Jay, mavilere bürünmüş etrafında onlarca parlak ışık. Gülümsüyor. Ama yalandan ama mecburiyetten. Kalbinin rengiyse ak ve kara arasında savaşıyor. Beyaz " Ölenle ölünmez" diye teselli ederken, Siyahsa "Kimi kandırıyorsun " diye iğneliyordu onun çaresiz gri kalbini. İkisinin ortasındaydı tüm kaygıları. Her duvar köşesine baktığında Zane'i görüyordu sanki. Bazen kendisine gülümserken bazende sadece bakarken. Bu seferde gülümsüyordu ona Zane. Biliyordu hayal gücü ona uyun oynuyordu, biraz saçma ama… oda gülümsedi Zane'e . Bir zamanlar yaptığı yemeklerin kokusu hâlâ burnunda tüterken.
Şöyle dedi Jay; " Gittin ha Zane?… Güle güle bile demeden." Derin bir soluk alıp yarık kaşının hemen altındaki sol gözünü koluna sildi. Kendini toparlamak adına silkindi. Bir yolunu bulup kendini avutmalıydı. " Yaşarınca gözlerim daha bir parlak mavi oluyormuş " diyerek başladı ufak bir tebessümle.
Kafasını kaldırıp önüne baktı Jay. Karşısında boydan boya uzanan bir ayna, önünde tonla makyaj malzemesi. İyi bir iş ve stüdyo çıkışından sonra alacağı yüklü miktarda para. Geleceği parlaktı en azından, belkide ünlü bile sayılırdı o kokoş popçuların aksine. Şöyle bir düşündü kapatıcıyı yüzüne sürerken; " Yerimde olmak isteyen öyle çok insan varki…" dedi " Ama " dedi bir ses. Yaklaşık bir iki dakika sustu. Bu Jay için sonsuz gibi geçen bir zamandı. O kimdi?! Bilmiyordu. Jay'in sözünün devamını getirdi yine o ses. " Umarım kimse birgün senin yerinde olmaz." dedi bir sitemle. Çocuksu, ama olgun. Kızgın ama bir o kadar da kırgın ve tanıdık. Jay arkasını döndüğünde kapıyı aralık bir vaziyette buldu, oysaki kapıyı kapattığından emindi? " Peki ya bu kimdi? " diye içinden geçirerek önüne dönerken aniden yerinden sıçramıştı adeta.
"Lloyd?!" dedi Jay. Göz bebekleri şaşkınlıktan ufalmıştı. " Senin burda ne işin var?!" demesine kalmadan Jay'in süslü aynasına yaslanarak cevap verdi Lloyd" Seni kendine getirmek için geldim. Asıl senin ne işin var! " diye adeta azarladı Jay'i. Sonra ekledi, oldukça rahat ve alay ederek; "Burdan çıktığında ne kadar para alacaksın? " Jay cevap vermedi, doğrusu vermek istemedi. Sonra Lloyd elindeki bir deste doları masanın üzerine sertçe koydu." Bu kadar olabilir mi sence Jay?" O "Taaak!" sesi Jay'in içine işlemişte adeta. " Sen-N-nasıl…" diye kekeledi Jay. Lloyd'un diyeceğini az çok tahmin ediyordu. Ve aynen de beklediği gibi olmuştu. " Menejeriyim dedim sana iletmemi istediler!…" Bir iç çekti gözlerini kapatarak. "Değer mi?" dedi Lloyd. " Değer mi, bizi parlamaya, değer mi kendini süslü eşyalarla kandırmaya!?" yüzüne tokat gibi vurdu sözlerini.Süslü masasına yumruğunu vurdu Jay. " Kes!" dedi. " Kapa çeneni!… Kafamdaki dumanları dağıtmak için burdayım ben! Benim ne parada ne pulda hiçbirşeyde gözüm yok! " diyerek önce oturduğu sandalyeyi devirdi. Daha sonrada masadaki tüm eşyaları. Elinden çıkan ufacık bir kıvılcımla kül etmişti dolarları. " Anlamıyorsun! Anlamazsın, AN-LA-YAMAZSIN! Yıllarca sırt sırta verip kardeşim dedigin adamın sırtını bıçaklaması ne demek olduğunu anlayamazsın sen! Gösteriş, para pul için mi sence, ne sanıyorsun Lloyd! Benim de bir onurum var! "Bir kez daha masaya vurarak vurguladı sözlerini . Lloyd'un gözlerinin içine baktı Jay. Sonra bir iç çekerek yüzünü diğer tarafa döndü. Son bir çabayla kapıyı işaret etti. Birgün bunu yapmak zorunda kalacağını nereden bilebilirdi?
Jay'i ilk defa bu kadar tepki verirken görüyordu Lloyd . Öfkesini gözlerinden okuyabiliyordu adeta." Çık git!" dercesine kapıyı göstermişti Jay. Bu öyle ağrına gitmişti ki... Belkide daha önce hiç böylesine çatmamıştı kaşlarını. Yinede sonrası için boynunu eğip de kapıdan çıkmayı göze aldarak az sonra yapacağıyla "Nokta" diyecekti Lloyd. Sağ bileğini gösterdi. Bileğine doladığı iki kuşağı çozdü. Beyaz olanı gösterdi Jay'e. Adeta gözüne sokarak; " Bak, bu Zane! " diye bağırdı. " Onun için…"dedi. Mavi olanıda Jay'in suratına fırlattı Lloyd. Kapıya doğru yönelerek son sözünü söyledi ve onu kendi pişmanlığıyla yalnız bıraktı. " Ne zaman gerçek bir ninja gibi davranacağım diyorsan… beni nerede bulacağını biliyorsun!"Kendine kızdı Jay. Yine duvar dibine baktı yaşaran gözleriyle. Zane'ni görüyordu orada. Fakat orada Zane'in çakır gözlerinden okuduğu tek ifade hayal kırıklığıydı. " Özür dilerim Zane " diye iç çekti Jay. " Özür dilerim" İki elinin arasında akıp giden mavi kuşağına bakarak şunu dedi hüzünlü sesiyle; " Öldürsen daha iyiydi be Yeşil Makine ."
Gece , hatta belkide sabah saat 04;51'de yazılan bölüm ancak bu kadar olabildi üzgünüm.
For; Erişte'm