1 Sene Sonra - [ Mart, 2017 ]
Bugün büyük gündü. Emeklerimin, hayallerimin belki umutlarımın, ilmek ilmek ruhuma işlediğim mesleğimin büyük günüydü bugün.
İstanbulun en büyük moda tasarım evinde bir sene önce işe başlamıştım. Neredeyse mezun olduktan hemen sonraydı. Ve bugün bir senedir yaptığım çalışmaların reklam lansmanı vardı. Moda evi benim koleksiyonumu çok beğenmişti ve tam da istediğim gibi iki yıla yakın bir süre için beni Parise eğitime gönderecekti. O kadar az kalmıştı ki yaklaşık iki hafta sonra Parise uçacaktım.
Saçımı topladıktan sonra yatağın üzerine bıraktığım çantanın içine telefonumu koyup gece giyeceğim elbiseyi de alıp aşağıya, kahvaltıya inmeye başladım. Bugün salonda ses olmadığına göre Sevim teyze bahçeye kurmuştu sofrayı. Ben bahçeye çıkarken Sevim teyzemde elinde boş tepsiyle içeri geçmek üzereydi.
"Günaydın Sevim sultan."
Yanağına kondurduğum kocaman öpücüklerden memnun oluyordu. Kocaman gülümsemelerine bayılıyordum. Ne olursa olsun gülümseyebiliyordu ve kendine bunu o kadar yakıştırıyordu ki hayran kalıyordum ona.
"Günaydın bıcırığım. Haydi geç kahvaltıya. Sen ver elbiseni bana arabana koyarım ben. Geç geç getiriyorum çayını."
"Alırım bir tavşan kanı sultanım."
Elbisemi verip masada oturan annem ve babamın yanına doğru geçtim. Babam son üç dört ayda o kadar gergindi ki sürekli çatacak yer arıyordu. Yıllardır bu kadar agrasif hiç görmemiştim babamı. Kalbi de kendi de pamuk gibi bir insandı. Ne annemi ne beni üç dört ay öncesine kadar bir kere bile kırmamıştı. Ama son zamanlarda çok kötü davranıyordu. Annem bana belli etmemeye çalışsa da anneme çok kötü davranıyordu. Bana ise nedenini bilmediğim bir ambargo uyguluyordu.
Sürekli peşimde bir koruma ile geziyordum. Gittiğim her yer babama rapor ediliyordu ve yıllardır ilk kez bizim ev kale gibi korunuyordu.
Annemle tehdit aldığı konusunda şüphelerimiz olsa da soramıyorduk bunu babama.
"Günaydın annem , Günaydınlar babam " diyerek her ikisini de yanaklarından kocaman öpmüştüm. Babam son zamanlarda olduğu gibi gergin ve sert bir karşılık verirken annem beni yanındaki sandalyeye oturtup saçlarımı okşamış her zamanki gibi şefkatiyle donatmıştı beni. Evin tek çocuğu olmam nedeniyle bolca şımartılmış bir çocuktum ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümra
RomanceEn yakınından gelen ihanet mi daha acıdır , yoksa hapsedildiğin bir zorbalıktaki soyadı mı daha acıdır ? Ya da engel olamadığın içindeki aşk filizleriyle baş edememek mi ? Genç bir kızın İstanbul dan koparılan ve Mardine hapsedilen hayatı ... K...