odayının kapısını çalan kişi galiba kapıyı söküp almak istiyor herhalde çünkü eğer birazdaha tıklatmaya devam ederse kapı diye birşey kalmayacaktı.sinirle yataktan kalkıp kapıya doğru yürüdüm elimi kapının kulpuna getirdiğimde kapıdaki tıklatılma sesi gitti yerine sessizlik aldı eh yani bir zahmet bu zamana kadar açmadıysam vardır birşey ne iye durmadan kapıyı kırmak ister gibi tıklatıyorsun ki.gelen kişinin gittiğini umarak yatağıma tekrar dönmüştüm ki lanet kapı tekrar tıklandı ama bu sefer daha şiddetliydi bunun bir elle olamayacağı kadar sertti çıkan sesler.kapıyı açtığım andan vicudumu geriye eğmem bir oldu çünkü kafama çekiç yiyecektim.ellerimi havaya kaldırıp gözlerimi kocaman açtım.
"sakin ol"dedim.gelen kişi buseydi sinirle elindeki çekici havaya kaldırıp bana vuracak gibi yaptı bende ellerimi önüme siper ettim.gözlerini devirip çekici duvar kenarına usulca bıraktı ve odanın içine ilerleyip etrafa göz gezdirmeye başladı.ona 'Ne Yapıyorsun 'bakışı atıyordum ama banamısın demiyordu.dolabımın kapaklarını açıp kıyafetlerimin arasını sevinçle açtı ama aradığı şeyi bulamamış olsa gerek geri somurttu.
"kızım bavulun nerde senin?"
ne bavulundan bahsediyordu bu.ne yapacaktı ki benim bavulumu yoksa bir yere mi gidiyordu.
"ne yapacaksın bavulu?"
"okul tatilata giriyor kızım bizde grupla kararlaştıdık tatile adaya gidiyoruz emrenin ailesinin ve benim ailemin ortak bir ev gibi bir şeyi var orada ve kafa dinlemek için süper bir yer oraya gideceğiz 2 saat içinde çıkacağız ama senin bavulunu bulamıyorum sahi bir bavulun var değil mi?"dedi.galiba busenin en uzun konuşmasıydı bu. bir adaya gidiyorduk ve benim daha yeni haberim oluyordu grupla kararlaştırdık dedi bende o gruptandım ama bana kimse hiç birsey söylememişti.okul tatilata giriyordu buna sevinmem gerekiyordu değilmi,busenin hayla benden cevap vermemi bekler bakışıyla ne sorduğunu hatırladım bir bavulum olup olmadığını.evet bir bavulum vardı.kafamla onu onaylayıp yatağımın altına doğru eyildim ve yatağımın altındaki bavulumu çıkardım buse ellerini birbirine vurup dolabım daki kıyafetlerin yarısını çıkartıp bavula sokuşturmaya çalıştı.
"onları katlarsan daha fazla yerim kalır. buse bırak ben yaparım hem sen hazırladın mı eşyalarını ?"
kafasıyla onayladı dolabımda bulunan çekmeceden bir sürü iç çamaşırı,mayo ve bikini aldı.bavula koyduktan sonra bavulun fermuarını çekip kapattı ve üstüne ellerini bir defa vurup ayağa kaltı beraberinde bavuluda kaldırdı.
"gidebiliriz"
kafamla onaylayıp üstüme başıma baktım uygunsuz bir kıyafet değildi bununla gidebilirdim.çantama kulaklığı ve şarj aletimi alıp koydum telefonumu komadinin üzerinden alıp kapıya ilerlerim o benden önce çıkmış hatta emre yi arayıp hazır olduğumuzu söyledi.merdivenlerden inerken tatil için ne yalan söyleyeyim heycanlıydım daha öncede adaya hiç gitmemiştim.
emrelerin yanına geldiğimizde onlarında hazır olduğunu gördüm iyide nasıl gidecektik.buse düşüncelerimi okumuş gibi eliyle sol arka tarafımızda bulunan karavanı gösterdi ağzım açık kalırken bunu nereden bulduklarını sorgulamadan karavana ilerleyip içine girdim benim arkamdan onlarda geldiklerinde emre bavulumu karavanın içine koyup söför koltuğuna yerlesti.
yiğit,ufuk,buse de yerleştiğinde karavan harekete geçti.bende camdan geçtiğimiz yolları izlemeye başlarıdım..
........
uzun bir yolculuğun ardından yolculuğumuz bitmiş adaya gelmiştik burası gerçekten muazzamdı yeşillik bu doğa insanın içini açıyordu gözlerimi kapatıp kafamı yukarı kaldırdım ve kuşların cıvıltı seslerini dinledim.