Bölüm 7

24 2 0
                                    

Naz o gün kendisinden ne istenirse yaptı. Çok yorulmuştu. Yarın selim amcasının gelecek olması onu çok heyecanlandırıyordu. Lokantada herkes dağıldıktan sonra kapıyı kilitledi, ışıkları kapatıp arka tarafa geçti. Bir an önce uyumak istiyordu. Arka tarafta dışarıya bakan küçük bir pencere vardı. Perdeyi kapatmak için cama yöneldi. Tam o sırada camın önünden bir karaltı hızla uzaklaşarak gözden kayboldu. Naz çok korktu. Perdeyi birden kapatıp koşarak yatağına girdi. 

Korkuyordu, camı gözetlemekten sabaha kadar uyuyamadı.  Hırsız olmalıydı . İçeride birinin olduğunu fark edince kaçmıştı, diye düşünerek kendini rahatlatmaya çalıştı. Kalkarak dükkanın açılış hazırlığını yaptı. 

Nermin hanımın hastanedeki uzun yıllar devam eden tedavisi sona ermiş,  taburcu günü gelmişti. İlk işi çocuklarını aramak olacaktı. Bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Evinin olduğu yere geldi. Ev yıllardır kimse yaşamadığı için bakımsızdı. Bahçeyi otlar ve dikenler sarmıştı. Eski komşularından biri Nermin hanımı tanıdı.

-Nermin sen misin? Gözlerime inanamıyorum , dedi.

Nermin hanım sesin geldiği yere doğru baktı fakat kim olduğunu çıkaramadı. Belli ki onu tanıyan eski bir komşusuydu.

-Pardon , beni affedin ama sizi tanıyamadım.

-Benim Aysel, tanımadın mı beni ?

 Nermin hanım , dikkatli baktıktan sonra tanımıştı komşusunu..

-Seni Allah çıkardı karşıma dedi ve Aysel hanıma sarıldı.

İki eski dost bir süre sarıldıktan sonra Nermin hanım, 

-Çocuklarıma ne oldu ? dedi.

Eski dost başını önüne eğdi. Onlara Selim beyin sahip çıktığını, bir süre sonrada iki ayrı yurda yerleştirildiklerini söyledi. Sonra geri kalan cümleler boğazına düğümlendi. Rüzgar'ın öldüğünü söyleyemedi.

-Selim bey yaşıyor mu? diye sordu.

Komşusu, yaşadığını ama yaşlandığı için çok fazla dışarıya çıkamadığını söyledi. Nermin hanım komşusundan , daha sonra görüşmek dileğiyle ayrıldı. Selim beyle görüşmek için onun evine gitti. Kapıyı defalarca çalmasına rağmen kapıyı açan olmadı. Camın aralık olan perdesinden içerisini görmeye çalıştı. Hiç bir hareketlilik yoktu. Belli ki evde değildi.

Selim bey, kardeşinin yanına gitmek üzere  erken saatte otobüse binmek için evden ayrılmıştı.

Nermin hanım, çocuklarına ulaşmak için tek çaresinin Selim bey olduğunu düşündü. Ne olursa olsun onu görmeden bu kapıdan ayrılmayacaktı. Basamaklardan birine oturarak beklemeye  başladı.  

-Selim bu sabah erkenden kardeşinin yanına gitmek için yola çıktı.

Nermin sesin geldiği yöne baktığında yaşlı bir adamın kendisine seslendiğini gördü.

Selim diyorum ,Balıkesir'e kardeşinin yanına gitti. Bir haftadan önce de dönmez.

Yaşlı adam sözlerini bitirip,  yavaş adımlarla oradan uzaklaştı.

-Bir hafta mı ? dedi, kendi kendine..

Komşusu geldi birden aklına o, kendisine mutlaka yardım ederdi.

Aysel'in kapısını çaldı. Durumunu ve çaresizliğini birbir anlattı. Fakat komşusu üzgün olduğunu, hasta annesine bakmak için hazırlandığını ,uzun bir sürede annesinde kalmak zorunda olduğunu söyledi.

Nermin'in bir kez daha ümidi kırıldı.

Mahallenin muhtarına gitti. Evinin anahtarı onda olabilirdi. Kendisini tanıttı  ve yardım istedi. Muhtar evin anahtarlarının Selim beyde olduğunu, ondan isteyebileceğini söyledi.

Selim bey, çocukların günün birinde geri dönebileceği ihtimaliyle anahtarı saklamıştı.

Nermin bir hafta kalabileceği bir yer bulmalıydı. Mecburen oradan uzaklaştı. Bir hafta sonra mutlaka yine gelecekti.

Naz müşterilerin yoğunluğundan günün nasıl geçtiğini fark edemedi.

-Ooooo!  kardeşim, hoş geldin.

Bu ses Kerim beye aitti. Naz'ın birden kalbi çarpmaya başladı. Yoksa Selim amcası mı gelmişti. Kapıya doğru baktı. Evet oydu, ne kadarda yaşlanmıştı. Selim bey,  Naz'ı görebilmek için etrafına bakındı. Göremedi, daha doğrusu tanıyamadı. Nasıl tanıyabilirdi ki, Naz o zaman sekiz yaşındaydı. Şimdi ise çok güzel bir genç kız olmuştu.

KİMSİN SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin