Bolum playlist: Hayko Cepkin Ben Insan Degil miyim?
John'un okuldan çikişi gözümün önünden gitmiyordu. Bu küçük bir çocuğun ailesinden ayrılması gibi bir şeydi. Ağlamak feryat figan bağırmak istiyordum ama tek yapabildiğim arkasından öylece bakakalmaktı. Sadi hala omuzumda ağlıyordu ve biz bu korkunç koridorun tam ortasında donup kalmıştık. Ona ne kadar sıkı sarılsam o kadar fazla ağlıyordu.
Bir kaç kere gözyaşlarını silmeye kalkıştığımda, ellerimi çekmiş ve daha derin içler çekerek, omuzuma işkence yapmaya devam etmişti. Kendi gözyaşlarımı silmeye fırsat bulamasam da, artık ağlamak istemiyordum. Dik durup olan biteni sindirmeli, savaşa savaşla karşılık vermeliydim. En iyi arkadaşımı toparlamalıydım! En iyi arkadaşıma geçeceğini söyleyebilmeliydim. Onu yaklaşan savaşa hazırlamalı, yara almaması için elimden geleni yapmalıydım.
Bilal yanımıza yaklaşıp, Sadi'nin omuzlarından tutarak dikleşmesine yardim etti ve Sadi'nin kolunu kendi omuzuna atarak yürümesine yardımcı olmak üzere bekledi. Ben de diğer kolunu kendi koluma dolarken, gözyaşlarımı yeniden sildim, yenisinin gelmemesini dileyerek.
Sadi'yi arabaya bindirirken beynimde kurmuş olduğum bir çok işkence senaryosunu elemek zorunda kalmıştım. Yüzünü hiç bu kadar paramparça, görmediğim arkadaşım bana hiç olmadığı kadar yabancı geliyordu artık.
Bilal ile birlikte arabanın arka kapisini açıp Sadi'yi yavaşça koltuğa oturttum. Yanından ayrılıp ayrılmama konusunda kararsız kaldığımı fark etmiş olan Bilal, elini uzatıp cebime doğru baktı. Yüzüne mal mal baktığımı görünce, gözlerini devirip derin bir iç çekti;
"Anahtarların!"
Beynimden gecen milyonlarca güvensizliği ve tereddüdü bir kenara iterek, sağ elimi dar paça siyah kotumun cebine soktum. Bedenimin üst tarafını geriye iterek cebimden çıkardığım anahtarlarımı, yavaşça Bilal'e uzattım. Tam alacakken geri çektiğim anahtarlarımı bırakıp, yüzüme diktiği mavi gözlerine odaklanarak;
"Sadece bu seferlik, sakin umutlanma!'
Bana cevap olarak sadece gözlerini devirdi ve sürücü koltuğuna tek hamlede zıplayıverdi. Benim defalarca uğraşlar sonucu ancak çalıştırabildiğim arabam, onun ellerinde tek seferde çalışıvermişti.
Bu çocuğun sadece insanlar üzerinde değil, nesneler üzerinde de etkisi vardı.
Eve dönüş yolunda Sadi arabamın arka koltuğunda uzanmış başını dizime koymustu.Saclarini okşayarak geçirdiğim onca yolu tekrarlamamak için dua ediyordum. Bir kere daha dağılırsa toparlayıp toparlayamayacağımı bilmiyordum.
Arabadan inerken havanın soğuduğunu, yüzüme vuran sert rüzgârdan anlamıştım. Buralar zaten hep soğuktu. Kendim indikten sonra, Sadi'nin inmesine de yardımcı oldum, kapiyi kapattım ve Bilal'e baktım. Sürücü koltuğunda bana doğru dondu ve sağ elini kaldırmasıyla, arabamla birlikte ortalıktan kaybolması bir olmuştu. Akli varsa geri gelmezdi çünkü geri geldiğinde, doğduğuna milyonlarca kez pişman edecektim onu!
Keyifli okumalar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XY+XY=ASK
RomanceSiz hiç bir kadın tarafından deli gibi sevilirken bir adamın pesinden gururunuzu ayaklar altına alarak koştunuz mu? Üstelik erkek ve kadın sıfatları bu kadar yapışmışken insanların zihinlerine? arkadaslar bu kitap homoseksuellik icerir, bunun ya...