Garson Kız(Düzenleniyor)

OKUL AÇILIYOR!

Öncelikle merhaba! Önceki bölümde şarkının ismini yazıp şarkıyı koymadığımı fark ettim. Koydum ama gözükmedi bir türlü tekrar deniyorum! İyi okumalar!!!

Bölüm şarkısı👉 LORDİ👉 Hard Rock Hellelujah

3 gün sonra...

Sabah 8 gibi kalktım ve banyoya yöneldim. Bu gün yeni okula başlayacaktım. Size anlatmadım değil mi? Babam ARAS'larda benim yeni okulumu da konuşmuşlar. Yağız'ların gittiği okula, yani YAMANLAR KOLEJİ'ne gidecekmişim. Meriç'te benimle gelicek.

5 dakikalık bir duşun ardından saçlarımı kuruladım ve taradım. İç çamaşırlarımı giydim ve tekli koltuğumun üstünde duran yırtık boyfrend kot pantolonumu ve siyah yarım kol, dar, yarım tişörtümü üstüme geçirdim. Makyaj masamın önüne geçtim ve saçlarımı yandan ördüm. Makyaj olarak rimel ve parlatıcı sürdüm.
Siyah gizli topuklu spor ayakkabımı giydim ve çantamı alıp alt kata indim.
Babamın karşında ki yerimi aldım ve kahvaltı etmeye başladım.

Kahvaltım bittikten sonra kendimi dışarıya attım ve Porsche'me bindim. Okula doğru sürerken telefonum çaldı. Arayan kuzenim.

"Efendim?

Deniz, beni evimden alabilir misin?

Niye?

Arabam bozuldu!

Taksi diye bir şey yapmışlar?

Hadi yağ!? Deniz geliyor musun gelmiyor musun!?

Geliyorum. Hadi kapattım!"

Dedim ve telefonu kapattım. Rotamı Meriç'in evine çevirdim.

Meriç'i aldıktan sonra hiç konuşmadan okula gittik.
Okulun park alanına girdiğimde siyah bir kamyonetin önünde ikizleri gördüm. İkiside bilekten 1 karış kısa siyah bol paça, yüksek bel pantolon (kapriye de giriyor ama olsun), siyah beyaz çizgili sıfır kol boğazlı bir tişört ve siyah asker botu giymişlerdi. Saçlarını ikili balık sırtı yapmış ve siyah retro gözlük takmışlardı. Birisi arabanın üstüne oturmuş, diğeri arabaya yaslanmış sigara içiyorlardı.

Arabayı park ettim ve arabadan Meriç ile indik. İnmemizle Meriç kolunu omzuma attı.
İkizlerin önünden geçerken bizi fark etmemeleri için bütün duaları okudum ama ne günah işlediğimi bilmesem de duam kabul olmadı galiba.

İkizler aynı anda;

"Tatlım, günaydın!"

Deyip bana öpücük attılar. Titlim, giniydin! Sade ve ruhsuz bir şekilde;

"Günaydın."

Diye cevap verdim. Arabanın üstündeki ikiz inip (ayırt edemiyorum);

"Hadi size okulu gezdirelim, müdür bey öyle istedi."

Dedi. Galiba bu Tuğba'ydı. Çünkü sesi daha inceydi. Sırıtıp;

"Başkalarının isteklerini yapacak kadar insalcıl durmuyorsunuz?"

Dedim soru sorar gibi. O sırada Melek arabadan bir ayakkabı kutusu çıkardı. Tuğba söze girdi;

"Uzaktan bakınca saf salak gibi mi duruyoruz? Bir çıkarımız olmadan iş yapacağımızı mı sandın? Her ne kadar bu çıkarın müdür beyle bir alakası olmasada..."

Meriç'e anladın mı der gibi baktım. Anlamamış olacak ki kafasını olumsuz anlamda salladı. Tuğba arka cebinden bir not defteri çıkardı.

"Ne istiyorsunuz?"

Diye sordum. Melek omuz silkip, şımarıkça;

"Sadece şirketiniz ile birkaç bilgi vermeniz yeterli..."