Naz , cesaretini topladı ve cama yöneldi. Yavaşça perdeyi araladı. Gördüğü kişi onu bir kez daha hayrete düşürdü. Bir süre bir şey diyemeden bakakaldı. Dışarıdaki kişi kendisine çok benziyordu.
- Bu nasıl olabilir, yoksa..... diye mırıldandı.
-Naz beni tanımadın mı? dedi genç adam.
Naz'ın aklına biri geliyordu ama onun olması imkansızdı.
-Gözlerime dikkatlice bakarsan, beni tanırsın dedi.
-Benim, Rüzgar
Naz, o an heyecandan ve duyduğu ismin verdiği şaşkınlıktan bayıldı.
Kendine geldiğinde yatağındaydı. Başucunda da Rüzgar duruyordu.
-Bu nasıl olur. Sen öldün, dedi kekeleyerek.
Hayır ölmedim. Sana her şeyi anlatacağım, lütfen sakinleş artık dedi Rüzgar..
Naz kardeşine sarıldı. İkisi de hıçkıra hıçkıra ağladılar.
Naz kardeşinin ellerini sıkı sıkı tutup,
-Çabuk anlat bunca yıldır nerelerdeydin, dedi.
Rüzgar, yurttan kaçtığı gece sokakta yaşayan bir grup çocuk tarafından dövülüp elbiselerini aldıklarını daha sonra da birilerinin onu bilmediği bir yere götürüp işkence ettiğini ve yanlış şeyler yapmaya zorladıklarını anlattı.
-Peki , beni nasıl buldun? dedi Naz
-Bir kavgaya karıştığım için karakola götürülmüştüm. Seni de orada karakolda gördüm. Sonradan öğrendim ki sende cinayetle suçlanıyormuşsun. O günden sonra senden haber alabilmek için her gün karakola gittim. Hapisten çıktığın andan itibaren seni takip etmeye başladım. Karşına suçlu biri olarak çıkmak istemedim. Senin benden korktuğunu görünce de kendimi tanıtmaya karar verdim. Benim hikayem bu dedi, Rüzgar..
Rüzgar:
-Artık o pislik yuvasına dönemem. Gel birlikte evimize dönelim orada kendimize yeni bir hayat kuralım.
Naz:
-Ben, yeni bir cinayetten suçlanıyorum.Şehirden ayrılamam. Bir suçlu gibi de kaçmak istemiyorum.
Rüzgar:
-Burada kalırsam beni bulurlar. Gitmek zorundayım.
-Biliyor musun ? Selim amca burada . Senin ölmediğini öğrenince o da çok sevinecek. Beni götürmek istedi. Ben şimdilik gelemem ama sen onunla gidebilirsin, dedi Naz..
İki kardeş sabaha kadar heyecandan uyuyamadılar. Birbirlerine anlatacak o kadar çok şeyleri vardı ki.
Sabah olduğunda Naz dükkanı açtı. Selim bey, dükkana bavuluyla geldi.
-Naz, kızım ben artık dönmek zorundayım. Gönlüm seni bırakmayı hiç istemiyor ama en azından kardeşimin yanında olman beni rahatlatıyor.
-Selim amca akşam neler olduğunu bilemezsin, dedi Naz heyecanla..
-Rüzgar ölmemiş, burada..
Selim bey, Naz için endişelenmişti.
-Kızım sen ne diyorsun. Yaşadığın olaylar senin sinirlerini bozmuş olmalı, dedi.
Naz:
Hayır Selim amca, Rüzgar burada arka tarafta, gel sana göstereyim.
Naz, yaşlı adamı çekeleyerek arka tarafa götürdü. Fakat odada kimse yoktu.
-Nasıl olur. Buradaydı, sabaha kadar onunla konuştuk. Hatta seninle evimize geri dönecekti.
Rüzgar , Naz ön tarafta dükkanın işleriyle uğraşırken odanın camından çıkıp gitmişti.
Naz, hayal gördüğünü düşündü. Ama o kadar gerçekti ki.. Yatağın üzerinde ki nota gözü takıldı.
''Halletmem gereken şeyler var. Selim amcaya söyle işlerimi halledip yanına gideceğim.
-Bak Selim amca işte not, Rüzgar yazmış.
Naz, Selim beye Rüzgarın anlattıklarını birbir anlattı. Selim bey mutluluktan ne diyeceğini bilemedi. Naz ile vedalaşarak evine geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN
Kısa HikayeSıcak bir aile ortamı nasıldı ? Hiçbir zaman öğrenemedi.8 yaşında olmasına rağmen sanki hayatın en acılı anları ona ve kardeşine yaşatılıyordu.Hayatta en çok sevmesi gereken babasından çok korkuyor ve bir o kadarda nefret ediyordu.Annesin...