Küçük Riddle'a Dördüncü Gün
Harry bugün Dumbledore'la sohbet edememişti, belki de bu olacak bütün tuhaf olayların zeminini hazırlamıştı.
Ayrıca Tom her zamankinden farklı davranıyordu. Ondan uzak duruyor, kendi başına takılıyor, ara sıra, oldukça şüpheli bir şekilde, ortalıktan kayboluyordu. Aralarında ki iletişim, malum, pek iç açıcı değildi. Ve açıkçası, ona çıkıp "Neden böyle uzak davranıyorsun?" diye sorması, yapılabilecek en saçma şey olurdu. Ama yapılabilecek daha iyi bir şey de yoktu. İşte böylece Harry, ne yapacağını bilemez halde arada kalmıştı.
Quidditch antremanından sonra iksir ödevi için -Snape, geçen ki berbat sınav notu için ona fazladan ödev vermişti- kütüphaneye gitmişti. İşte, Tom'u da uzun süre sonra ilk defa o zaman gördü. Bu düşündüğünden garip hissettirmişti. Yani, onu görmek.
Çocuk, zamanla ilgili kitapların olduğu bölümde şüpheli şüpheli dolaşıp, etrafına bakınıyordu, bazen de gözü yasak bölüme gidiyordu. Ve ne yapıyorsa o kadar konsantre olmuştu ki onu izleyen Harry'yi fark etmemişti.
Boyuna göre fazla üstte kalan bir kitaba uzanmaya çalışırken neredeyse kitaplığı üzerine düşürüyordu-ki eğer Harry klişeleri yaşatıp onu kurtarmasaydı düşecekti de. Ve bunun klişe olması hakkında, Harry, hiçbir şey demek istemiyordu.
Tom normalde müteşekkir olması gerekirken oldukça şeytani bir bakış attı Harry'ye. Bu bakışı gören Harry, boğazını temizledi, içini dolduran garip bir hisle beraber gereğinden fazla yakın durduğu Tom'dan birkaç adım uzaklaştı.
"Yardımına ihtiyacım yoktu." dedi Tom, hala kısık duran gözleriyle.
Harry ona direk cevap vermedi, duyamayacağı bir sesle "Belliydi." diye mırıldandı. Şu an Tom'la uğraşacak zamanı yoktu. Zira Snape'in göz korkutacak sözleri hala aklındaydı: "Eğer verdiğim ödevi doğru düzgün yapmazsan Potter, bir daha ki yıl yaşıtlarının aksine bu dönem ki İksir kitabını ezberlemekle uğraşacaksın." Bu yüzden Harry, şu ödevi yapmaktan başka bir şeyin üzerinde gereğinden fazla durmamalıydı.
Tom tekrar, kitabı almak için uzandığında Harry hızlı bir hareketle kitabı eline aldı. Bu sefer onu kurtarmakla uğraşamazdı, kötü şeyler olmasını da istemiyordu.
Kitabı eline aldığı gibi başlığına baktı Harry, kitabı ondan almaya çalışan Tom'u umursamadan.
Zamanda Yolculuk
"Bunu neden istiyorsun ki, zaten altı gün sonra gidebileceksin."
Tom sanki mümkünmüş gibi öncekinden daha da şeytani bir bakış gönderip, kitabı tuttuğu gibi kendine çekti. Ve sert bir ses tonuyla, kelimelerin üzerine basa basa, "Seni ilgilendirmez." diye yapıştırdı Harry'ye.
Hayır, diye düşündü Harry Onu anlamak hiç de kolay değil. Eğer onu biraz daha tanısam bile, yine de kolay olmayacak.
Ve bununla beraber dengesiz olduğundan tam olarak emin oldu.
****
Ron bir süredir içinde dolanan ama bir türlü soramadığı soruyu yönelttiğinde Harry cevap vermek için iki saniye bekledi.
İki saniye, Ron'a sonsuzluk gibi gelmişti.
"Hermione'ye ne mi alabilirsin? Ee, bir bakalım... Şu çok satan büyü kitabı vardı ya? Onu al. Eminim çok mutlu olacaktır."
İlk, Ron'un gözleri parladı ve sonra yüksek bir sesle "Sen bir dahisin Harry!" diyerek atladı oturduğu sandalyeden. Birkaç Ravenclaw'ın ayıplayan bakışlarını üzerine çekse umursamadı. Büyük ihtimalle şimdiden Hermione'nin hediyeyi vereceği zamanki yüz ifadesine hayal ediyordu.
Harry, büyük bir heyecanla kütüphaneden ayrılan Ron'u izledikten sonra tekrar bakışlarını ödevine odakladı. Anlaşıldığı üzere olacaklardan habersiz Harry hala kütüphanedeydi, hala daha ödeviyle uğraşıyordu.
Aniden onun bu zamanda belirdiği günün sabahına benziyordu, oldukça normal, kötü şeylerin olacağı tahmin edilemez. Fakat yine o zamankinde de olduğu gibi, bir dönüm noktası çok yakındı.
"Lord'umuz hazır mı?" diye sordu kukuletalı maskeli bir adam.
Yine onun gibi giyinmiş başka biri tek kelimeyle cevap verdi "Evet."
Sonra, karanlıktan gelen ürkütücü bir kahkaha kulakları doldurdu. Daha sonra da, kahkahadan sonra gelen ürkütücü sözler. "Kim geçmişe gitmeye hazır."
O sırada birkaç kukuletalı maskeli kişiler daha, aralarında konuşuyorlardı. Aralarından biri sanki bir ses duymuş gibi yerinden fırladı "Siz de duydunuz mu?"
"Neyi?" diye sordu başka biri.
"Kedi miyavlaması gibi bir ses." Diğerleri onu küçümseyen gözlerle süzdüler.
"Aptal olma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Trust You//tomarry
De TodoHarry birkaç sakarlık sonucunda kendini küçük -sadece ondan bir yaş küçük!- Riddle'a bakıcılık yaparken buluyor.