." dedim.

"Ne hakkında."

"ımmm şey ilk otursan."

" davetiye bekliyorum demiştim. "

"şimdi otur davetiyeyi sonra gönderirim."

"iyi" deyip tekli koltuğa ayı gibi oturdu. Sağ bacağını sol bacağının üstüne atarak sırtınıda yaslayarak iyice yayıldı.

Benim izlediğimi fark edip. "Artık kesmeyi bıraksan da konuya konuşsak."

" Ne izlicem be hem neyini izlicem. Ukala. " diyip devam ettim. " İlk birşey sormam lazım senin bu ukalalık ve öküzlüklerin ne zamandan beri var?" dedim.

"seninde konuşman ve bilmişliğin ne zamandan beri var?"

" Seni tanıdığımdan beri var. " diyip laf yapıştırdığım için kendime bir aferin dedim.

"artık ne konuşacaksan konuşsan." dedi baran.

"şey senden daha doğrusu birşey rica etcem."

"Ne isticeksin." dedi gülümseyerek.

"şe-şey."

"Ne şey."

Nasıl dicem ben bunu. Desem de yapacak mı orası da var.

"Hadi gidelim artık." diye Ece ve Emre aşağıya indiler.

"neyse sonra konuşalım."

"Tamam." diyip ayağa kalktı. Bende ayağa kalkınca kapıya doğru gittik. Ben ayakkabılarımı giyinirken aklıma baranın ayakkabısını çıkamadığını hatırlayıp.

" Sen benim evime nasıl ayakkabıyla girersin ahır mı burası. "

"niye bizim ev ahır mı?" dedi baran.

"belkide içerida hayvan olunca ailen çıkarmama kararı almıştır." diyip gülümseyerek evden çıktım.

İyi yaptın kız ne güzel laf soktun iç sesimle aramız bu aralar iyi hayret.

" Sen bana hayvan mı dedin. " dedi baran.

"zekan iyimiş anladığına göre."

"Sen kime hayvan diyorsun."

"sana."

"beni delirtmeden arabaya binsen iyi olur."

"zaten öylesin." diyip arabaya bindim.

"allahım bana sabır ver" diye arabaya bindi baran.

Emreyle Ecede binince arabayı çalıştırdı odunum. Nerden benim odunum okuyormuş tövbe tövbe iç ses bu sefer ters davranıp senin odunun olsa çok iyi olur diyince iç sesle kavga etmeye başladım. İç sesle kavga ederken yüzüm biraz değiştiği için baran bana soran gözlerle baktı. Bende "iç ses işte ya. " dedim.

O da " bana deli diyene bakın. " diyip bir kahkaha attı. Kahkaha attığında sesi çok güzeldi. Bu adam herşeyiyle çok iyi biran yavşayısım gelsede kafamı cama çevirip kızarıklığımla saklamaya çalıştım. Sırf içimden öyle şeyler düşündüğüm için kızardıysam.

*****

Araba okulun önüne gelince hemen indim arabadan.

"şe-şey bugün öğle arasında konuşabilir miyiz?" dedim.

"Tamam." dedi baran.

Eceyle kol kola girip sınıfa İlerlemeye başladık. Emre ve baran'da kendi sınıflarına İlerlemeye başladılar. Ece ve benden bir yaş büyükmüşler.

"Ne konuşacaksın baranla."

"ailem hakkında malum birileri birşeyleri anlatmış."

" şe-şey canım ben o gün mecburen anlattım yoksa anlatır mıyım hiç aşk olsun. " diyip hızlı hızlı ilermeye başladı.

"senle bu konuyu sonra konuşcam Ece."

Kafasını sallamakla yetindi.

İlk ders hiç edebiyat olur mu ya sabah sabah hiç çekilmez.

Öğle arasına son bir ders kaldı. Eceye dönüp " ders ne?" dedim.

"Senin hiç sevmediğin ders." dedi.

"Benim sevdiğim ders mi varmış?"

"Tamam. En nefret ettiğin diyelim."

"ayy şaka dimi."

"Hayır."

Tarih dersi bir şekilde dersten yırtmam lazım düşün düşün ne olabilir. Buldum en iyisi baranla bu ders konuşayım.

Ayağa kalkıp sıradan çıkacağımda Ece " nereye? " dedi.

"tarih dersinden yırtmaya." diyip göz kırpıp sınıftan çıktım.

Hangi sınıf bunundu ımmm Heh 12-L di. Baranın sınıfına İlerlemeye başladım.

Tam kapıdan içeri gircektim ki. Baranın musait olmadığını gördüm. Çünkü bir kızla öpüşüyordu. Onu öyle görmem midemi bulandırdı birde nedense kalbim sızladı.

Hiçbirşey deyip ordan ayrıldım. Sonrada konuşabilirdim.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum canlar 😘

GÖNÜL HIRSIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin