Garson Parçası

459 19 17
                                    

Bölüm şarkısı➡ Sia➡ Cheap Thrills
İyi okumalar!

"Buyurun, bu da para üstünüz."

Dedim adama güler yüzle. Adam kafasını salladı ve kafeden çıktı. Kasaya şu an ihtiyacı olan kimse olmadığı için biraz test çözmeye karar verdim. Ne de olsa okulların açılmasına 1 hafta kalmıştı. Babamın yanında da durduğumdan pek ders çalışmaya vaktim olmuyordu.

Tam ilk soruyu çözmeye hazırlanıyordum ki kasada ki zil çaldı. Zili çalanın Oya olduğunu öğrenince testime geri döndüm.

"Ya, Deniz. Hadi kalk kızım. Unuttun mu ben öğleden sonra yokum. Benim yerine idare edicektin hani?"

Kafamı kaldırmadan;

"Seneye benim yerime üniversite sınavına sen giriceksen, ben bütün bir sene senin yerine idare edebilirim."

"Bak kendin dedin 'seneye' diye. Daha sen 11. sınıfa gidiceksin. Az bi gençliğini yaşa ve benim yerime idare et(!)"

Dedi. Kafamı sıkılmış bir şekilde kaldırdım ve;

"Gençliğimi yaşama hakkım olsaydı, şu anda burada olmazdım."

Dedim ve yavaşça ayağa kalktım. Yanaklarımı sıktı ve;

"Asıl gençliğini yaşama hakkın olmasaydı burada olmazdın. Neyse, ben gidiyorum!"

Dedi ve kafeden çıktı. Asıl gençliğimi yaşayacak durumda olsaydım, dünyaya Melih USLANMAZ'ın kızı olarak gözlerimi açmazdım. Hatta sıkı sıkı kapatırdım(!)

Telefonumun titremesiyle cebimden telefonu çıkarttım. Kuzenim arıyordu;

"Efendim, Meriç?

Kuzen, nasılsın diye aramıştım.

İyi-"

Mutfağa giderken birinin bana çarpmasıyla telefonum yeri öptü. Bana çarpan kişiye baktığımda siyah gözlü, kahverengi saçları vardı. Neyse bu konuları geçelim;

"Yavaşş..! Az dikkatli ol be kardeşim!"

Sinirlenince içimden başka biri çıkabiliyor, ama bu konuları tartışmayalım.
Yerden telefonumu aldım ve bir şeyi var mı diye baktım. Ekranı çatlamıştı. Karşımdaki çocuk;

"Asıl sen yavaş ol! Sen bana çarptın(!)"

Hadi yağ!? Kahkaha atıp;

"Güzel espri! Bir yere not al seneye de kullanırsın!"

Dedim ve telefonuma tekrar baktım. Karşımdaki;

"Sen bana mı gülüyorsun!?"

Dedi. Etrafıma bakındım ve;

"Kafede senden başka şebek var mı(!)"

Dedim ve yine kahkaha attım. Abi sinirlenince bana bir şey oluyor. Yalnız benden şikayetçi olursa kovulabilirdim. Evet, belamı arıyorum.

"Sen kaşınıyorsun galiba!?"

Dedi. Gözlerinin içine baktım (Yalnız abi gözleri çok güzel ama bu konu tartışmaya kapalı);

"Niye? Sen mi kaşıyacaksın?..."

"Denizcim? Ben kaşısam nasıl olur!?"

Yavaş bir şekilde arkama döndüm ve yutkundum. Bilin bakalım kim? Patronum. Ve bilin bakalım kim işten kovuldu? Yardımcı olayım, ben!

Çantama test kitaplarımı yerleştirdim, önlüğümü çıkardım ve kafeden çantamı alıp çıktım. Bu arada telefonum kapanmıştı. Tamir işleriyle uğraşamayacağım için yeni telefon almaya gidicektim.

"Bakar mısın!?"

Arkamdan biri sesleniyordu. Arkama döndüm ve ikisi kız,6 kişiyle karşılaştım. İçlerinde kafedeki 'kaşıyıcı' da vardı. Evet, kaşıyıcı. Çocuk önde arkadaşları 3-4 adım arkada bana doğru geliyorlardı.

Çocuk yanıma geldi ve tam bir şey söliyecekken;

"Yine kaşımaya mı geldin?"

Dedim. Bir an afalladı ve;

"Pardon?"

Dedi. Bunu ne dediğimi sormak adına demiş olabilir ama ben altta kalmam;

"Ah, ben de ne zaman özür dileyeceğini merak ediyordum(!)"

Dedim, kafamı hafifçe yukarı aşağı salladım ve sırıttım. Çocuğun ilk önce kaşları çatıldı. Ama bu anlamadığını belli etmek amacıyla çatılan kaşlardı. Sonra o da benim gibi yaptı; kafa hafifçe sallandı, yüzde bir sırıtma belirdi. Çok tatlıydı ama bu konuda tartışmaya açık değil, ısrar etmeyin😆. Sonra bu sırıtma kahkahaya dönüştü ve konuşmaya başladı;

"Emin ol, seni kaşımanın başka yollarıda var(!)"

Oha! Ahlaksız teklifte bulunmak ha!? Hemen tokadı bastım ve;

"Erkek değil misin, hepiniz aynısınız! İki dakika üste çıktık, hemen belaltına vuruyorsunuz..."

"Aa... Çok ayıp Yağız(!)"

Dedi guruptan bir çocuk. İsminin Yağız olduğunu öğrendiğim çocuk, arkadaşını takmayarak konuşmaya başladı;

"Fesat olan sensin kızım! Ayriyetten bu tokadın hesabını vericeksin!"

Dedi. Ona doğru bir adım atıp;

"Bu hesabı bana sen mi vericeksin? Bence gidip kendi seviyendeki kişilere hesap kes!"

Dedim. O da bana bir adım yaklaşıp;

"Ne demek kendi seviyen? Sen kendini çok mu yukarılarda sanıyorsun? Ama hatırlatıyım sen bir garson parçasısın, ve ben de Yağız ARAS(!)"

Dedi. Hah! Haspam! Ona elimi uzattım. O anlamayan gözlerle baktı, konuşmaya başladım;

"Yalnız, garson parçası demesek. Kimlikte adım çok farklı geçiyor(!)"

Dedim. Yağız'da güldü ve;

"Tatlım, kimlikte geçen adının pek önemi yok. Konumun daha önemli."

Dedi ve elimi sıktı. Ben de onun gibi güldüm ve;

"Tatlım, kimlikteki adımın senin için pek önemi yok. Ama ben söyliyeyim, Deniz USLANMAZ. Konumum ise USLANMAZ HOLDİNG'in tek varisi. Şimdi senin için bir şey ifade ediyor mu?"

Dedim ve elimi çekip yürümeye başladım. Haddini bildirmiştim ona!

😜😜😜😜😜😜😜😜😜😜😜😜😜

Evet, düzenlenmiş ilk bölüm geldi. Nasıl olmuş? Valla benim için güzeldi, hatta ben Deniz ile Yağız arasındaki atışmaları çok beğendim. Okuduğunuz için teşekkürler!
Öptüm💋💋💋💋💋💋

Garson Kız(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin